K̷.-21

15K 442 539
                                    

𝓩𝓮𝓱𝓲𝓻

Ellie Goulding / Love me like you do

"Biliyor musun Ada? Bazen seni öldürmek istediğim anlar oluyor ve şanslısın ki şuan ki durumda o anlardan biri

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Biliyor musun Ada? Bazen seni öldürmek istediğim anlar oluyor ve şanslısın ki şuan ki durumda o anlardan biri. Sen gerçekten ciddi misin? Daha dün hastanede yatıyordun, bugün sabah taburcu oldun ve şimdi akşamına, bütün bunlara neden olan çocuğun yanına mı gidiyorsun? Fazla mı affedicisin yoksa gerçekten ona karşı bir şeyler mi hissediyorsun? "

Saçlarımı elimden geçirip kot ceketimi düzelttiğimde, yüzüme gelen rüzgara aldırış etmeden Serenay'a baktım. "Bazı noktaları atladın. Senin de benimle geldiğin nokta mesela. Sahiden, niye sürekli korumam gibi peşimdesin kızıl, ha?"

Göz devirip önüne döndü. "Çünkü o çocuktan hiç haz etmiyorum. Ne kadar seni tek çağırmış olsa da, alandaki olaydan sonra seni onunla yalnız bırakmak istemiyorum. Gerçekten Ada, o çocuğa güvenmiyorum. Ve emin ol... " Bana baktı. "Haklı çıkacağım."

"Farkında mısın bilmem ama," diyerek dudağımı yaladım ve iğneleyici bir şekilde yüzüne baktım. "Bütün bu olanların suçlusu Atakan değil, senin abin. Eğer bizi kenara sıkıştırmasaydı bunların hiçbiri olmayacaktı."

Rüzgar, kızıl saçlarını uçuşturup onları gözünün önüne getirdiğinde, "Bunun için senle o bara geliyorum zaten," diyerek ellerini cebine koydu. "Atakan'a, Kıraç ile arasında ne olduğunu sormam gerek. Ayrıca Barış denen o herifle de bunu neden yaptıklarını Kıraç'a sonra soracağım. Şuanlık nerede olduğunu bile bilmiyorum, dün eve de gelmedi. Ama merak etme, abimin bir pislik olduğunu sizin ağzınızdan duymaya ihtiyacım yok. Abim gerçekten bir pislik."

Kafa sallayıp, "Maalesef öyle," dedim motive etmenin bir anlamı olmayacağı için, ardından ekledim. "Yinede senin bu işte hiçbir suçun yok, kendini suçlama. Atakan ile orada ne konuşursun hiç bilmiyorum fakat söyleyeceğini de pek sanmıyorum. Kıraç'a bu konuyu daha sonra açman daha mantıklı, en azından olaylar biraz yatışır."

Birkaç saniye yere bakıp kafa salladığında, yavaş bir şekilde, "Atakan demişken," dedi ve bana dönüp gözlerini kısarak kaşlarıyla beni işaret etti. "Bana artık aranızda daha önceden ne geçtiğini anlatacak mısın? İyice sinirine dokunmaya başladı çünkü, arkadaşıma gerçek adıyla seslenememek ne kadar kötü, haberin var mı? Beynim bulandı. Söyle artık Ada, Atakan senin neyin oluyordu?"

Dudaklarım aralandı ama konuşmadım. Bu sorudan ve durumdan nefret ediyordum artık. Atakan benim her şeyimdi, ardından hiçbir şeyim oldu. Bu, açık ve net. Onunla aramda şimdi bir öfke var fakat o bunun farkında bile değil. Ona yazan Ada, onunla motor yarışlarında yaralanan Nil. Bu hep böyle kalacak, ben kendimi ifşa etmediğim sürece. Ama şimdilik ona kendimi göstermeye ne cesaretim ne de isteğim var. Çünkü daha intikamımı alamadım. Dövmeyi göğsüme yaptıramadım. Ona ne zamandan beri yazamadım bile. Ve bu, ters etki yapıyor, zihnime giden yolda kalbe doğru uğrayan.

VEN̷OM | TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin