13

852 105 11
                                    

Mark aldığı kahveyi Haechan'ın masasına sertçe koydu. Haechan ona alaycı bir bakış atmadan edemedi ve getirdiği kahveden kocaman bir yudum alıp inadına gülümsedi. 

"Teşekkür ederim." dedi gıcık bir şekilde.

Jaemin ise minik bir teşekkürler mırıldanıp elindeki kahveye odaklandı. Jisung'un varlığını yok saymaya çalışıyordu ama tam yanında ona baktığını hissettiği için pek bir işe yaramıyordu.  

"Ben dışarı çıkıyorum." dedi Lucas. 

Jeno onu kafası ile onayladı. Çıkan Lucas'ın ardından hepsi sessizce birbirine bakıyordu. Jeno konuşması için Haechan'a bakınca karşılığında bir göz devirmesi kazandı ama yine de arkadaşı ricasını geri çevirmedi ve konuşma başlattı. 

"Sence okul yeni dönem için bir yerlere götürecek mi?" dedi Haechan.

"Okul gezilere mi götürüyor?" dedi Mark merakla. 

"Tabii ki." dedi Haechan. "Sizinki götürmüyor muydu?"

"Hayır." dedi Mark ciddi bir sesle. Gerçekten eski okulu böyle şeyler yapmamıştı. Yani 5 yıl önceki okulu.

"Çok yazık. Üzüldüm. " dedi Haechan ama  hiç üzülmüş gibi durmuyordu. "Okulun öğrencileri zengin tabii ki bir sürü faaliyet yapmaları lazım. Her hafta sonu bir şeyler yapılır. Bir sürü kulüp var ama son dönemde gitmezsiniz diye düşünüyorum."

"Hayır." dedi Mark kafasını iki yana sallayarak.

"Neyse." dedi Haechan ona bakmadan. "Gidip müdürle konuşayım ve bu sefer orman gibi bir şeye götürmesin bizi." 

Jaemin, Haechan'ın orman demesi ile gülmesini tutamadı. Aklına 2 yıl önce gittikleri kamp tatilleri geldi. Haechan'ı otururken bir kaplumbağa ısırmıştı. Arkadaşı durumun rezilliği ile çadırdan asla çıkmamıştı.

"Sakın anlatma." dedi Haechan hızlıca.

"Neyi?" dedi Jeno.

"Sakın diyorum." dedi Haechan ama gülüyordu.

"En son ormana kamp yapmaya gittiğimizde Haechan'ı kaplumbağa ısırdı." dedi Jaemin kıkırdayarak. "Ama komik olan bu değildi. Haechan bir anda ortalıkta bağırmaya başladı. 'Ne yani kaplumbağa mı? Benim değerli kıçımı bir kaplumbağa mı ısırdı şimdi? Yılan değil, akrep değil, bir örümcek bile değil. Kendi evini sırtında taşıyan bu zararsız hayvan mı?' Herkesin ona baktığını anladığında koşa koşa çadıra girdi ve gidesiye kadar çıkmadı."

Mark kahkaha atarken Jeno gülümsemek ile yetinde. 

"Şimdi o ısırdığı yerde muhteşem bir öpücük izi dövmesi var." diye fısıldadı Haechan sadece Mark'ın duyabileceği bir sesle.

Mark önce gülecek gibi oldu sonra Jaemin'in anlattığı anıda ki 'kıçım' kelimesini hatırladı. Haechan'ın bir dövmesi vardı, bu dövme bir öpücük iziydi ve arka taraftaydı. Mark bir an yutkunamadı. Neyi düşünmesi gerektiğini kavrayamadı. Aklından bir sürü soru geçmişti. Kimin öpücük iziydi? Dövmeyi kim yapmıştı? O dövmeyi gören kaçan kişi vardı? Bir önceki soru Mark'ın kaç kişiyi öldüreceğinin de cevabıydı. 

Jaemin kafasını Jeno'ya çevireceği sırada göz göze geldiği Jisung ile yerinde kasıldı. Karşısındaki çocuk ona bir gülümseme gönderdiği sırada Jeno başını ikisinin arasına sokmuş ve kafasını Jaemin'e çevirmişti. 

"Sen nereye gitmek istersin bu hafta sonu?" dedi Jeno.

"Bilmiyorum." dedi Jaemin. "Hiç düşünmedim."

"Acaba okulun götürdüğüne değil de, kendi istediğimiz bir yere mi gitsek? Hiç gitmediğimiz bir yere." dedi Haechan heyecanla. "Mesela bara."

Jeno onun hayatında hiç bara gitmemiş gibi olan tavrı ile şok oldu. Az kalsın ağzından 'Senin lanet olası bir barın var. Hem de striptiz barı' demek geçmişti. 

"Bar olmaz." dedi Jeno uyarıcı bir tavırla. "Ama bunu bir düşünelim ve hafta sonu hep birlikte bir şeyler yapalım olur mu?"

"Ben.." dedi Jaemin. "Benim bunu bir düşünmem lazım. Yarın tekrar konuşalım mı?"

Jeno onu kafası ile onayladı. Hemen red etmemişti. Bu bile büyük bir başarıydı.

can't live without u '✓'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin