NAZLI=A-ama bu? Senin ne işin var burada?
DEMİR=Size söylemek istediğim birkaç şey var Nazlı. Bir kaç dakikanız var mı? Lütfen çok tutmayacağım sizi.
Nazlı şaşırmış halde Ali'ye bakar.
ALİ=Nazlım sakin ol, kızma ne olur. Tekneye çıkalım konuşalım olur mu, hadi?
Nazlı kaşlarını çatar, Demir ve Ali'nin yardımıyla tekneye çıkar. Teknenin ön tarafına otururlar.
NAZLI=Ne işin var burada senin?
DEMİR=Nazlı ben yapamadım, sizsiz oralarda yapmadım geri döndüm.
NAZLI=Ya sen benimle dalga mi geçiyorsun Demir? Açelya nasıl perişan oldu, nasıl zor günler yaşadı haberin var mı senin? Zar zor toparladık kızı. Hiç bir şey demeden öylece bir mektupla bize de ufak bir mesajla çekip gittin. Şimdi de hiç bir şey olmamış gibi Aa merhaba ben geri döndüm mü diyorsun? Ne bekliyorsun ki?
DEMİR=Nazlı çok berbat durumdaydım. Açi ile aram bozuktu, hastaya yanlış müdahale ettim benim yüzümden ölüyordu. Şirkette her şeyi berbat ettim, iflas ediyorduk neredeyse. Babam onu bana emanet etti Nazlı. Onun emanetine sahip çıkamamak, ona baş kaldırıp elde ettiğim doktorlukta bocalamak çok ağrıma gitti. Sevgilim ya her şeyim dediğim kadın psikoloji okumaya başlamış. Yanı başımda her gün her saat yanımda ya. Fark edemedim kendi geldi söyledi. Ona da zarar vermeye başladım, ben benlikten çıktım. Daha kötü olsun istemedim Nazlı. Gitmek o an en mantıklı sonuçmuş gibi geldi bana. Özür dilerim sizden de ondan da. Çok pişmanım yemin ederim.
NAZLI=Ne yapacaksın şimdi peki?
DEMİR=Nazlı ben onsuz yapamıyorum, nefes bile alamıyorum. Önce Açelya'dan sonra da hepinizden özür dileyeceğim. Ne yapıp edip kendimi affettireceğim ona. Biz Ali ile konuştuk. İlk olarak seninle konuşmak istedim. Biliyorum hatalıyım ama lütfen düzeltmeme izin ver, verin yani.
Nazlı Ali'ye döner.
NAZLI=Ne zamandır beri konuşuyorsunuz siz?
ALİ=Düğünümüze çağırdım ben Demir'i. Açelya'nin karşısına hemen çıkmak istemedi ama biz o zamandan beri konuşuyoruz. Ben buraya balayına geleceğimizi söyledim, Demir de seninle konuşmak istedi. Bana da tekne ayarlamamda yardım etti. Nazlı biliyorum Açelya senin yakin arkadaşın ama Demir de çok pişman. Biz seninle ayrıyken ben de çok üzülmüştüm, pişman olmuştum. Kıyamadım Demir'e ne yapayim?
Nazlı derince bir iç çeker. Demir'e döner.
NAZLI=Açelya hâlâ çok öfkeli sana karşı. Seni affeder mi bilmiyorum.
DEMİR=Ne yapıp edeceğim onu tekrar kazanacağım Nazlı, söz veriyorum. Neyse ben sana haber vermek özür dilemek istemiştim. Ali ne yapması gerektiğini biliyor teknede ben artik gideyim. Bir şey ihtiyacınız olursa beni nerede bulacağını biliyorsun Ali. Görüşürüz.
ALİ=Görüşürüz Demir.
Demir AlNaz'a veda edip, tekneden iner. Nazlı onun gittiği yöne bakıyordur. Uzun bir sessizlik oluşur. Nazlı gözlerini Ali'ye diker, Ali ise başını yere eğmiştir, titreyen bir ses tonu ile konuşur.
ALİ=Kızdın mı bana?
Nazlı Ali'nin bu halini çok seviyordur. Herkesi mutlu etmeye çalışan Ali yanlış bir şey yapsa dahi Nazlı'nın önünde 2 büklüm kalıyor, küçük bir çocuk gibi cezasını bekliyordur. Nazlı Ali'nin ellerini tutar.
NAZLI=Alicim kızmadım, anladım Demir'e üzüldüğün ve arkadaşın olduğu için onunla iletişime geçmişsin. Ben de istiyorum Demir'in geri dönmesini. Ama Açelya çok zor anlar yaşadı. Buna bizzat şahit olduk hepimiz, hatırlamıyor musun? Her şeyi yaktı yıktı önümüzde. O da unutmadı Demir'i ama hala çok kızgın ve kırgın. Kii böyle hissetmekte de çok haklı. Buna biz karışamayız kendi meseleleri. Madem geri dönecek dönsün. Ne yaşanması gerekiyorsa yaşansın.
ALİ=Ben hepimiz mutlu olalım istiyorum Nazlı. Düğünümüzde herkes vardı, bir tek Demir yoktu. Demir iyi bir arkadaş. Biraz konuştuk bana yardım etti burası için. Hem pişmanlığını hissettim Nazlı, üzüldüm haline. Seninle konuşmak isteyince de kıramadım. Umarım barışırlar Açelya Hemşire ile.
NAZLI=Umarim...
Ali hızla ayağa kalkar.
ALİ=Şimdi balayımıza geri dönebilir miyiz? Tüm sorunlardan insanlardan uzaklaşıp baş başa olalım, he ne dersin?
Nazlı gülümser.
NAZLI=Himm, olabilir. Ne yapacağız?
ALİ=Şimdi Demir bana teknenin mekaniğini az çok öğretti. Sakin bir koya gideceğiz. Orada biraz vakit geçiririz diye umuyorum. Sonraa bana demiştin ya hani avazimiz çıktığı kadar bağıralım diye. Bir yer bulacağız böyle sessiz sakin. Orada bağıracağız, yani çok olmaması kaydıyla. Sonra da denize gireriz. Yani ben ayaklarımı sokarım, sen girersin. Ne dersin Nazlım?
Nazlı parlayan gözler ile Ali'ye bakar. Ayağa kalkıp kollarını Ali'ye dolar. Dudaklarını onunkilere yaklaştırır. Milimler kala nefesleri birbirinin yüzüne vurur.
NAZLI=Çok güzel plan yapmışsın sevgilim. Her hareketinle mest ediyorsun beni.
Ali'nin vücudu yanmaya başlamıştır. Nazlı ne zaman ona bu kadar yaklaşacak olsa her an patlatmaya hazır bir volkan gibi hissediyor nefesi kesiliyordur. Genelde ilk adımları hep Nazlı atar. Ancak bu sefer Ali önceliğin kendisinde olduğunu hissetmiştir. Ellerini Nazlı'nın beline dolar. Dudaklarını hafifçe onunkilere bastırır. Nazlı Ali'nin bu hareketine dudakları onunkilerle buluşmuşken gülümser. Ellerini Ali'nin boynuna ve saçlarına yerleştirir. Bir süre sonra nefes nefese ayrılırlar.
NAZLI=Çok sevdim ben bu işi.
ALİ=Bende çok sevdim. Seni öpmek çok zamanımı aldı, biliyorum. Ama şu an seninle geçirdiğim her saniyeye şükrediyorum. Seni seviyorum Nazlım.
NAZLI=Bende seni seviyorum Ali.
Bu sırada ekip hastanede toplanmış, deskte sohbet ediyordur.
