3. DENKLEMLERİN İKİLEMLERİ

82 11 25
                                    

3

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

3. DENKLEMLERİN İKİLEMLERİ








"Senden yadigar tek mum kaldıysa, can durulmazsa, yanarız biz de."

sufle, canozan ~ hiç kimsenin günahı yok

kalben ~ derdimin çiçeği







Tanrı, dizeler arasında yıllarca bülbülün kanını akıtan gülleri dikenleriyle süslediği gibi bulutlara da damlalarını bahşetti. Damlalara vefa aşıladığı için yağmur, geldiği yeri hep bildi; yeryüzüne inmeyi hiç ihmal etmedi.

Tanrı durmadı; tekliğin, tekilliğin hakim olduğu bir his yerleştirdi insanın göğüs kafesine, sonra da bedenin daha derinlerine o hissi yensin diye bir hayalet dikti.

Tanrı, insanlar yalnız olmasın diye ruhlarını onların ellerine verdi çünkü insan, kimse olmasa bile kendi hayaletine sarılabilirdi.

O adam ise, çocukluğumun ruhunu giderken beraberinde götürdü, kendi ruhunu da göremeyeceğim bir yere gizledi. Sakladığı yeri belki de kendi bile fark etmedi.

Acısını tanıyan insan gerçekten iyileştirebiliyor muydu yarasını? Yoksa kesiğe iğne değil de tuz değdirip yoluna sırtındaki sancıyla devam mı ediyordu? Ben acımı tanıdığımı da söyleyemiyordum çünkü onu her gördüğümde içimdeki yabancılamayı engelleyemiyordum.

Yabancı. Bu kelimenin ne kadar acıttığını bilemezsin. Hiç bilmedin.

Sabahın erken saatinde Vera Kütüphanesinin yolunu tutuşum aslında ders çalışmaktan öte kafamı dağıtmak içindi. Abimin bugün dersinin olmayışı onun öğrenci kartını alıp kampüs içine girebileceğimin habercisi olmuştu bu yüzden fırsatı kaçırmamıştım.

Beni her an büyülemeyi başarmış olan kütüphanenin içinde bir saat boyunca elimde kalem döndürüp birkaç soru çözdükten sonra telefonumun saati okulun başlamasına az kaldığını gösterdiğinde eşyalarımı toplayıp sessizce kütüphaneden çıktım. Hava normalinden daha soğuktu bu yüzden turkuaz kazağımın üstüne giydiğim beyaz montun fermuarını ağzıma kadar çektim. Omzumdan dökülen düz sarı saçlarım neyseki kulaklarımı biraz ısıtıyordu.

Tek kolumdan sarkıttığım okul çantamın içinden telefonumu ve kulaklığımı çıkarmaya çalışırken bir yandan koca kampüsün içinde yürüyordum. Normalde kampüsün içinden dolaşan servisler vardı fakat kütüphane çıkış kapısına yakındı bu yüzden yürümeye karar vermiştim.

Sıkılıp da yaptığım çalma listelerinden birini açtım ve rastgele bir şarkı çaldım. Hafif bir müzik kulağımı doldurduğunda ellerimi ceplerime sokarak yürümeye devam ettim.

YANMIŞ İÇİNDENWhere stories live. Discover now