can't live without u '✓'

33

Chenle uyandığında yanında yatan Jisung ile önce bir şaşırdı. Onun kalkıp çoktan gittiğini düşünmüştü. Başı aşırı ağrıyordu ve midesi hiç iyi durumda değildi. Kendini tekrar Jisung'un göğsüne bırakıp uykusuna devam etti.

Saçlarında hissettiği dokunuşlar ile gözlerini açtı Chenle. Jisung onun kirpiklerinin hareketlenmesinden uyandığını anlamıştı.

"Günaydın." dedi mırıldanarak.

Chenle gülümsedi ve yatakta oturur konuma geldi.

"Günaydın."

Jisung onun gülümsemesine bir bakış attı.

"Eğer şu an 2-1 dersen." dedi derin bir nefes alarak. "Ben buna dayanamam."

"O kadar kötü mü gözüküyorum?" dedi Chenle.

"Hayır." dedi Jisung. "Kötü gözükmüyorsun ama öylesin ve bu daha da korkutucu."

"Öyle bir şeyler söylemeyeceğim Jisung." dedi Chenle gülerek yataktan kalktı ve yerdeki boxerını giydi. Camın önüne gidip kendini koltuğa attı.

"Ama bir şeyler söyleyeceksin. Değil mi?" dedi Jisung.

"Dün gece çok zevk aldım." dedi Chenle. "Oldukça."

Jisung bunu duyunca gülümsedi. İlk seferinde iyi bir iş çıkarmıştı demek ki yine de bir ama geleceğini hissetti.

"Ama?" dedi yavaşça.

"Aması bu kadar." dedi Chenle. "Tek gecelikti. Güzeldi. Bitti."

Jisung bir şeyler söyleyecekti ama sustu. Kafası çalışmıyordu.

"Duşa ilk ben giriyorum." dedi sonunda.

Chenle ona kafasını salladı. Jisung duşta tüm şeytanlarını ve meleklerini çalıştırmış bir yol, bir çıkar yolu bulmaya çalışmıştı. Sonunda duştan çıktığında aklında bir plan vardı.

"Sonunda." dedi Chenle ona bakarak elindeki kupayı masaya bırakmıştı. "Hiç çıkmayacaksın sandım."

Jisung yanında geçmek üzere olan çocuğu kolundan tutup yatağa uzanmasını sağladı.

"Park Jisung!" dedi Chenle. "Ne yapıyorsun?"

"Devam etsek?" dedi Jisung soru sorar bir ton ile.

"Ne?"

"Duygusal bir şey olmadan."

"Sen bana yatak arkadaşlığımı teklif ediyorsun?"

Jisung güldü.

"Kabul etmeyeceğimi sanıyorsan yanılıyorsun." dedi Chenle ve Jisung'u yana devirip çocuğun üstüne çıktı.

"Kimse kimsenin hayatına karışmayacak." dedi Chenle.

"Bir taraf bitirmek istediği anda biter."

"Kimseye söylemeyeceğiz."

"Asla kimseye söylemeyeceğiz." diye tekrarladı onu Jisung.

"Duygusal bir şeyler asla olmayacak."

Jisung kafasını salladı ve Chenle aynı anda eğilip dudaklarını birleştirdi.

Jaemin gülümseyerek uyandığında Chenle'nun hala evde olmamasına şaşırmıştı. Partidede kardeşini hiç görmemişti. Aramaya çıkacakken Haechan onu durdurmuş ve iş üstünde olduğunu söylemişti.

Jaemin önce iş üstünde demenin ne olduğunu anlamamıştı ama daha sonra kast ettiği şeyi anladığında bir daha soru sormadı. Zaten Chenle gece iyiyim yazıp bir fotoğraf atmıştı.

Okulların kapanmasına az kalmıştı ve Jaemin ders çalışmaları gerekirken hala eğleniyor olmalarına içten içe vicdan azabı çekiyordu. Güzel bir üniversiteye gitmesi lazımdı. Bu yüzden kahvaltısını yapıp dersin başına oturdu.

Uzunca bir süre ders çalıştıktan sonra Chenle ancak eve gelmişti. İlk kardeşinin odasına geldiğinde onu ders çalışırken bulunca kıkırdadı.

"Neredeydin?" dedi Jaemin.

"Villa da."

"Soru değiştiriyorum. Kiminleydin?"

"Tatlı bir çocukla." dedi Chenle kıkırdayarak.

Jaemin gülümsedi. Chenle çok mutlu gözüküyordu.

"Fazla keyif almış gibisin. Dün Jisung'a da bir şey yapmadın."

"Doğru." dedi Chenle gülümseyerek. "Aklımı başımdan aldı biri çünkü."

"Kim peki?"

"Bilmiyorum." dedi Chenle.

"Ne?" dedi Jaemin. "İsmini de mi?"

"Evet."

"Niye? Sormadın mı?"

"Hayır. Aklıma gelmedi." dedi Chenle geçiştirir bir şekilde.

"Chenle, bir şey sorabilir miyim?"

"Tabii ki."

"İşin içinde duygular olmadan o işi yapmak nasıl?"

Chenle gelen soru ile duraksadı.

"Pek bir farkı yok." dedi omuz silkerek. "Ya da ben hiç duygusal bir ilişki yaşamadığım için bilmiyorum. Sonuçta bu sex. Abartmaya gerek yok."

Jaemin dudaklarını büzdü. Nasıl yoktu? Gerçekten anlamıyordu Jaemin.

"Yine de sen benim yaptığımı yapma." dedi Chenle gelip onun saçlarından öperek.

Jaemin ona bir bakış atarken Chenle gülüp odadan çıkmıştı bile. Jaemin merak ediyordu. Bu merak duygusunun Jeno yüzünden ortaya çıkmış olmasıda küçük olanın içini alev alev yakıyordu.