DORUK=Yine sinek avlıyoruz maşallah. Cerrahi bomboş.
AÇELYA=Ya ben seni anlamiyorum ha. Elin ayağın boş olsa bir vaka yok dersin. Dolu olsa of çok yoruldum dersin. Manyak mısın pardon?
GÜLİN=Manyak değil, dengesiz dengesiz.
DORUK=Dingisiz dingisiz.
Gülin Doruk'un koluna vurur.
DORUK=Ahh manyak mısın kızım, kolumu deldin ya.
GÜLİN=Taklidimi yapma gebertirim seni.
AÇELYA=Off onu bunu bırakın da ben Nazikomu çok özledim ya.
GÜLİN=Yaa şaka gibi değil mi? Nazlı daha bir kaç ay önce ayrıldık diye ağlıyordu yanımızda, şimdi yine aynı adamla balayinda. Hem de hamile.
DORUK=Ahaha harbi ağırdan alıyoruz diye diye koydular çocuğu 2 günde. Ben boşuna kara şimşek demiyorum o çocuğa.
GÜLİN=Iyyy Zevzek.
AÇELYA=Ya sen onu bunu bırak da dün gece niye geç geldin sen bakayım?
DORUK=Sa-sanane be. Kocaman adamım ben hesap mı vereceğim sana? Ya-yani gezdim dolaştım hava aldım ne var bunda? Hem sen benim yolumu mi gözlüyorsun?
AÇELYA=Doruk!!! Ay bir sus ya ne çene var sende. Merak ettim ondan sordum. Ne yaparsan yap, aaa deliye bak ya. Hem sanki anlamadım Harika ile buluştuğunuzu.
DORUK=Nereden anladın kızım?
AÇELYA=Doruk zaten kafanda 3 4 tel saç var, yaşlanınca iyice kel kalacaksın neyse o ayrı bir konu. 3 4 tel saçına jöle kutusunu boca etmişsin. Banyoya bir girdim her yer traş köpüğü, jöle, parfüm kokusu. Iyy midem kalkti bak hatırlayınca.
DORUK=Kızım kocaman evde 2 tane banyo var. Yukarısı senin değil mi? Ne arıyorsun sen benim banyomda?
AÇELYA=Ne arayacağım be aaa şuna bak. Bir şey lazım oldu oraya girmek zorunda kaldım ne var? Hem konumuz o değil şimdi. Ya Doruk ben seni anlamiyorum. Kız güzel, zeki ee iyi de biri. Biz senin arkadaşın değil miyiz, geçen beraber kahvaltı etmedik mi?
Ne bu ergen ergen haller, bir saklama bir gizem hali? Söylesene işte buluştuk, gezdik ettik diye. Ne var yani?
GÜLİN=Ay evet Doruk sanırsın devlet sırrı. Hem biz de Harika'yı çok sevdik, bir şey demiyoruz ki sana. Niye böyle davranıyorsun?
DORUK=Ufff korkuyorum ben tamam mı? Uzun süredir ciddi bir ilişkim olmadı benim. Kızım kız kanun kadar zengin. Benim burada aldığım maaş belli. Hem daha uzmanlığımı bile almadım. Onu memnun etmek istiyorum, mutlu olsun istiyorum. Korkuyorum bir şey çıkacak da bozulacak diye.
AÇELYA=Güzel arkadaşım anlıyorum ben seni ama Harika öyle biri değil ki. Ya tamam zenginler şimdi Allah var. Ama anne babasıyla zaten yakın değiller şu hastalık mevzu yüzünden. Ee kizin gözü parada pulda olsa kendi çevresindeki biriyle beraber olurdu bu zamana kadar değil mi? Harika seni seviyor Doruk. Senden çok hoşlanıyor ve seninle mutlu. Sende oluruna bıraksan biraz he olmaz mı? Zamanla her şey olacağına varıyor zaten.
DORUK=Öyle mi diyorsun?
AÇELYA=Tabi öyle diyorum.
GÜLİN=Hem sen neden kendini küçük görüyorsun ki. Maşallah boylu poslu çocuksun. Koskoca cerrahsin. Ne kaldı şurada uzmanlığa bir kaç ayın var. Türkiye'nin en iyi hastanelerinden birinde çalışıyorsun. Ee daha ne? Öpsün başına koysunlar seni valla.
DORUK=Dimi yaaa? Taş gibi çocuğum ben. Öpsün başına koysun beni. Evet evet.
AÇELYA=Eveeet ego tuşumuz an itibariyle açılmıştır. Gelecek olan her türlü söylem ve atılacak havaya karşın lütfen tedbirlerinizi alınız.
GÜLİN=Ahahahhaha.
DORUK=Karar verin be sizde övüyor musunuz, gömüyor musunuz belli değil.
FERMAN=Doruk, Açelya acile bir kaza geliyor, çabuk hızlı hızlı.
Ekip aşağı iner.
FERMAN=Evet Nedir?
ATT=29 yaşında erkek, Cemil Cinsu. Zincirleme kaza yapmış, bacak ve boyun bölgesinde ezilme ve çatlaklar var, solunumu düzensiz.
FERMAN=Tamam gel böyle gel alın 3 numaraya. Muhsin Bey bu bende. Doruk gel benimle. Selvi sende.
MUHSİN=Gel böyle nedir?
ATT=28 yaşında kadın, Rüya Cinsu. Arabadan fırlamış, 25m sürüklenmiş, yüzünde ve karın bölgesinde cam kırıkları, karaciğere saplanmış derin bir kesik var. Kaburgada çatlak ve boyunda ezilme bulunuyor. Yolda 200mg ağrı kesici ve adrenalin verildi.
MUHSİN=Tamam gel buraya, 4 numara alın hemen. Gel gel gel!!!
AÇELYA=Hocam kan kusuyor!
MUHSİN=Kanında boğuluyor, Açelya adrenalini arttıralım, acil laringoskop buraya acil.
MUHSİN=Sakin sakin, şimdi nefes alacaksınız sakin!
ADAM=Kızım, Kızım nerede?
SELVİ=Bey efendi acile bu şekilde giremezsiniz, lütfen çıkar mısınız?
ADAM=Kızım, Kızım Rüya'm, buradayım kızım buradayım.
Adam erkek hastaya yönelir.
ADAM=Ulan it, ben sana alma demedim mi arabayı? Naptın lan sen naptın? Kardeşine bir şey olursa kimse alamaz seni elimden duydun mu alamaz!
FERMAN=BEYEFENDİ!!! Acil burası biz de doktoruz. Hastalarla ilgilenmemiz lazım, çıkar mısınız? Hadi Selvi!!!
Selvi adami zorla dışarı çıkarır.
MUHSİN=Ferman ne durumdasın?
FERMAN=İç kanama geçiriyor, acil ameliyata almamız lazım.
MUHSİN=Benimde ameliyata almam lazım, kırılan kaburgalar organlara batıyor.
FERMAN=Hadi o zaman. Gel böyle gel alalım hastayı. Doruk bende, var mı ihtiyaç sende?
MUHSİN=Hallederim gerek yok, Açelya sen gel benimle.
Bu esnada Ali sakin bir koy bulmuş, tekneyi yanaştırmıştır. Nazlı teknenin ön kamarasina uzanmış, kremini sürmüş güneşleniyordur. Mavi bir mayo giymiş, saçlarını topuz yapmış, gözlerine gözlüğünü takmıştır. Ali altına sarı bir şort, üstüne sıfır kol beyaz bir tişört giymiştir. Tekneyi sabitlediğinde Nazlı'nin yanına gider. Nazlı yattığı yerden doğrulur.
NAZLI=Canım bitti mi işin?
