borderline

700 65 206
                                    

"Onun kim olduğunu biliyor musun?" Harry, bakışları kendi masalarının çaprazında oturan çocuğun üzerindeyken sordu. Kuzeni Helena, sarı saçlarını geriye atmadan önce, Harry'nin baktığı yere doğru kafasını çevirdiğinde, yüzünü buruşturması bir olmuştu.

"Eski sevgilim." Diye mırıldandı, masanın üzerine oturmuş, arkadaşlarına hararetle bir şeyler anlatan çocuğu izlerken. Harry, şaşkınlıkla kaşlarını çatsa da bakışlarını çocuktan çekememişti.

Siyah deri pantolonu üzerine, siyah yırtık bir tişört giymiş, ayaklarına ise, yine aynı renk converselerini geçirmişti. Harry, çocuğun başka bir renkten haberi olup olmadığını düşündüyse de, kahverengi saç tutamlarının arasındaki mavi tutamları gördüğünde, bunu aklından silmişti. Çocuk arkadaşlarıyla konuşurken, dudağındaki siyah metal halka kıpırdıyor, güldüğünde siyah göz kalemiyle süslenmiş mavi gözleri kısılıyordu. Tuhaf, diye düşündü Harry. Helena'nın tipini hep basketbol takımındakiler sanırdı.

"Gerçi, eski dediğime bakma. Bundan bir önceki ayrılığımızın rekoru bir haftaydı. Bir hafta sonra her zaman ki gibi kapımdaydı. O her zaman bana döner." Helena kendinden emin bir şekilde konuştuğunda, Harry kendini zorlayarak bakışlarını punk olandan çekmiş, salatasıyla oynayan kuzenine dönmüştü.

"Öyle mi?" Diye mırıldandı. Helena kafasını olumlu anlamda salladı.

"Biraz kaçık bir tip, bir dakikası bir dakikasını tutmuyor, ama ne derler bilirsin, eğer popülersen, popüler biriyle çıkman lazım. Eh, Louis de yeterince popüler." Harry, kuzeninin söylediğine karşın yüzünü buruşturdu. Kendisi böyle düşünmese de, yeni okulunun daha ilk gününde bu, tabiri caizse, kast sistemi muhabbetine şahit olmuştu. Şahit olduğu bir diğer şey ise kuzeni Helena'nın kesinlikle brahmanlardan olduğuydu, yani popüler ve üst sınıftandı. Kıvırcık çocuğun kendisi ise, yeni gelmesine rağmen kuzeni sağ olsun, çok önemsediği bir şey olmamasına rağmen belirli bir popülariteyi yakalamıştı.

Eski okulum böyle değildi, diye düşündü istemsizce. Kesinlikle buradan daha samimi bir havası vardı, ancak babasının onu özel okula gönderme merakı yüzünden kendini burada bulmuştu. Üstelik şehir değiştirmek zorunda kalmış, bu da yetmezmiş gibi teyzesinin yanına taşınmak zorunda kalmıştı! Tamam, kimsenin bunu sorun ettiği yoktu, ama Harry kendini ister istemez sığıntı gibi hissediyordu.

"Dedim sana bak!" Helena, telefonunu Harry'nin gözleri önünde salladığında, Harry girdiği transtan çıkarak, kızın gösterdiği telefon ekranına baktı.

Louis: 5 dakika sonra, kimya sınıfında buluşalım.

"Yeni rekor iki gün bile değil." Helena, özgüvenli bir şekilde sırtını dikleştirip, sırıtmıştı. Vakit kaybetmeden çocuğun mesajına cevap yazdıktan sonra yerinden kalkmış, mavi gözlerini kırpıştırarak Harry'nin yanağını öpmüştü. Böylece, çocuğun yanağında kırmızı bir leke kalmasını sağlamıştı.

"Üzgünüm kuzen, şimdilik seni yalnız bırakıyorum. Sonra görüşürüz." Harry'nin cevap vermesini beklemeden, masadaki çantasını almış, gülücükler saçarak yemekhanenin çıkışına doğru yürümeye başlamıştı.

Harry, yeniden yüzünü buruşturup ruj izi olan yanağını silmeye başladığında, gözleri istemsizce çapraz masaya kaymıştı. Punk olanın da çoktan gittiği varsaymış olsa da, mavi gözlü çocuğun hala masada oturduğunu, hatta kendisine sırıtarak bakıyor olduğunu gördüğünde, yeşilleri irileşmiş, yakalanmanın verdiği utançla kızarmıştı.

Neredeyse bir dakika boyunca, göz kalemiyle çerçevelenmiş mavi gözlerin delici bakışlarını üzerinde hissetmişti Harry. Gözlerini kaçırmak istese de, bir güç onu tutuyor, hipnotize olmuş gibi siyahlar içindeki çocuğa bakmasını sağlıyordu. Çocuğun bakışları adeta içine işliyor, ürpermesine neden oluyordu. Harry ciddi anlamda garip hissetmişti. Üstelik, sebepsiz yere kalbi küt küt atıyordu.

Çocuk sonunda ayağa kalktığında, hala göz kontaklarını kesmemiş, yemekhane çıkışına adımlamadan önce kıvırcık olana göz kırpmış, bu da yetmezmiş gibi bir öpücük göndermişti. Harry'nin ağzı şaşkınlıkla aralanırken, mavi gözlü olan bir kahkaha atmış, sonrasında gözden kaybolmuştu.

☆☆☆

Y/N

Borderline kişilik bozukluğu; kişinin düşünce ve algılama biçiminde, insanlara karşı olan duygularında ve ikili ilişkilerinde problemlere yol açan bir psikiyatrik rahatsızlıktır. Rahatsızlığı tanımlayan ‘borderline’ kelimesi ‘sınırda, belirsiz’ anlamını taşır. Borderline bozukluğu olan kişilerin öz denetim mekanizmalarında sorun vardır, düşünce ve davranışlarında istikrarsızlık söz konusudur. Yani ani gerçekleşen duygu durum değişimleri, gereksiz şüphecilik, ve biriyle aniden yakın olma ya da aniden uzaklaşma gibi semptomlar görülebilir.

Punk louis geri döndü hehehehe şimdi çoğunluklu toplinson fakat bazen de az da bottomlinson düşünüyorum çünkü Louis'nin keyfi ve kahyası öyle isteyebilir wlgşeşgşdşhşe Umarım giriş bölümünü beğenmişsinizdir, iyi okumalar dilerim♡♡♡

borderline | larryDonde viven las historias. Descúbrelo ahora