baepsae, minsung

ten

bizimkiler ama minho olmadan

jisung
han dedi ya
orospu cocugu han dedi.

hyunjin
anlamadim ben gene ya
ha, su ‘han’ olayi..

changbin
minho cok bos yapiyo ya
bu cocuga noldu boyle
beyefendiciydi
bayan han bile minho’yu artik sevmiyosa
ben gram sevmiyorumdur
ama seviyorum
o da arkadasim sonucta napcan

felix
ilk kez changbin’in bu grupta bu kadar cok mesaj yazdigini goruyorum

changbin
sen selam bile yazmiyosun aq

felix
ne selami ibne
selama ne gerek var
bu hayatsizlara selam mi vericem
gider ona selam veririm
o daha iyi

changbin
gercekten,
ona mi?

felix
iy
hayir hayir
asla
tovbe

jisung
han diyo bana amk
annem nereye gidiyorsa
yarim saattir yoldayiz gidiyoz

chan
acaba piknige gidiyor olabilir mi

jisung
ne alaka lan

chan
siz hep kustugunuzde sizi piknige gotururdu
elinede bi top verirdi
kac yasinda olsanizda oynardiniz

jisung
aaaa
nerden biliyon lan

chan
ben senin babanim knk <3

minho - jisung

han
anneme nereye gittigimizi sorsana

minho
nuye ben soruyorum amk
sen sorsana

han
sormuyorum

minho
napim

han
nasil bok gibide kaldin
isin ucunde bedn varim sonucta
‘han’ın’

minho
evet evet
sende kabullendin demi

han
soomin ile nasi gidiyo

minho
biz onunla hic cikmadik

han
bak simdi
KİZLA OPUSTUGUN FOTOGRAF VAR OROSPU COCUGU

minho
ekrana yavas bas..
elin aciyacak
AYRİCA O TİRNAKLARİNİN HALİ NE
TİRNAK KALMAMİS Kİ

han
tirnaklarim gayet duzgun

minho
han sen tirnak yemezdin
noldu sana

han
yemiyorum ki
tirnak kopartiyorum ben
canim sıkıldıkca
boyle seyler yapiyorum
terapi gibi

minho
ne diyon han
ben yapmam oyle seyler
cok guzel tirnaklarim var

han
konuyu dagitma it
asil sen ne diyon

minho
bak askim
olayi daha grubada anlatmadim
anlatcam yani

han
ne zaman

minho
geldigimiz zaman, ilk sana anlaticam
soz veriyorum

han
iyi

—

Vardığımız yer her Minho ile küstüğümüz zaman annemin getirdiği piknik alanıydı. Annemler hazırlık yaparken ben ise bir yere oturup Minho’nun söyeleyceği yalanları düşünüyordum.

Muhtemelen, saçma sapan şeyler söyleyeceklerdi. Yemin ediyorum, onun yalanlarını dinleyecek kadar vakti olan bir insan değilim. Onun yalanlarını dinleyecek biriside değilim.

“Merhaba.” Minho, yanıma gelip oturduğunda tüm dikkatim hâlâ her geldiğimizde top oynadığımız yerdeydi. O zamanlar, küslük çok olmazdı.

“Sana anlatacaktım, değil mi? O zaman başlayayım.” Başlıyoruz.

“Soomin, nasıl bu işlere kalkıştı anlayamadım. İlk başlarda çok tatlı bir kızdı. Ve evet, ona aşık oldum sandım. Nasıl oldu, onu hiç anlamadım desem yeridir.” Soluklandığında bu sefer bakışlarım ona döndü. O ise yere bakıyordu. “Açıkçası aşık olmamışım. Bir hataydı. Her neyse, o gün inan seni aldatmadım. Hani, iyi ki seni aldatmışım dedim ya, o yalandı. Onu sen kırıl diye yapmıştım.”

“Hızlı ol.” Kafa salladı, cümlesine elimi tutarak devam ediyordu.

“Yani, ben hâlâ seni seviyorum. Tekrar olabilir miyiz?” Minho’nun dediğine gülmekle yetindim sadece.

“Tekrar olmak? Minho, ayrılmak sana iyi gelmemiş.”

“Seninde sevgilin yok, benimde yok. Önümüzde engelde yok. Olamaz mıyız?”

“Olmadığını nerden biliyorsun?” Minho’nun yüzü düşmüş, elimi bırakmıştı.

“Var mı?”

Yok.

“Minho, Jisung! Hadi gelin!”

—

hadi bakim simdi sizi hangi guc sevgili yapar😜