ALİ=Bitti Nazlım. Tekneyi yanaştırdım, dediğin gibi sakin bir yer buldum bize.
NAZLI=İyi yapmışsın sevgilim. Hadi gel krem sürelim sana.
Ali biraz çekinir. Nazlı'nın ona dokunması bazı durumlar hariç onu hiç rahatsız etmiyordur. Ama Nazlı ona her dokunduğunda vücudu alev alev yanıyor, utanıyordur. Ali ellerini kıvırmaya başlar.
NAZLI=Gelecek misin artık?
ALİ=Ge-geldim.
Ali Nazlı'nin önüne oturur. Boğazı yine kupkuru olmuştur. Zar zor yutkunur.
NAZLI=Canım çıkar sen üstünü bende kremi süreyim.
Ali utana sıkıla üstünü çıkarır. Nazlı ile geçirdiği o özel geceden sonra gerekmedikçe Nazlı'nın önünde soyunmamıştır. Yıllardır varlığından haberi bile olmadığı bazı duyguları Nazlı'yi ne zaman çıplak görse ya da ona dokunsa harekete geçiyordur. Kalbi ürkek bir kuş gibi pır pır uçuyor, vücudu yanıp kavruluyor, heyecanlanıyordur. O gece de aynen böyle olmuştur. Hızlı ve panik hareketlerini Nazlı'nın onu yönlendirmeleri sayesinde kontrol altına almış muhteşem bir gece geçirmişlerdir. Tüm bunları düşünürken Nazlı'nın lavlar gibi cayır cayır yanan vücuduna değen buz misali eli ile irkilir. Nazlı narin narin kremi sürmeye başlar. Ali zaten esmerdir, yanma olasılığı kendisine kıyasla oldukça azdır. Yine de Ali'nin bu yanik konusundaki çekincelerini bildiğinden her yerine kremi yedirmeye çalışır. Nazlı'nın elleri sırtına her değdiğinde Ali bir tuhaf oluyordur.
NAZLI=Canım?
ALİ=Hı?
NAZLI=İyi misin, rahatsız mısın?
ALİ=Ha-hayir!
Nazlı kıkırdamaya başlar.
ALİ=Ne gülüyorsun Nazlı?
NAZLI=Sen bir dönsene bana.
ALİ=Ne, neden, niye ne?
Nazlı kahkaha atar, Ali'nin önüne geçer oturur. Ali'nin yüzüne elini koyar.
NAZLI=Sen biraz utandin sanırım.
ALİ=Yo-yok. Niye utanayim?
NAZLI=Ne bileyim sana dokununca biraz irkildin gibi sanki.
ALİ=Nazlım irkilmedim de ben bu zamana kadar pek bir kişiyle temasa geçmedim. Şimdi ilk defa biri dokunuyor bana. Bu kişi de sensin. Yani ister istemez bir garip hissediyorum. Ama kötü anlamda değil, kesinlikle değil. Böyle mutlu oluyorum içimde garip şeyler oluyor. Seni sürekli öpesim, sana sürekli sarılasım geliyor. Yani yanlış anlama böyle bir anda oluyor, kontrol edemiyorum ben.
Nazlı gülümsemesini büyütür. Ali'ye yakınlaşır. Aralarında milimler vardır. Ellerini saçlarına götürür.
NAZLI=Ali biz evliyiz, birbirimize aidiz. Bunları hissetmen gayet normal. Sen benden daha iyi biliyorsun hormonlar yapıyor bunları. Hem böyle hisseden sadece sen değilsin herhalde. Bende aynı duyguları hissediyorum seninle. Sana dokunmam aylarımı aldı benim. Şimdi o kadar çok mutluyum ki. Sen benimsin sadece bana aitsin. Belki bencillik gibi gelecek sana ama sadece bana dokunabiliyor olman kendimi özel hissettiriyor. Ne zaman öpmek sarılmak istersen yapabilirsin, kızmam ki ben sana. Hem mutlu eder beni böyle şeyler:)
ALİ=Biz ilk sevgili olduğumuzda sana seni mutlu etmek istiyorum dediğimde de beni öpüp böyle demiştin hastanede. Ben de çok mutluyum Nazlım. Hayatta hep yalnız kalacağımı düşünmüştüm ben. Seni tanıdım, sevdim, aşık oldum. Sen bana aile oldun, yakinda da bana bir evlat vereceksin. Sen benim hayallerimin de ötesinde, masallarımın prensesisin. Seni çok seviyorum, iyi ki varsın.
Nazlı'nın ufaktan gözleri dolar. Ali'ye yaklaşır, dudağından öper.
ALİ=Sadece sana dokunabiliyor olmam beni de mutlu ediyor. Bana hediye ettiğin tüm bu öpücükler de. Hadi şimdi ben sana süreyim.
NAZLI=Sür bakalım.
Bu sefer Ali Nazlı'nin arkasına geçer. Nazikçe kremi sürmeye başlar. Bu sefer o sıcaklığı hissetme sırası Nazlı'dadir. Ali Nazlı'nin sırtının her yerine kremi yedirir, belinin yan tarafına gelir.
Nazlı bir anda irkilir.
NAZLI=Ay!
ALİ=Ne, ne oldu? Canını mi yaktım ne oldu?
NAZLI=Hayır hayır şey benim tikim var orada. Gidiklanıyorum oradan.
Ali bir anda gülmeye başlar. Tekrardan elini beline götürür.
NAZLI=Ahahah Ali valla gıdıklanıyorum oradan.
ALİ=Neresi? Tam anlayamadım.
NAZLI=Ahahahah Ali dur ne olursun dur.
Ali Nazlı'yi yanına yatırmış gıdıklıyordur.
NAZLI=Ahah valla dayanamacağım dur.
ALİ=Sen bende duruyor muydun? Hem ne güzel gülüyorsun öyle.
NAZLI=Çok mu seviyorsun gülmemi?
ALİ=Bu dünyadaki her şeyden daha çok seviyorum. Sen hep gül Nazlım.
Nazlı gülümser. Ali'nin yanaklarından tutarak, üstüne doğru çeker. Dudaklarını onunkilere bastırır.
Bu sırada Ferman ve Muhsin ayrı ayrı ameliyatlara girmiştir.
DORUK=Hocam abdominal anevrizmada kanama var. Kalbin damarlarından biri büyük derecede hasar görmüş, kanamayı o başlatıyor.
FERMAN=Dikmek için yeterli süre yok. Tibial arterden parça alıp greftle kalbe takacağız. Sonra da bypas. Selvi 10 numara.
SELVİ=Buyrun hocam.
FERMAN=Doruk dikkatlice al damarı. Dikkat et pihti atmasın, gerekli yerleri klepmle.
DORUK=Merak etmeyin hocam bende.
Bu sırada Muhsin'de ameliyata girmiştir.
MUHSİN=Açelya tampon buraya tampon. Kırılan kemikler mideye baskı yapıyor, kanama var. Acil 2 ünite kan, acil acil. Yüzündeki cam parçaları ve kesiklerin bakılması lazım. TANJU NEREDE KALDI?
TANJU=Geldim geldim, tamam yüz bende, sen alt tarafla ilgilen.
Makine öter.
AÇELYA=Hocam satürasyon 70-60-50 gittikçe düşüyor.
MUHSİN=Kanama var, hasta taşikardiye giriyor. 100mg adrenalin, 10 numara bistüri ve klemp acil. Hadi hadi hadi.
Muhsin kalbe ve mideye baskı yapan kemikleri alır. Kaburgaya greft yaparak eksik parçaları tamamlar.
MUHSİN=Bitti burası.
