Rhya istemeyerek de olsa odadan çıktı, o kapıdan çıkar çıkmaz odadan tiz bir kadın çığlığı yükselmişti. Rhya içeri baktığında Iris'in bıçağıyla kadının yüzünü gözünün altından çenesine kadar çizdiğini gördü, kadının yüzünden kanlar akarken Atlas Iris'in hemen yanında duruyor ve sessizce izliyordu. Bunu daha önce de yaptıkları belli oluyordu. Gece Getiren yüzünü buruşturdu ve uzanıp kapıyı kapattı. Gece Getiren onun hemen dibindeydi, Rhya onun tüm kaslarının gergin olduğunu hissedebiliyordu, o kadının Gece Getiren'e fırlattığı ağ ne türden yapılmıştı bilmiyordu ama Gece Getiren'i yenmeyi başaracak kadar güçlü olduğu kesindi. Kadın Iris'i bile alt etmeyi başaracak kadar ustaydı. Bıçak ona bunun bedelini ödetmeye başlamıştı bile.
"Rhaollar'dan derhal kurtulmak zorundayız." dedi Gece Getiren. Lassiel sıcaktı, ama Gece Getiren çok üşüyormuş gibi kollarını kendisine sarmıştı. "Herhangi bir plan artık önemsiz. O bu saldırıdan başından beri haberdardı, bu yüzden Atlas'ın yanımıza gelmesini engelledi. O şerefsizi boğsam az kalır." Odanın içinden bir çığlık daha yükselince Gece Getiren kafasını başka bir yöne çevirdi, Rhya onun yüz ifadesini göremiyordu ama bu kadının çığlıklarında onu rahatsız eden bir şey olduğunu anladı. "Bahçeye çıkalım." Gece Getiren bu öneriye kafasını salladığında ikisi de odanın önünden hızla uzaklaşmaya başladılar, bu sırada çığlıklar gittikçe yükseliyordu ve Gece Getiren gittikçe daha gergin bir hale bürünüyordu. Kadının bedenindeki tüm kaslar gerilmişti.
İkisi birlikte bahçeye giden merdivenleri inerken ilk konuşan Gece Getiren oldu. "Bu çok önceden tasarlanmış." Rhya onun sesindeki garip tınıyı daha önce hiç duymamıştı. Hüzün gibiydi, hayal kırıklığı gibiydi. Hiç beklemediği bir sır gün yüzüne çıkmış gibiydi. Utanç duyuyordu, Rhya onun içinde biriken duyguların neredeyse tadını alabiliyordu ve bu garip hissettirmişti çünkü Gece Getiren duygularını saklamakta tam bir ustaydı. "Iris'in önceden yaralanmış bacağına saldırdı. Senin onu yakmanı engelleyecek bir pelerin giydi. Bunların hepsi planlanmış hamleler. Düşünülmüş hamleler." Kendi zayıflığından bahsetmiyordu. O ağın her ne özelliği varsa, Gece Getiren'i yere çivilemiş ve güçlerini kullanmasına engel olmuştu. Onu zavallı durumuna düşürmüştü.
"Güçlerini kullanamadın." dedi Rhya, bunun üzerine Gece Getiren ona sanki yeni kabuk tutmuş bir yarayı kanatmış gibi bakmıştı. "Senin zayıflığını da biliyordu." Gece Getiren kafasını yere eğdiğinde Rhya onun da sırlarının olduğunun farkına varmıştı. Gece Getiren her zaman kapalı bir kutu olmuştu, gerçek adını bile söylemekten çekiniyordu. Rhya onun geçmişi hakkında çok az şey biliyordu. Nerede doğduğunu, ailesinin nasıl kişiler olduğunu ya da geçmişinde ne tür acıların yattığını bilmiyordu. Gece Getiren'in sırlarını hiç irdelememiş, kendisi anlatmak istemediği sürece onu hiçbir şeye zorlamamıştı. "Sana hiçbir zaman geçmişimi açmadığımı biliyorum." dedi Gece Getiren, ses tonu düşüktü. "Bu benim için paylaşılması kolay bir şey değil, hiçbir zaman da olmadı ama sanırım artık vakti geldi."
"Obsidyen. Obsidyen taşı benim zayıf yanım. O ağda obsidyen işlemeleri vardı, bu da tüm güçlerime olan erişimimi engelledi ve hiçbir şey yapamadım." Rhya kollarını göğsünde kavuşturdu. "Neden obsidyen?" Gece Getiren acı bir şey yemiş gibi dudaklarını sıktı, dilinden dökülecek şeyler ölümüne sebep olabilirmiş gibi bir ifadesi vardı. Etrafa hızlıca göz attı, sarayın bahçesi her zamanki gibi boştu ama Gece Getiren birilerinin onu duymasından korkuyordu.
"Sana daha önce birçok krala hizmet ettiğimi söylediğimi hatırlıyor musun?" Rhya kafasını salladığında ikisi boş bahçede yürümeye başladılar. "Krallara hizmet etmeden önceki geçmişim... Onu her zaman bir sır gibi sakladım ama görüyorum ki sırrımı keşfetmişler." Gece Getiren saçı hala kusursuz görünmesine rağmen eliyle saçlarını düzeltti. "Bunu nasıl başardılar bilmiyorum." Rhya onun lafı dolandırdığını anlamıştı. Eliyle destek olmak ister gibi Gece Getiren'in koluna dokundu ama kadın bu dokunuşla irkildi.
YOU ARE READING
ÖLÜM MELEĞİ • Rhya II
FantasyRhya düşmanlarını ustaca alt edip güç için verdiği savaşı kazanmasının ardından, Versal'ın Kraliçesi olarak taç giymişti. Kral Perses'in düşüşü ile, Dokuz Bölge arasında beş yüz yıldır sağlanan barış bozulmuştu ve artık herkes bir karar vermeliydi...