3.Özel bölüme hoş geldiniz wattpad platformunun Sedat Pekerleri.
Kitap düzenlendi. Model değişikliği oldu, fotoğrafları hep rastgele yapmıştım onu düzenledim. Birkaç yazım yanlışını düzenledim, bazı yerlere açıklama ekledim. Birkaç sahneyi düzenledim çünkü başka kitabın adını vererek saygısızlık yapılıyordu ki sadece 1 kelime yüzünden olan bir olay.
Her neyse düzenlediğime göre linç tayfa okuyup, geçebilecek. Berkcan Güven ve Efe Uygaç'ın videosundaki gibi 'linç tayfa ileri.' sloganıyla hareket ediyorlar şaka gibi.
Kiraz fotoğraf attı diye sürtük olmuyor arkadaşlar haddinizi bilin :) Kiraz reşit bir insan zorla olmadığı sürece istediğini yapabilir. Yobazlığınızı ailenizle sohbet ederken yapın neyse devam.
-
-
-
Hava yavaş yavaş soğurken kafamı yan yatırarak yanımda yatan simliye baktım. Mışıl mışıl uyurken gülümseyerek yattığım yerden doğrulurken ilk önce perdeleri açıp, güneşin odamıza girmesine izin verdim.
Giyinme odama giderken üstüme İspanyol kol, örme, rengarenk bir kazakla grimsi bir hafif bol pantolon giyerek saçımı taramak için aynanın karşısına geçtim. Normalde kedime taratırdım fakat gece geç gelmişti.
Saçımı taradıktan sonra hafif bir makyaj yaparken sırıttım. Bugün önemli bir gündü. Ay ve ailesi bize gelecekti. Uzun süredir görüşmemiştik bize kahvaltı için geleceklerdi.
İşimi halledip, odamdan çıktım. Mutfağa inecekken Aşkın'ın odasından gelen sesle oraya yöneldim.
Ses tam daha net gelirken elimi belimi yerleştirip, onu dinledim.
''Lan Ömer ne çalışmasından bahsediyorsun? Ben sınavda beş şık olduğunu az önce öğrendim.'' Dediği şeyle sırıtırken acınacak bir halde olduğumu fark ettim.
Neyse özel üniversiteye gönderirdik.
''Senin kafanı sikeyim Ömer zaten sınıfta yirmi kişi var ikisi zeki diğerleri okulu gece kulübü sanıyor boş ver sanki ne zaman geçtikte şimdi geçeceğiz?'' Mantıklı.
Kızımın kapısından çekilip, mutfağa indim. Etrafı gün temizlediğim için sadece kahvaltıyı hazırlamak kalıyordu. İlk önce bahçeye çıkarak masa ve sandalyeyi son kez sildim.
Mutfağa geçerken kapıyı kapatarak müzik açtım. Sesini evdekiler uyanmasın diye kızarken güldüm.
Yaşlandın be Kiraz reis.
''Utandığım için görüntümden, utanmam gerekmiyor kendimden. Utançlar benim tek tesellim iğrenmem gerekiyor kalbimden.'' Müziği içten içe söylerken dolaptan çıkardığım un ve sütü karıştırıyordum.
Bunca zaman geçmişti. Değişmeyen bir sürü şey olmuştu hatta değişen tek şey ailemizdeki birey sayısıydı.
Fatihle olan sadakat ve sevgimiz ilk günkü gibiydi, müzik zevkim bile değişmemişti.
İki tane çocuğum olmuştu: Çağın ve Aşkın...
Aşkın ne kadar hayatını hızlı yaşıyorsa Çağın sadece bizim yanımızda hızlıydı. Dışarıda gören 'bu çocuk hasta mı?' diyordu.
'Hayır canım insanlardan iğreniyor.' diyemediğim için sadece gülmekle yetiniyordum. Bir de açıklama yapamazdım.
Kızartılması gerekenleri kızartmış, fırına verilmesi gerekleri vermiştim. Dolaptan çıkardığım birkaç şeyi de tezgaha koyarken aklıma bir şey geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komutanım -texting ✔️
ChickLitTamamlandı. Bu kitapta kaos, mafya, üzüntü yok. Bol bol mizah var. Tamamlandı. Yetişkin içerik vardır, rahatsız olacaksanız okumayın. Kurgusu tamamen bana aittir. Siz: Nasıl arkadaşsın ulan sen? Siz: bir ceketini çaldım diye numaranı da değişme...