AÇELYA=Hocam değerler hâlâ düşük.
MUHSİN=Midenin yarısı kullanılamaz halde. Almamız gerekiyor. Hasta bir süre sıvı ile beslenecek. Aspire et bakalım şurayı. Tanju ne durumdasın?
TANJU=Yanaklardakini sorunsuz aldım. Kaşı açılmış orayı da diktim, sorun yok burada. Konuşurken bir süre sorun yaşayacak o kadar.
MUHSİN=Tamamdır.
Muhsin, Tanju ve Ferman'in ameliyatları aynı anda biter. Üçüde ellerini yıkayıp ameliyathanenin önünde buluşur.
ADAM=Kızım kızım nasil?
FERMAN=Siz Rüya Hanım ve Cemil Bey'in babasımısınız?
ADAM=Evet, Rüya kızım benim. O oğlum olacak şerefsiz umurumda değil, kızım nasıl benim kızım?
MUHSİN=Kızınızın ameliyatında bazi komplikasyonlar gelişti. Neyse ki kontrol altına almayı başardık. Kırılan bir kaç kemik mideye baskı yapmış, onarılamaz durumdaydı. Bir kısmını almak zorunda kaldık. Rüya hanım bir süre sıvı ile beslenecek.
TANJU=Aynı zamanda yüzündeki bir kaç kesik ve yara yüzünden bir süre konuşma ve mimik yapma zorluğu çekebilir. Ancak korkulacak bir şey yok durumu gayet iyi.
ADAM=Allahin cezası şerefsiz. Kızımı ne hallere soktu benim. O nerede geberdi mi?
FERMAN=Bey efendi bir sakin olur musunuz lütfen. Cemil Bey'in kalbindeki bir kaç damarı hasar almış. Vücudunda bazı ezilme ve çatlaklar vardı. Bacağından aldığımız yeni bir damar ile kalbi onarabildik. Ameliyatı sorunsuz geçti. Birazdan odaya alınacak.
ADAM=Rüya, Rüya'mi ne zaman görebilirim?
MUHSİN=Rüya hanım da birazdan odaya alınmış olur. Kısa süre olmak kaydıyla görebilirsiniz.
ADAM=Teşekkür ederim sağolun, doktor bey.
Muhsin, Tanju ve Ferman yürümeye başlarlar.
FERMAN=Adama bak, kızına pamuk gibi oğlanı öldürecek neredeyse.
MUHSİN=Bu adam bize sıkıntı çıkarabilir Ferman. Gözetim altında tutmak gerek.
FERMAN=Doğru, haklısınız.
TANJU=Hadisesiz bir günümüz olmuyor çok şükür.
MUHSİN=Kurul toplanacak yarım saate biliyorsunuz değil mi?
FERMAN=Biliyorum yeni asistanlar için değil mi?
MUHSİN=Evet, şu an elimizde olan tek asistan Doruk. Nazlı ve Ali tatilden döndüklerinde Nazlı bir süre sonra paydos verecek işine. Üçümüze de, Ali'ye de asistan lazım. Cerrahi 4 hoca 1 asistanla yürümez.
FERMAN=Beliz ve Vuslat Hanım ilgileniyor, gidelim bakalım.
Hastanede olaylar bu şekilde gelişirken Ali ve Nazlı da teknede güneşleniyordur. Ali güneşi ve yanmayı çok sevmediğinden daha gölge bir yere geçmiş yanında getirdiği bir tıp kitabını okuyordur. Nazlı ise Ali'den ziyade tatilden bronz bir ten ile dönmek istiyor, vücuduna bol bol güneşi yediriyordur. Öğlen sıcağı iyice bastırdığında Nazlı ayağa kalkar.
NAZLI=Ali hadi denize girelim.
ALİ=Denize mi?
NAZLI=Evet denize. Merak etme ben seni tutarım, yani yanında olurum. Yüzmeyi öğretirim sana. Hava da çok sıcak zaten biraz serinleyelim mi ne dersin?
ALİ=Ben yüzme biliyorum zaten Nazlım.
NAZLI=Biliyor musun, ee hiç söylemedin bana?
ALİ=Adil Hocam yüzmeyi çok severdi. Ben ne kadar ağlasam da kaçsam da beni her haftasonu denize götürürdü. Samsun'da her yaz neredeyse her gün denize giderdik. Yani pek yüzmezdim, deniz ve su korkuturdu beni. Ama Adil Hocam ne olur ne olmaz diye beni sakinleştirerek öğretmişti yüzmeyi. Biliyorum yani bende.
NAZLI=Ee ne güzel hadi gelsene girelim o zaman.
ALİ=Şey ben sadece ayaklarımı soksam ucundan olmaz mı?
Nazlı bir an ısrar edecek gibi olsa da bir süre sonra vazgeçer. Ali'yi zaten bir kez normal biri gibi gördüğü, bazı şeylere zorladığı ve trip attığı için kaybetmiştir. Ali bir şeyi isterse zaten zamanla kendi iradesiyle yapabiliyordur. O yüzden onu rahatsız etmek istemez. Ali'yi bir daha kaybetmeye hiç niyeti yoktur.
NAZLI=Peki canım, sen nasıl istersen. Ben giriyorum o zaman.
ALİ=Ta-tamam. Nazlım ama bak dikkatli olacaksın. Hamilesin sen. Çok fazla açılmak yok. Yavaş yüzeceksin, çok fazla dalıp nefessiz kalmak yok. Bir şey olursa diye ben hep kenarda olacağım. Hemen çağır beni, ben zaten gelirim ama sen yine de haber ver bana.
NAZLI=(Gülerek)Tamam tamam merak etme hadi.
Nazlı denize girer, bir süre daldıktan sonra bir kaç kulaç atarak yüzmeye başlar. Ali teknenin denize uzanan ucunda oturmuş, korka korka ayaklarını denize sokmuştur. Deniz aslında çok güzeldir. Masmavi berraklığıyla bir kaç balığa ev sahipliği yaparken tekneye vurulan minik dalgaların sesi insana huzur veriyordur. Ali bir saniyeliğine gözlerini kapatır. Derin derin nefes alır. Aldığı her bir nefeste ciğerlerine dolan hafif nemli ve tuzlu denizin kokusu Ali'yi mest eder. Duyduğu ses ile irkilir.
NAZLI=Ay!
Ali hemen denize iner. Ayaklari kuma değdiği için başta bocalasada hızla az ötedeki Nazlı'nın yanına gider.
ALİ=Ne ne ne oldu? Bebek mi, sana mı bir şey oldu? Gel gel çıkalım hemen gel.
NAZLI=Ali dur yok bir şey. Balık değdi sırtıma bir anda korktum yok bir şey.
ALİ=Söylesene baştan Nazlı. Tansiyonum arttı, vücut ısım yükseldi burada. Çok korktum size bir şey oldu diye.
Nazlı bir hamleyle ellerini Ali'nin boynunda birleştirir. Yüzünü onunkine yaklaştırır. Ali ani gelen bu yakınlaşma sonrası utanmıştır. Zar zor yutkunur.
ALİ=Ne, ne yapıyorsun?
NAZLI=Korkma biz iyiyiz. Hem bak fena mı oldu, babamız yanımıza geldi.
ALİ=Naz-Nazlı çok yakınsın sen bana.
NAZLI=Etkileniyor musun?
ALİ=Bi-biraz. Adrenalin seviyem çıkmış durumda.
Nazlı güler.
NAZLI=Öpeyim mi bir kere?
ALİ=(Gülerek)Belki sonra.
Ali bir anda denize dalar. Nazlı Ali'nin bu hareketine şaşırır, kahkaha atar. Ali bir süre sonra su üstüne çıkar.
