8 - Era'nın Mektubu

733 100 72
                                    

*Duyuru: Bundan sonra gelecek olan bölümlerden bir gün önce, bölüme dair bir kesintiyi serinin instagram sayfası olan @rhyaserisi hesabına yüklemeye çalışacağım, bilgilendirmeler için hesabı takip etmeyi unutmayın.*

Atlas şimdiye dek üç kral öldürmüştü bile. Bu yüzden Rhaollar'ın Lassiel'e gelmesi, Eileon'a adım atmaya cesaret etmesi bile kendisine ne kadar güvendiğini gösteriyordu ama Atlas bundan hiç de memnun değildi. "Dert etme, çok kalmayacak. Ayrıca yanımda daima askerlerim ve nedimelerim var. Yanımda fazla zaman geçirmeyecek." Rhya'nın sözleri Atlas'ı tatmin etmiş gibi durmuyordu. "Eğer tek bir yanlış hareketi olursa..." Rhya'nın parmakları Atlas'ın çenesini kapladı ve dudaklarını onunkilere bastırdı. Atlas'ın dudakları onunkilere karşılık verirken Rhya onun gerginliğinin azaldığını anlamıştı. "Kıskanç olduğunda daha çekici oluyorsun."

"Hah." dedi Atlas, kollarını ona dolamıştı. "Sabrım taştığı zaman hiç de çekici görünmeyeceğimden eminim." Rhya kıkırdadı, ama sonrasında bugün Atlas'ın yaralarını iyileştirmeye başlayacağını hatırladı. Rhaollar'ın geliş hazırlıkları yapılırken Atlas beklemelerini istemişti, Rhya'nın gücünü tamamen toplamasını istemişti. Rhya tekrar Güç Taşı taşıyacak kadar güçlendiği için artık başlamamaları için bir sebep yoktu. "Kendini yeterince güçlü hissediyor musun?" diye sordu Atlas, Rhya'nın ne düşündüğünü anlamıştı. "Bekleyebilirim. Güçsüzsen hemen başlamak zorunda değiliz." Rhya kafasını iki yana salladı.

"Zorundayız." dedi Rhya. "Bir gün bile kaybetmemeliyiz." Atlas'ın ifadesi bir anlığına karardı, meleklerin kanatlarını nasıl kestiğini hatırlıyor olmalıydı, bıçakları kanatlarında hissediyor, yardım için bağırdığı anları hatırlıyor olmalıydı. Rhya elini onun yanağına koydu, Atlas'ın bu acı geçmişi asla arkasında bırakamayacağını biliyordu. Rhya her ne yaparsa yapsın olanları unutmasını sağlayamaz, o geçmişin kanlı izlerini ondan söküp alamazdı, bunun için ne kadar denerse denesin. Atlas elini Rhya'nın elinin üstüne koydu, gözleri şimdi maviydi. Okyanus mavisi. Rhya'nın asla adım atamayacağı bir denizin maviliğindeydi gözleri. "Pekala." Sesi yenilgiye uğramış gibiydi, Rhya'nın güçlerini kullanarak onu iyileştirmesi fikrine artık eskisi kadar sıcak bakmıyordu ama Rhya onu dinlemeyecekti. Söz konusu olan Atlas'ın iyiliği ise kimseyi dinlemeyecekti.

"Ama öncesinde yapmamız gereken bir şey var." Atlas bir adım geri çekildi ama Rhya'nın parmaklarını kendininkilere dolayarak onun elini sıkı sıkı tuttu. Her ne söyleyecekse, bu Rhya'nın hoşuna gidecek bir şey değildi anlaşılan. Rhya bahçede kendilerine doğru yürüyen Iris'i görünce şaşırdı, kadının kendilerini nasıl bulduğunu bilmiyordu. Atlas'a kafasıyla selam verdikten sonra aynısını Rhya'ya da yaptı. Konuşmadan önce hafifçe öksürdü, Rhya gerildiğini hissetti. "Perses'i öldürmek için Gün Sarayı'na girdiğimde onun odasında bir şey buldum." Perses'in adı geçince Rhya'nın kolları titredi, kendini bir an bir sandığa kilitlenmiş gibi hissetti. O sandığın içinde denize atılmış gibi hissetti. Nefesi kesildi, başı döndü, kalp atışları hızlandı, nefret ile doldu. Atlas bunu anlamışçasına Rhya'nın elini sıktı.

"Yatağının altına bantlanmış haldeydi. Bir insanın bakmayı akıl edeceği en son yere." Iris yeleğinin iç cebinden bir kağıt parçası çıkardı ve Rhya'ya uzattı. Üstünde bir mühür olmayan, kalitesiz bir zarfa konmuş bir mektup. Rhya üstünde yazan yazıyı görünce titredi.

Kızım Rhya'ya.

"Mührü kırılmıştı." dedi Iris, sesindeki ton biraz utanca benziyordu ama Rhya emin olamadı. "Ama onu aldığımdan beri bir kez bile açmadım." Mektubun mühürlü olması gereken yerdeki mühür kırılmıştı. Elbette, diye düşündü Rhya. Perses bu mektubu buldu ve okudu. Beni bu mektubu kullanarak tehdit edecekti. Bu mektubu benden sakladı.

ÖLÜM MELEĞİ • Rhya IITempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang