30"

10.7K 978 156
                                    


susuluvtata 💜

adorekimh 🧡




Saniyelerin dakikalar gibi geçtiğini hissediyor, kesik kesik aldığı nefesinin sesi ona gürültü gibi geliyordu. Kalbi göğsünü şiddetle döverken üzerindeki battaniyeyi bacakları ile itti. Jeongguk'a tüm hislerini dökmesinin üzerinden yaklaşık beş dakika geçmişti ve bu süre içerisinde Jeongguk bir tepki göstermemişti. Omuzlarının hareketinden uyumadığını biliyordu ama sessiz geçen her bir an ızdırap gibiydi. Bir an önce bu sessizliğin bitmesini diliyordu.

Eğer Jeongguk onu sevmiyorsa sorun değildi. Hislerinin karşılık bulmaması onu üzse de kendini toparlardı. Sadece bir ses istiyordu. Jeongguk'un ona döndüğü yahut dönmeyeceğini ifade ettiği bir ses. Kalbi bir mengene içinde sıkılıyor gibi hissederken gözlerinin dolduğunu fark etti. Hayır, ağlamayacaktı. Hayal kırıklıkları ruhuna batsa da ağlamayacaktı. İlk kaybedişi değildi bu.

Taehyung, kendisine yıllar gibi gelen on dakikanın sonunda beklemekten vazgeçti. Belli ki gönlü yoktu diğerinin kendisinde. Olsaydı dönerdi ya. Dönmedi. İç çekti, Taehyung. Biraz önce ayakları ile tekmeleyip üzerinden attığı battaniyeyi omuzlarına çekip diğerine sırtını döndü. Birdenbire buz kesmişti.

Jeongguk, arkasındaki hareketliliği fark ettiğinde bir an için Taehyung'un yanına geleceğini düşündü. Kalbi sanki mümkünmüş gibi daha hızlı atarken yüreği görünmez bir el tarafından sıkıldı. Beş saniyenin sonunda kimsenin yanına gelmediğini fark edince rahatlasa da bu sefer kötü bir duygu tarafından sarsıldı. Taehyung ondan hoşlandığını söylemişti ve demişti ki eğer senin de bana hislerin varsa, yüzünü dön. Dönmedi Jeongguk ama hisleri olmadığından değil. Yüreğindeki karmaşadan. Peki böyle bırakmak ne kadar doğruydu? Taehyung'u cevapsız bırakmak... Derin bir nefes aldı.

"Taehyung."dedi usulca.

Bu sesleniş, diğerinin buz kesmiş içini ısıttı. Kalbini yeniden hızlandırdı. Battaniyesine daha sıkı sarılırken sesindeki heyecanı bastırmaya çalışıp "Efendim."dedi. "Jeongguk."

Jeongguk'un kalbi kulaklarında attığından kendi sesini dahi zor duyuyordu ama Taehyung'un sesi zil misali çınlamıştı zihninde. "Özür dilerim."

"Dileme. Birini sevmemek özür dilemeyi gerektirmez."

"Öyle değil."dedi Jeongguk. Taehung'un sesindeli kırgınlığı duymaktan nefret etmişti. "Öyle değil."

"Nasıl ya peki?"dedi yorgun sesiyle diğeri.

"Dedin ya hani senin de yüreğin bana meylediyorsa yüzünü dön diye." Yutkundu. Bazı şeyleri sesli dile getirmek, sessizce yaşamaktan daha zordu. "Sen dile getirene kadar yüreğimin sana çekildiğinden haberim yoktu."

Taehyung, omuzlarındaki battaniyeyi itip yüzünü diğerinin sırtına çevirdi. Bu ani itiraf şaşırtmıştı onu. "Kendimin bile haberi yokken bu itirafı senden duymak... Öyle karışık bir haldeyim ki Taehyung. Yüzümü dönmek istiyorum ama-"

"Ama'dan sonraki hiçbir cümle önemli değil, Jeongguk. Anlayabiliyorum kafanın neden karıştığını. Ama yüreğinde bana karşı ufak da olsa bir meyil varsa onu bir karışıklığa kurban etme." Taehyung'un kendi cümlesinin bölen sesi öyle yumuşak, öyle içtendi ki Jeongguk gözlerini kapatsa uyuyabilirdi.

Your Honor // taekook✔Where stories live. Discover now