NAZLI=Çok kötüsün Ali.
ALİ=Ne, neden? İyi kötü insan yoktur Nazlım, sadece...
NAZLI=Ayy Ali tamam tamam biliyorum tercih yapan insan vardır. O anlamda demedim zaten. Hem sen hani sevmiyordun, beni öpmemek için suya daldın resmen.
Ali yavaşça Nazlı'ya doğru sokulur. Suyun altından Nazlı'nın belini tutar, hafifçe kendine çeker.
ALİ=Birazcık utanmış olabilirim. Hem madem denize girdim saçlarım ensemi yakıyordu, serinlemek istedim sadece. Ondan daldım. Seni çok seviyorum ben Nazlı. Neden kaçayım ki?
Nazlı'nın dudaklarına ufak bir öpücük kondurur.
ALİ=Oldu mu şimdi?
NAZLI=(Gülerek) Çok güzel oldu.
ALİ=Çıkalım mı artık tekneye?
Nazlı suyun tenine değdiği her bir saniyede rahatlıyordur. Ali'ye gittikçe yaklaşır. Boynunda ellerini birleştirir. Bir elini Ali'nin sırtına yerleştirirken, bir elini ıslak kıvırcık saçlarına götürür.
NAZLI=Ben çok huzurluyum şuan. Zaten ayaklarımız kuma değiyor, tekne de hemen yanımızda. Azıcık duralım mi böyle?
Ali Nazlı'nın vücuduna dolanmış elleriyle hafiften irkilir. Ancak bu temas onu rahatsız etmek yerine mutlu ediyor, huzur veriyordur. O da Nazlı'nın elleriyle sardığı beli kendisine daha da çekerek, gözlerinin önüne düşen saçlarını kulağının arkasına atar.
ALİ=Duralım Nazlım.
Bu esnada adam Rüya'nın yanında bekliyordur. Rüya hafiften gözlerini açar.
ADAM=Kızım Rüya'm, nasılsın kızım iyi misin?
RÜYA=Ba-ba iyiyim iyiyim ben. Cemil nerede, abim nerede, iyi mi o?
MUHSİN=Merak etme abin gayet iyi, sende iyisin. Ben doktorun Muhsin Korunmaz. Konuşurken biraz zorlanacaksın. Miden büyük oranda hasar görmüş bir kısmını almak zorunda kaldık. O yüzden bir süre sıvıyla besleneceksin. Ağrı kesici verdik bir süre rahatlatır o seni. Bugünlük buradasın ben arada kontrol edeceğim seni. Bir sorun çıkarsa burada olacağım.
RÜYA=Te-teş-teşekkür ederim Muhsin Bey.
Muhsin'e mesaj gelir.
MUHSİN=Cemil Bey uyanmış, dilerseniz ona da bir bakin. İsminiz neydi bu arada?
ADAM=Yavuz. Gerek yok ben kızımın başında duracağım.
RÜYA=Baba git abimin yanına ben iyiyim. Git bak neyi var?
YAVUZ=Şerefsiz öldürüyordu seni. Neyine bakacağım ben onun, faydasından çok zararı var bize. Bir gebermedi gitti it.
RÜYA=Baba!!!
YAVUZ=Ne baba ne? Bıktım usandım şımarıklıklarından bu herifin. Çekti gitti mimar olacağım diye bıraktı hepimizi. Bir kere olsun gelmedi yanımıza yalan mı? Şimdi de seni koparmaya çalışıyor benden. Gitmeyeceksin onunla hiç bir yere. Aynı havayı bile solumayacaksin onunla.
MUHSİN=Bey efendi sakin!
Odaya Gülin girer.
GÜLİN=Muhsin Hocam toplantı?
MUHSİN=Bir dakika!
RÜYA=Baba ben istedim ben. Ben dedim abime gidelim diye. Bıktık artık anlamıyor musun? Bizi yönlendirmelerinden, istemediğimiz bir mesleği işi yapmaya uğraştırmandan çok sıkıldık artık. Ya biz büyüdük büyüdük. Şunun bir farkına var artık!
YAVUZ=ULAN SİZ KİMSİNİZ BE? BEN OLMASAM GEBERİR GİDERDİNİZ SİZ.
Rüya ağlamaya başlar.
MUHSİN=YETER!!! Çıkın gidin dışarıya. Bir hastayı özellikle de yeni ameliyattan çıkmış birini bu şekilde azarlayamazsinız. Dağ başı mı burası, kimsiniz siz?
YAVUZ=Ben babalariyim onların. Ne istersem yaparım asıl sen kimsin?
MUHSİN=Ne demek ne istersem yaparım. Baba olmak eline üç beş parça para verip kendi istediğini yaptırmaya çalışmak değil. Sev ulan sev. O senin evladin. Bir kere sarılsan bir kerecik yanında olsan neler değişir, değişecek görmüyor musun? Bırak istediği işi yapsın, bırak birini sevsin, bırak yaşasın şu hayatı. Senin onun bunun istediği gibi değil kendi istediği gibi yaşasın. Yeter artık sizden de senin gibilerden de bıktım usandım yeter! Şimdi ya sesini kesip oturursun ya da baba mama dinlemem attırırım seni bu hastaneden. Gülin hanım buraya 2 güvenlik yönlendirin hemen.
Muhsin yumruğunu sıkıyordur. Gözleri dolmuştur. Babasıyla olan her şey gözlerinin önünden bir film şeridi gibi geçiyor, onun ona söylediği her acı laf yüreğine bıçak gibi saplanıyordur. Muhsin'in bu halini gören Gülin de çok üzülmüş ve korkmuştur. Muhsin bir hışımla odadan çıkar, toplantıya gider.
Bu sırada Ali ve Nazlı teknede fotoğraf çekiniyordur. Nazlı Ali'nin uyurken, garip garip bakarken komik bulduğu fotoğrafları gizlice çeker. Ara sıra telefondan da çekinip gruba atıyordur. Ali de uzanmış kitabına devam ederken Nazlı elindeki telefonu bırakıp Ali'ye döner.
NAZLI=Ali!
ALİ=Efendim Nazlım?
NAZLI=Şey ben sana bir şey diyeceğim.
ALİ=Söyle Nazlım.
NAZLI=Benim canım dağ çileği çekti.
Ali hızlıca oturur pozisyona gelir.
ALİ=Ee çilek var teknede dur ben getireyim.
NAZLI=Yok o olmaz. Yani daha çileği daha sert daha ekşidir. Ya benim aş ermem için daha erken değil mi? Bunu çocuk mu istiyor ben mi istiyorum bilmiyorum ki.
ALİ=Olsun olsun dur ben bulurum.
NAZLI=Off nereden çekti canım şimdi. Nereden bulacaksın?
ALİ=Nazlım senin canın bir şey istemiş, ne yapar eder bulurum ben, sen merak etme.
Ali Derya'yi arar.
ALİ=Alo, Derya Teyze dağ çileği?
Nazlı gülmeye başlar.
DERYA=Alo Ali, ne dağı ne çileği ne diyorsun oğlum?
ALİ=Dağ çileği Derya Teyze dağ çileği. Nazlı'mın canı çekmiş, aş eriyor işte aş. Nereden bulurum ben burada onu?
DERYA=Vallahi oğlum normal çilek var da dağ çileği var mı bilmiyorum. Dur sen bir kapat ben bir araştırayım sana döneceğim hemen.
ALİ=Ta-tamam.
Ali telefonu kapatır, hızlıca Demir'i arar.
DEMİR=Alo Ali?
ALİ=Demir çilek çilek.
