12

43.7K 1.7K 291
                                    

Merhabalar ben geldim.
...
Odamda oturmuş Pusat'a attığım gole gülüyordum. Umarım sinirden dört dönüyordur. Kudur yazıp gönderesim vardı ama o kadarı bana fazla gelirdi.

Odamın kapısının bir anda açılması ile sıçramıştım. Gelen öküz abimden başkası değildi.

"İnsan yaşıyor bu odada abi."

"Biliyoruz herhalde."

"Biliyorsun neden dalıyorsun odaya?"

Resmen odama baskına gelmiş polis gibi dalıyordu. Hayır, kötü bir şey de yapmıyordum ki. Sadece bir askere yarı çıplak fotoğraflarımı atıyordum, o kadar.

"Bu aralar odanda çok takılıyorsun o yüzden bakayım ne karıştırıyorsun dedim."

"Ne karıştıracağım abi? Saçmalıyorsun iyice."

Aslında bir şeyler karıştırıyordum ama bunu sana anlatamam abiciğim maalesef.

"Benim olmadığım yemekte neler olmuş öyle?"

Yine o sinir bozucu gün aklıma gelmişti. Abim yatağın ucuna oturmuş anlatmam için bekliyordu.

"Aslı teyzenin boş boğazlığı."

"Ama o şerefsiz Yiğit'in de sende gözü var fark etmedim sanma. Sen ona karşı bir şeyler hissediyor musun?"

"Saçmalama abi."

Hemen reddetmiştim. Yiğit'ten hiç haz etmiyordum. Sürekli adımızın yan yana anılması ondan daha çok nefret etmeme neden oluyordu.

"İyi, onu dövsem sorun olmaz yani."

"Hiç sorun olmaz hatta benim için de bir tane yapıştır. "

Normalde abimin arkadaşlarıma falan karışmasına kızar. Sorunlarımı kendim halledebilceğimi söylerdim. Ama Yiğit laftan anlamıyordu. O zaman abime havale etmekte sıkıntı yoktu.

Abim yanağımı sıkıp odadan çıkacakken   Yusuf dayımın birazdan geleceğini söylemişti. Yusuf dayımı çok severdim. Kendisi annemin en küçük kardeşiydi. Daha 30 yaşındaydı ve askerdi. Hem de yüzbaşıydı. Büyük ihtimalle yeni görev yerinin neresi olduğunu söylemeye gelecekti.

Hızlıca hazırlanıp aşağı indim. Sofrada dayımın en sevdiği yemekler vardı. Dayım her geldiğinde annem en sevdiği yemekleri hazırlatırdı. Kapının çalması ile birlikte hemen kapıya koştum ve kapıyı açar açmaz dayıma kocaman sarıldım.

"Beni özledin mi ufaklık?"

"Dayı ben ufak değilim sen fazla uzunsun."

Ben 1.74 boyunda gayet uzun bir insandım ama dayımın 1.95'lik boyunun yanında küçük kalmam normaldi.

"Annem ona bol bol süt içirdiği boyu arşa çıktı."

Annem, kardeşine takılırken onlarda sarılmıştı. Dayım, babasının izinden gidip asker olmuştu ve onun her görev yeri değiştiğinde hüzünlenirdik çünkü ondan uzak kalmak bizi üzüyordu.

Yemeğimizi yedikten sonra koltuklarda oturuyorduk. Ben dayıma sarılmıştım o da beni kolunun altına almıştı. Kendimi şu an çok mutlu hissediyordum ama aynı zamanda meraklıydım.

"Dayı artık söyler misin görev yerini?"

"Meraktan çatladın mı ufaklık?"

Yanaklarımı şişirip, ofladım. Bu lakaptan vazgeçmeyecekti.

"Senin yanında Türkiye'nin yüzde doksanı ufaklık kalır dayı. Hadi benimle uğraşmada söyle."

"Yeni görev yerim Iğdır 5.Hudut Alayı."

Dayımın dediği ile şok olmuştum. Burası Pusat'ın görev yeriydi. Dayım, Pusat'ın komutanı olacaktı. Büyük ihtimalle dayımın asker olduğunu bilmiyordu. Öğrenince epey şaşıracaktı.

Daldığım düşüncelerden çıkıp dayıma daha sıkı sarıldım, çok uzağa gidecekti ve onu çok özleyecektik.

"Belki ziyarete gelirim."

Aslında bunu içimden söyleyecekken sesli düşünmüştüm.

"O kadar uzağa gelmene gerek yok."

Aslında vardı hem belki Pusat'ı da görürdüm ama asıl amacım tabii ki dayımı ziyaret etmekti.

"Olsun gelirim senin lojmana falan yerleşmeye yardım ederim ne zaman gideceksin dayı."

"İki gün sonra gideceğim ama cidden gerek yok ufaklık."

Annem ve babamda bana katılmıştı. Anneannem yaşlı olduğu için yardıma gidemiyordu. Ben dayıma yardım edecektim. Hem Iğdır'ı da görmüş olurdum.

Bakalım Pusat bey benim görünce ne yapacaktı. Ah onun şaşırmış suratını görmek için bile gitmeye değerdi.

..
Ben geldim. Karşılaşmaya az kaldı gibi.

Asker Mi? textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin