Bölüm 1 ''Tehdit mi teşebbüs mü?''

285 45 22
                                    

Okul koridorları öğrencileri bekliyor. Daha güneş doğmamışken gün başlıyor onlar için. Her zamanki sabah rutini; uyan, elini yüzünü yıka, dişlerini fırçala, üniformanı giy, kahvaltını yap ve siktir olup okula git. 

Herkesin böyle olmayabilir tabii...

Sabahçı tayfa Esma Sultan Anadolu Lisesi öğrencileri çoktan okulun bahçesine girmeye başlamış bile. 9'lar kendi halinde voleybol oynuyor, 10'ları bahçede göremiyoruz, 11'ler çardakta harem kurmuş. Ve 12ler.. Söylemeye gerek yok zaten. Binaya girildiğinde kantinin rengarenk masalarında oturan birkaç grup göze çarpıyor. Lanet olası merdivenler mi dediniz? Bitmek bilmeyen çıkışlar ama bir türlü varamayışlar desek daha doğru. 

Herkes kendi halinde hayatına devam ederken saatler yedi buçuğa gelmiş, öğretmen zili çalmış ve öğrenciler sınıflara dağılmıştı. Derken Uğur hoca elinde kitaplarla 10/H'a girdi. Sınıftaki öğrenciler öğretmenin girdiğini fark edince sessizleşmiş, önlerinde İngilizce kitapları açık bir şekilde ayağa kalmışlardı. Taki Uğur hocanın ''Oturabilirsiniz gençler.'' lafını duyana kadar. 

Bir yandan yoklama alınıyor bir yandan arka sıradakilerin sesleri artıyor bir yandan da o ses karmaşasına rağmen 5 dakika daha uyumak için direnenler başarısız oluyordu. Uğur hoca ''Sena'' dediğinde Sena elini kaldırdı ''Burada'' dedi. ''Şafak'' ardından Şafak ''Burada'' diye yanıtladı. ''Enver'' Enver, en arka sıradan sesini duyurmaya çalışırcasına ''Burada'' dedi. ''Elif''... 

Yoklama bittiğinde hoca ayağa kalktı. Olamaz artık ders başlıyordu. 20 dakika sonra bir ses duyuldu. Herkes durumu kavramaya çalışıyor gibi birbirine bakıyordu. Yangın sireni tüm okula kendisini duyurmuştu. Uğur hoca telefonuna baktı ve sınıfa yönelip ''Sakin olun gençler. İkili sıralar oluşturup sınıfı tahliye edeceğiz. Koridorlarda koşmayın birbirinizi ezmeden yangın merdivenine yönelin'' dedi ve ardından tüm sınıf yangın merdivenine yöneldi. Yangın merdiveninin önündeki kalabalık koronayı hiçe sayıyordu. Korona var diye mesafeli olmak mı yoksa yangın alarmı yüzünden hızlıca okulu terk etmek mi? Açıkçası can havliyle herkes koronayı unutmuş gibi gözüküyor. 

Okulun tahliyesi sırasında herkesi Selin'in çığlığı durdurdu. ''Aaaaa! E-EMRE B-BIÇAKLANMIŞ'' Karın boşluğundan bıçaklanan Emre kalabalığın ondan uzaklaşması esnasında yere yığıldı. Etraftakilerin içindeki korku gözlerinden okunuyordu. Bir telaş bir endişe kol geziyordu ortamda. Görevli hocanın telefonuna bildirim gelmesiyle hoca telefonuna yöneldi. ''Yangın alarmı kantindeki tost makinesinin açık unutulması durumundan çıkmıştır. Herkes sınıflarına dönebilir'' Görevli hocanın talimatıyla bütün öğrenciler sınıflarına geçti.

Ambulans sirenlerinin sesi yaklaşmaya başladı. Emre revirde baygın bir şekilde yatıyordu. Kan kaybı olmasın diye bıçaklanan yere bez tutan Savaş hoca ve olası bir durumda yardım edebilmek için Özgür hoca da ambulansı bekliyorlardı. Ambulans ve polis ekipleri okul binasından içeri girdiler. Emre apar topar ambulansa kaldırıldı. Polisler ise olay yeri inceleme işlemlerine çoktan başlamışlardı. Yangın merdiveninin giriş çıkışları kapatılmıştı.

** 

10/H sınıfı diğer sınıflar gibi sessizdi. Herkes olayın şokuyla sadece birbirlerine bakıyordu. Kim yapmıştı? İçlerinden biri miydi? Ortamdaki sessizliği Efe'nin nefret dolu çıkan sesi bozdu. ''Kim yaptı bunu lan!'' ardından Çınar da ekledi ''Oğlum eğer bu içimizden biriyse şimdi çıksın ortaya. Eğer öğrenirsem kendisine çok yazık olur!''

 Oluşan gerginliği rahatlatmaya çalışırcasına Elif '' Ya bi sakin olun! Böyle kargaşa çıkararak ona buna sallayarak bıçaklayan kişiyi bulacağınızı mı sanıyorsunuz?'' dedi. 

SESSİZLİĞİN ÇIĞLIKLARI (KİTAP OLDU!) Où les histoires vivent. Découvrez maintenant