Nazlı kahkaha atar.
NAZLI=Ahahah Ali ya.
DEMİR=Ne çileği abi, ne oluyor siz iyi misiniz?
ALİ=Nazlım aş eriyor aş, dağ çileği bulmam lazım benim.
DEMİR=Ne? Aş mi eriyor valla mi, bizim Nazlı mı?
ALİ=Evet Demir bizim Nazlı başka Nazlı mı var?
DEMİR=Ya yok yok tamam tamam ben bulurum şimdi, sen gel yani gelin. Yavaş yavaş getir tekneyi ben sen kıyıya gelene kadar bulurum sen merak etme.
ALİ=Ta-tamam Demir sağol, geliyoruz hemen.
Ali telefonu kapatır, hızla ayağa kalkar. Nazlı elinden tutar.
NAZLI=Aliiii! Ya pişman etme söylediğime bir dur Allah aşkına. Telefondan gördüm canım istedi sadece dur. Sakin ol bir tüm Datça'yi seferber edeceksin neredeyse.
ALİ=Ederim ederim gerekirse tüm dünyayı seferber ederim. Benim karımın bebeğimin canı bir şey çekmiş tabi seferber ederim. Hadi hadi gidiyoruz hadi.
NAZLI=Dur ya gideriz acelesi yok. Hem daha bağıracağız unuttun mu?
ALİ=İstiyor musun?
NAZLI=Hı hı.
Ali Nazlı'nin elinden tutar. Teknenin ucuna getirir.
ALİ=Baş başayız burada. Hadi bağır çağır ne istersen onu yap. Ben senin yanındayım.
İkisi de bir süre bağırır. Onlar bağırdıkça sesleri yankılanıyordur. Nazlı sanki Ali ile ayri kaldığı her bir güne her bir saate kızıyor onlara inatla bağırıyordur. Ali arada kulaklarını tikasa da yanındaki karısına bakıp her bir anlarına şükrediyor, o da Nazlı'sına eşlik ediyordur. Bir süre sonra tekneyi alıp kıyıya yol alırlar.
Bu sırada hastanede toplantı başlamıştır.
VUSLAT=Eveeet konumuz belli. Hastanemizde 4 cerrah, 2 de asistan var. Nazlı bildiğiniz gibi hamile, bir kaç ay sonra yolcu olacak. Sonra da uzmanlık alacak. Ee Doruk da aynı şekilde 2 ay sonra uzmanlık sınavı var. Bir kaç yer ile görüştüm ben. 2 tane hazır diploması elinde asistan gelecek. 2 ay boyunca Doruk, Nazlı ve gelecek asistanlar size yardımcı olacak.
MUHSİN=Yeterli değil.
VUSLAT=2 ay idare edeceksiniz Muhsin Bey. Bu hastanede çalışmak için can atan bir sürü cerrah adayı var. İnce eleyip sık dokuyoruz heralde. En iyilerini bulup size getiriyoruz. Ee bu da zaman alıyor tabi.
FERMAN=Bizim en iyi asistanlara ihtiyacımız yok Vuslat Hanım. Sadece öğrenmeyi, hayat kurtarmayı ve cerrah olmayı düşünen insanlara ihtiyacımız var. Hem Ali için daha özenli olmalıyız. Onun durumu yüzünden güvenilir, düzgün asistanlar seçmemiz lazım.
VUSLAT=Onu da düşündük heralde. Merak etme ben buradayken kimse zarar veremez benim cerrahıma. Hem Ali kendine bir asistan bulmuş bile.
FERMAN=Ne, kimmiş?
BELİZ=Bilmiyoruz dün bizi aradı. Kendisi için bir asistan bulduğunu gelince konuşmak istediğini söyledi. Biz de üstlemedik gelince konuşuruz diye.
FERMAN=Allah Allah ne yapıyor bu çocuk?
TANJU=Neyse konumuza geri dönelim. Tamamdır 2 ay 4 asistan ile idare ederiz biz. E bir de Ali'nin getireceği kişiyle 5 asistan. Gayet iyi. Peki ya sonrası?
VUSLAT=Sonra Doruk ve Nazlı uzmanlık alacaklar. 3 4 tane de asistan alacağız. Ya zaten siz merak etmeyin benim gözüm kulağım açık. Bazı mülakatlar yapacağız biz Beliz ile. Sonrasında ekibe yeni kişiler katılacak.
MUHSİN=Ne zaman gelecek bu yeni asistanlar peki?
VUSLAT=Yarın burada olacaklar. Sabah erkenden tanışırızsıniz. Var mi başka sorusu olan?
Kimse ses çıkarmaz.
VUSLAT=Ee hadi işinizin başına o zaman, hadi!
Toplantı odasından çıkarlar. Beliz Ferman ve Vuslat kalır.
FERMAN=Kendine asistan bulmuş demek. Bana neden söylemedi?
BELİZ=Ferman merak etme, Ali bilir ne yapacağını.
FERMAN=Ben soracağım ona. Hayır kendi kendine bir asistan buluyor benim haberim yok Beliz. Niye haberim yok benim.
VUSLAT=Ayy sana haber vermediler mi? Ay sen kıskandın mı ahahaha canım beniiiiim.
FERMAN=Hiç komik değil Vuslat Hanım.
Beliz de gülmeye başlar.
FERMAN=Beliz sen niye gülüyorsun?
BELİZ=Komik ama Ferman. Ali sana haber vermedi diye deliriyorsun şuan.
FERMAN=Ya ben baş hekimim haberim olması gerek. O yüzden yani.
VUSLAT=Tabi tabi kesin ondandır. Abilik damarın tutmadı zaten evet.
BELİZ=Ahahaha.
FERMAN=Aaa yeter ya sizde ikiniz bir olunca çekilmez oluyorsunuz iyice.
VUSLAT=Toplantı bitti Ferman Bey, hadi işinizin başına. Hastanemde aksaklık istemiyorum hadi. Beliz ben odamdayiz gel bir kahve içelim seninle. Bu da kalsın burada.
BELİZ=Tamam sen çık ben geliyorum:)
Vuslat odadan çıkar. Beliz Ferman'a yaklaşır. Elini omzuna koyar.
BELİZ=Akşam bir şeyler yapalım mı?
FERMAN=Hayırdır demin gülüyordun kıs kıs. Şimdi ne değişti? Hem sen neden demiyorsun bana Ali kendine asistan buldu beni aradı diye. Ben de yana yana asistan arıyorum ona ordan burdan.
BELİZ=Ayyy Ferman! Çocuk gibi oluyorsun bazen ya. Ali kocaman adam ayrıca uzman bir cerrah. Kendisi rica etti asistanım olacak kişiyi ben seçebilir miyim diye. Bizde kabul ettik ne var bunda? Gelince konuşursunuz zaten ikiniz.
FERMAN=Konuşacağım zaten, hele bir gelsin.
BELİZ=Biz ne yapıyoruz akşam?
Ferman ayağa kalkar, kapıya yönelir.
FERMAN=Sen gidip Vuslat kankanla çay kahve içiyorsun, bende işlerimi bitirip kızımın yanına gidiyorum. Artık güler misin, ağlar mısın sana kalmış.
BELİZ=Ahahah Ferman ya, tamam gülmüyorum valla gülmeyeceğim. Boşluğuma geldi bir an.
FERMAN=Evet evet kesin öyledir. Güle güle Beliz Hanııım!!!
BELİZ=Ahaha ya Ferman bekle bir saniye bak halledebiliriz bu meseleyi. Ya bir dursana:)))
Aynı süreçte Ali tekneyi karaya çıkarmıştır, Demir onları sahilde bekler. AlNaz tekneden iner.
