𝗍𝗈𝗄𝗒𝗈 𝗋𝖾𝗏𝖾𝗇𝗀𝖾𝗋𝗌 2 || ☯︎

𓂀 𝗒𝗂𝗋𝗆𝗂 𝖻𝗂𝗋

「

*❖•ೋ° °ೋ•❖*

─Hickeylere çok hassas olan S/Aları

*❖•ೋ° °ೋ•❖*

」

Mikey başınızı yana yatırırken elleri kalçalarınızı düzleştirir. Bedeninizi tembelce kucağında yuvarlar. Vücudunun sarsıntısını fark eder, dudaklarını kırılgan cildin üzerinde gezdirdiğinde ten yükselir, "Hassassın." Diye fısıldar, şakacı dudaklar şimdi boynuna yapışıktır. Mikey'in parmakları sizi daha da yakına çeker. Boynunuzdaki çukura daha kolay erişim, teninizi emer. Ten koyu mavi tonlarına dönerken hava ciğerlerine çekilir. Mikey derinin daha koyu bir renge dönüştüğünü görmek için eğilir, zaten dönüştüğünüz kıvranan karmaşaya kendi kendine gülümser. Sıcak teninize başka bir güzel renk emmek için geri dalar, sert şişkinliği üzerinde kalçalarınızı daha sert hareket ettirir. "Seni istiyorum prenses" sesi hassas cildi yatıştırır, nefes nefese bir cevap bıraktığınızda dudaklar bir gülümseme oluşturur. Giysiler zemini renklendirir, vücudunuzu saran eller sizi yatırırken, cildinizin ardından hıçkırıklar bırakır. Senin çıkardığın sesleri, teni emen dudaklarının yumuşak iniltilerini ve çığlıklarını seviyor. Sesin ritmik bir ilahi çalıyor, Mikey teninde başka bir lekeli hıçkırık emerken haykırıyor. "Artık herkes benim olduğunu bilecek." Mikey sikiyle deliğin etrafında dönerek mırıldanıyor. "Böyle çok güzel görünüyorsun, hepsi bana ait." Mikey kalçalarını indiriyor ve sana doğru ilerliyor, gözlerini boynunun her yerindeki lekelere sabitliyor.

Draken'in çok daha büyük çerçevesi üzerinizde dolaşıyor, dudaklarında sinsi bir sırıtış asılı. Boynunu öpmek için eğilerek, "Çok tatlısın" diye düşünür. Tabii ki kıvranıp onu geri itersin. "Hadi güzel kız bana sana ne yaptığımı göster" Draken sırıtarak bacaklarını açıyorsun. Odanın etrafındaki hava kaygan kıvrımlarından soğuk akıyor. Utangaç bir tavırla yana dönersin ve ona güzel boynunda süslediği hıçkırıkları gösterirsin. "Sana yakışıyorlar ama buna ihtiyacın var..." Duruyor, eğiliyor, dudaklarını dokunulmamış ten üzerinde parlıyor, yine hassas boynunu emiyor, vücudun titriyor. Bacaklarını daha sert emdiğinde "Burada bir tane daha, güzel bebeğim." Draken parmaklarını amına doğru kaydırır, parmakları yarıktan "Mh ve belki bir başkası" kayar, parmakları deliğe batarak vücudunuzu bir sis haline getirirken başka bir canlı mor yaratır. Hıçkırıklar çiçek açan orgazmınızın sadece ucu.

Hanma homurdanıyor, dili iç uyluğunuzda uzun ıslak bir şerit bırakarak, uyluğunuzda derinleşen koyu teni övmek için bacaklarınızın arasındaki özel yerinden eğiliyor, vücudunuz titrediğinde sırıtıyor. Çevik parmaklar hıçkırıkların üzerinde gezinir ve hanma kendini tutamaz "Meleğim, neden böylesin? Sadece küçükbir hickey" Hanma coos, yüzünü senin sıcaklığına yaklaştırarak, "Kendini iyi hissediyor musun?" Ve konuşacak aklın hiç yerinde değil, Hanma amına daha da yaklaşıp açık sulara ilk önce kafanın içine dalarken dudaklarında sadece yarı kapalı ifadeler geziniyor. Ağzının her seferinde ağzını şapırdatıyor, emiyor ve fiskeler atıyor, gözleri güzel, belirgin uyluklarınıza bakmak için açık kalıyor. Zaman eterik geliyor, orgazmınız vücudunuzu yıkıyor. Çekirdeğinizi sallayan dalgalar tarafından kesiliyor. Hanma, sıvılarını dilinde hisseder, çenesine doğru iner ve merak eder;  mümkünse. Klitorisine bir hickey koymak için mi?

Izana elleri seni göğsüne daha da yaklaştırıyor, teninde çarpan kalbinin zonklayan ritmine karşı sırtı kızarıyor. Bu sefer daha yavaş hareket ediyor, horozu duvarlarınıza doğru sürüklenirken kalçaları hafifçe sallanıyor, dudaklarınız boynunuzun yarığıyla tabana değiyor "Benim için iyi hissettiriyor." Boynunuzda bir açıklık fark eder, ten gözleri için çıplak bir tuval gibidir. Izana size pompalamaya devam ederken dudaklarını yumuşak bir şekilde boynunuza yaslar. İlk emmede titrersiniz, dudaklarınız teninizle kanar ve havayı dolduran boğucu bir popo, tene karşı gülümser "Ben de böyle düşündüm meleğim." Deliğinizin içindeki yavaş vuruşlar, ağzını boynunuzda karıştırıyor, sert emmek dizleriniz tıngırdatıyor ve mideniz sıcaklıkla birleşiyor. Izana boynunda yaptığı koyu renklere biniyor, eli klitorisini çevrelemek için aşağı iniyor ve midenizde o kadar sıkı düğümlenen iplik çözülüyor, parmaklarını kaplıyor. Horozunu kremliyor. Parmak uçları tenine kazınmış derin renklere bakarak boynunun üzerinde hayalet gibi gezindi "Böyle bir şeye bu kadar kolay boşalacağını bilmiyordum." Izana'nın gözleri açgözlülükle parlıyor, daha fazla sanat eseri yaratmak için hemen boynunuzda.

Boynundan onun adının ve koşuşturmanın bir iniltisi çekilir, dudakları hala aralıktır ve dişlerinin arasından hafifçe hava üflenir. İçgüdüleriyle hareket eden ve senin sızlanmalarınla ​​beslenen, gürültüyü tekrar duymak için can atıyor, bir kez daha zihnindeki izlerin izlerini gör. "Nedir?" Koştu, yüzünü ellerinin arasına aldı, gözleri hâlâ güzel işaretlere takılı kaldı, "Bana ne olduğunu söyle?" Utangaç bir şekilde başka tarafa baktığında, hıçkırığın ne kadar hassas hissettiğini mırıldandığında gülümsüyor, ama bu gözün görebileceğinden çok daha fazlası. Ondan ne zaman uzakta olduğunuzu bilerek bir güç duygusu hisseder; insanlar sadece senin kime ait olduğunu biliyorlar ve bununla birlikte koştu, bacaklarını genişçe rahatlatıyor, horozunu içeri kaydırıyor ve esnemede inliyor, dudaklar göğsünüzün etrafındaki taze cilde doğru sürükleniyor ve yüzeye daha fazla hıçkırık getiriyor. Şu anda boşalabilir, sıcaklığı onun horozunu işgal ediyor, değerli tenin dudaklarıyla parçalanmış ve onun olduğunu bilerek;  sadece onun ve o hıçkırıklar bununla eşleşebilir.