ALİ=Demir?
DEMİR=Abi bir kaç yere telefon ettim haber bekliyorum.
NAZLI=Ali tamam o kadar da önemli değil.
ALİ=Hayır! Hayır Nazlım önemli ne demek değil? Annenin aş ermesi gayet doğal ve önemli bir olaydır. Hem onu yemezsen çocuğun bir yerlerinde iz çıkar. Bu da hiç hoş olmaz değil mi?
Ali'nin telefonu çalar.
ALİ=Alo?
DERYA=Alicim buldum çileği şimdi getiriyorlar dükkana. Sen neredesin?
ALİ=Biz limandayiz, yakınız geliyoruz hemen, tamam tamam görüşürüz.
Ali telefonu kapatır.
ALİ=Bulmuş bulmuş hadi gidelim gidelim.
DEMİR=Kim ne?
NAZLI=Yolda konuşuruz hadi sıcak vurdu tepemden iyice gidelim bir an önce.
AlNaz ve Demir dükkana giderler. Derya Nazlı'ya bir tabak dolusu dağ çileği getirir.
DERYA=Al bakalım güzel kızım. Afiyet olsun.
NAZLI=Ya ne kadar teşekkür etsek az size. Kusura bakmayın böyle bir anda şey oldu.
DERYA=Ne kusuru kızım alınırım ama. Ali benim oğlum gibidir, ee sende kızım oluyorsun bundan sonra. Bebişin canı istemiş çok mu? Feda olsun size.
ALİ=Çok teşekkür ederiz Derya Teyze. Ha bu arada bu Demir hastaneden arkadaşımız bizim. Demir bu da Derya Teyze. Benim Samsun'daki komşum. Bana çok yardım etti, göz kulak oldu kendisi. Adil Hocamın da çok yakın arkadaşıdır.
DEMİR=Öyle miii? Çok memnun oldum.
DERYA=Bende memnun oldum evladim. Hadi size afiyet olsun ben arkadayım. Nazlı kızım bol bol ye, bir kasa getirttim sana ben ondan. Var arkada daha, sen bir ses et, getiririm ben sana daha fazla.
NAZLI=Tamamdır çok teşekkür ederim.
Nazlı kafasını kaldırmadan hapur hupur yiyordur. Demir Ali'ye bakarak gülümser.
DEMİR=Nazlı boğulacaksın az yavaş mi yesen?
NAZLI=Sus, sus oyalama beni. Ay ben size sormadım hiç sizde yemek ister misiniz?
ALİ=Yok Nazlım afiyet olsun sana.
DEMİR=Ahahah Nazlı tabağı yiyeceksin o sana anca yeter. Kendin ye sen.
NAZLI=Demir seni hâlâ affetmiş değilim sus istersen.
DEMİR=Sustum.
ALİ=Canın başka bir şey istiyorsa söyle Nazlım.
NAZLI=Yok canim bu yeterli çok sağol.
Bu sırada hastanede işler bitmiş, akşam olmuştur. Muhsin odasında bugün yaşananları düşünüyor, babasıyla olan kötü anıları gözünün önüne geliyordur. Birazdan kapi tıklanır.
MUHSİN=Gir!!!
GÜLİN=Gelebilir miyim?
Muhsin hızlıca toparlanır.
MUHSİN=Ge-gelin Gülin hanım müsaitim.
Gülin elinde bir tepsiyle içeri girer.
MUHSİN=Onlar ne? Ben bir şey istememiştim
GÜLİN=Keşkül getirdim, yeriz diye. Muhsin Bey bugün o adamın yanında biraz kötü oldunuz sanki. Yani babanız falan pek konuşmak da istemiyorum bu konuları. Sizi üzmeyi istemem. Siz üzülüp sıkılınca tatlı yiyorsunuz ya bende en azından sağlıklı bir şeyler yiyin de getirmiştim. Hem konuşuruz diye düşündüm. Ama istemezseniz...
MUHSİN=İsterim isterim!!! Yani zor bir gündü sizinle konuşmayı çok isterim.
Gülin gülümseyerek koltuğa oturur, Muhsin'e tatlısını uzatır. Muhsin utanmıştır aynı zamanda çok da mutlu olur. Hayatında ilk kez birine bu şekilde tutulmuş, ilk defa biri onu düşünmüştür. Birlikte sohbet etmeye başlarlar.
Nazlı da bu esnada çileğini yemeye devam ediyor, Ali ve Demir de sohbet ediyordur. Üçlü yoldan tarafa yakin açık bir yerde oturuyordur. Bu esnada yoldan bir grup içkili genç geçer. Restorana doğru yaklaşır.
GENÇ1=Üff hatuna bak be, maşallah.
GENÇ2=Ahahha baya iyi baya.
ALİ=Bize mi diyorlar onlar?
DEMİR=Hey? Ne oluyor?
GENÇ1= Size diyoruz size. Maşallah almışsınız yanınıza erik gibi hatunu ohhh gel keyfim gel. Hayat size güzel lan.
NAZLI=Ali, tamam yedim ben hadi kalkalım artık.
ALİ=Laflarıniza dikkat edin, bu hiç hoş değil. O benim karım, düzgün konuşun.
GENÇ3=Bak baaaak düzgün konuşacakmışız. Bebeye bak hele. Konuşmazsak ne olur marul kafa.
Birisi masaya yaklaşıp, Nazlı'ya dokunur.
GENÇ2=Güzelim gel beraber takılalım. Bak muhteşem bir gece geçiririz beraber.
DEMİR=Ulan ben şimdi senin.
Demir bir hışımla olduğu yerden kalkıp adama kafa atar.
ALİ=Demir dur dur, şiddet olmaz şiddet olmaz.
Nazlı Ali'yi sakinleştirmeye çalışır.
NAZLI=Canım tamam sakin ol sen. Bir şey olmayacak sakin ol.
Demir gencin birine kafa atar. Diğer ikisi Demir'in üstüne çullanir. Birisi karnına birisi yüzüne vuruyordur.
NAZLI=Yardım edin!!! Derya abla yardım et!
Ali ne yapacağını bilemez, krizi geldi gelecektir. Hızla eline geçirdiği sandalyeyi Demir'i arkadan tutan adam geçirir. Adam yere düşerek sendeler. Demir bu andan yararlanarak, hızlıca adamın elinden kurtulur, diğer adama yumruk atmaya başlar. Restorandaki garson da kavgayı görmüş yanlarına gelmiştir. Ali tam Nazlı'nın yanına dönmeye yeltenirken yerdeki adam bir kenara fırlayan içki şişesini alarak Ali'nin başına geçirir. Bir kaç kez elinde şişeyle kafasına vurur.
NAZLI=Ali!!!
Ali yere yığılır, Demir Ali'ye bakar. Yumrukladığı adami birakıp Ali'ye vuran adamı bir hışımla sokağın öbür ucuna fırlatır. Derya olanları görmüş hemen polise haber vermiştir. Yakındaki devriyeler olay yerine gelerek saldıranları tutuklar. Nazlı ve Demir hemen Ali'nin yanına koşar.
NAZLI=(Ağlayarak)A-Ali! Alim ne olur aç gözünü ne olur?
ALİ=Be-ben.
DEMİR=Ambulansı arayın çabuk çabuk. Nazlı kafası kanıyor. Ali buradayız yanındayız abi sakin ol, kurtaracağız seni sakin.
DERYA=Oğlum kuzum Alim!
ALİ=Na-Nazlı ben ben...
NAZLI=Konuşma ne olur konuşma yorma kendini. Yanındayım ben senin yorma.
ALİ=Nazlı ben iyi, öhö öhö iyiyim. Bebeğimize dikkat et. Ağlama.
Ali gözlerini kapatır, başı düşer.
NAZLI=ALİİİİ!!! Ali aç gözlerini Ali Ahhhh!
DEMİR=Nazlı ne oldu, iyi misin Nazlı?
Nazlı karnını tutar. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordur.
NAZLI=Demir be-bebek bebek!!! Ah!!!
𝐄𝐯𝐞𝐭 𝐝𝐨𝐬𝐭𝐥𝐚𝐫 𝐛𝐢𝐥𝐝𝐢ğ𝐢𝐧𝐢𝐳 ü𝐳𝐞𝐫𝐞 𝐛𝐮 𝐬𝐞𝐫𝐢 𝐭𝐚𝐦𝐚𝐦𝐞𝐧 ş𝐚𝐡𝐬ı𝐦𝐚 𝐚𝐢𝐭 𝐝𝐢𝐳𝐢𝐦𝐢𝐳𝐢𝐧 𝐝𝐞𝐯𝐚𝐦ı 𝐧𝐢𝐭𝐞𝐥𝐢ğ𝐢𝐧𝐝𝐞𝐤𝐢 𝐛𝐢𝐫 𝐬𝐞𝐫𝐢𝐝𝐢𝐫. 𝐘𝐚𝐳ı𝐧 𝐝𝐚 𝐠𝐞𝐥𝐦𝐞𝐬𝐢 𝐯𝐞 𝐭𝐚𝐭𝐢𝐥 𝐦𝐞𝐯𝐬𝐢𝐦𝐢𝐧𝐢𝐧 𝐛𝐚ş𝐥𝐚𝐦𝐚𝐬ı 𝐬𝐞𝐛𝐞𝐛𝐢𝐲𝐥𝐞 𝐛𝐮 𝐬𝐞𝐫𝐢𝐦𝐢𝐳 𝐛𝐢𝐫 𝐤𝐚𝐜 𝐚𝐲 𝐢ç𝐢𝐧 𝐬𝐞𝐳𝐨𝐧 𝐟𝐢𝐧𝐚𝐥𝐢 𝐲𝐚𝐩𝐚𝐜𝐚𝐤𝐭ı𝐫. 𝐁𝐢𝐫 𝐬𝐨𝐧𝐫𝐚𝐤𝐢 𝐛ö𝐥ü𝐦 𝐲𝐚𝐳 𝐬𝐨𝐧𝐮𝐧𝐚 𝐝𝐨ğ𝐫𝐮 𝐧𝐨𝐫𝐦𝐚𝐥 𝐝𝐢𝐳𝐢𝐥𝐞𝐫𝐢𝐧 𝐟𝐨𝐫𝐦𝐚𝐭ı 𝐢𝐥𝐞 𝐬𝐢𝐳𝐥𝐞𝐫𝐥𝐞 𝐨𝐥𝐚𝐜𝐚𝐤𝐭ı𝐫. 𝐁𝐮 𝐬ü𝐫𝐞ç𝐭𝐞 𝐬𝐢𝐳𝐞 𝐭𝐚𝐦 𝐭𝐞𝐤𝐦𝐢𝐥 𝐌𝐮𝐜𝐢𝐳𝐞 𝐃𝐨𝐤𝐭𝐨𝐫'𝐮 𝐢𝐳𝐥𝐢𝐲𝐨𝐫 𝐡𝐚𝐯𝐚𝐬ı 𝐲𝐚ş𝐚𝐭𝐦𝐚𝐤 𝐢ç𝐢𝐧 ç𝐚𝐥ış𝐚𝐜𝐚ğı𝐦. 𝐘𝐞𝐧𝐢 𝐬𝐞𝐳𝐨𝐧𝐝𝐚 𝐲𝐞𝐩𝐲𝐞𝐧𝐢 𝐢𝐬𝐢𝐦𝐥𝐞𝐫, 𝐲𝐞𝐧𝐢 𝐯𝐚𝐤𝐚𝐥𝐚𝐫 𝐯𝐞 𝐛𝐨𝐥 𝐀𝐥𝐍𝐚𝐳'𝐢𝐧 𝐨𝐥𝐝𝐮ğ𝐮 𝐲𝐞𝐧𝐢 𝐛ö𝐥ü𝐦𝐥𝐞𝐫 𝐬𝐢𝐳𝐥𝐞𝐫𝐥𝐞 𝐨𝐥𝐚𝐜𝐚𝐤. 𝐁𝐮 𝐬ü𝐫𝐞ç𝐭𝐞 𝐬𝐞𝐫𝐢𝐝𝐞 𝐨𝐥𝐦𝐚𝐬ı𝐧ı 𝐢𝐬𝐭𝐞𝐝𝐢ğ𝐢𝐧𝐢𝐳 𝐤𝐚𝐫𝐚𝐤𝐭𝐞𝐫 𝐯𝐞 𝐨𝐥𝐚𝐲𝐥𝐚𝐫ı𝐧 𝐚𝐧𝐤𝐞𝐭𝐥𝐞𝐫𝐢 𝐡𝐢𝐤𝐚𝐲𝐞𝐥𝐞𝐫𝐝𝐞 𝐩𝐚𝐲𝐥𝐚şı𝐥𝐚𝐜𝐚𝐤 𝐯𝐞 𝐬𝐢𝐳𝐥𝐞𝐫𝐥𝐞 𝐟𝐢𝐤𝐢𝐫 𝐚𝐥ış 𝐯𝐞𝐫𝐢𝐬𝐢𝐧𝐝𝐞 𝐛𝐮𝐥𝐮𝐧𝐮𝐥𝐚𝐜𝐚𝐤𝐭ı𝐫. 𝐁𝐢𝐳𝐥𝐞𝐫𝐢 𝐭𝐚𝐤𝐢𝐩 𝐞𝐭𝐦𝐞𝐲𝐢 𝐛ı𝐫𝐚𝐤𝐦𝐚𝐳𝐬𝐚𝐧ı𝐳 𝐚𝐫𝐚 𝐬ı𝐫𝐚 𝐠𝐞𝐥𝐞𝐜𝐞𝐤 ö𝐳𝐞𝐥 𝐛ö𝐥ü𝐦𝐥𝐞𝐫𝐢 𝐯𝐞 𝐚𝐧𝐤𝐞𝐭𝐥𝐞𝐫𝐢 𝐤𝐚çı𝐫𝐦𝐚𝐦ış 𝐨𝐥𝐚𝐜𝐚𝐤𝐬ı𝐧ı𝐳. 𝐒𝐞𝐫𝐢𝐥𝐞𝐫𝐢𝐦𝐢𝐳 𝐡𝐚𝐤𝐤ı𝐧𝐝𝐚 𝐲𝐚𝐤𝐢𝐧𝐝𝐚 𝐝𝐞𝐭𝐚𝐲𝐥ı 𝐛𝐢𝐫 𝐛𝐢𝐥𝐠𝐢 𝐬𝐢𝐳𝐥𝐞𝐫𝐥𝐞 𝐨𝐥𝐚𝐜𝐚𝐤𝐭ı𝐫...

YOU ARE READING
Mucize Doktor 3.Sezon
FanfictionBiliyorsunuz ki dizimiz 64. Bölümü ile Final Yaptı. Bu seri final bölümden bir sonraki gün ile başlıyor. Tamamen dizi tarzında ve aynı formatta gerçekleşecek. Görmek istediğimiz olaylar ve AlNaz ile her perşembe sizlerle olacağız. Seriyi ilk ağızdan...