17.BÖLÜM

10K 520 46
                                    

  Ömer'in dediklerinden sonra odama çıktım. Üstümü değiltirip tekrar aşağı indim ve Ömer ile oynayan Aden'i gördüm. Birbirlerine top atıp kaçıyorlardı  ve çok tatlı duruyorlardı.

Bir an Ömer, ben ve Aden'in bulunduğu bir ev aile ettim. Ne kadar güzel olurduk. Belki de gerçek olurdu bu hayalim.

Onlara bakmayı kesip önüme döndüm. Dönmemle babamla göz göze geldik. Ne düşündüğümü hemen anladı ve gülümsedi. Bu yaşıma kadar beni o büyütmüştü ve ne düşündüğümü anlaması normaldi ama gülümsemesi Ömer'i onayladığıanlamına geliyordu.

Utangaç bir gülümseme sundum babama. Göz kırpıp önüne döndü.

Salonda bir Cihan'ın olmaması dikkatimi çekerken kapıda belirdi. Elini ensesine götürüp konuştu.

"Temmuz bir bakar mısın?"

Kafa sallayıp yanına ilerledim. Birlikte bahçeye çıktık. Bahçedeki masanın üzerinden bir şey  aldı ama görmedim. Arkasına saklayıp bana döndü.

Gülümsedi ve elindekini gösterdi.
Elinde uzun koyu yeşil yaprakları olan, kendisi turuncu ve mavi renkte bir çiçek tutuyordu.

Çiçeğin adını bilmiyordum ama çok güzel duruyordu. Cihan çiçeği bana uzattı ve konuştu.

"Sterliçya. Yani çiçeğin türü Sterliçya. Sıcak sevgi anlamına geliyormuş ve bende sana almak istedim. Seni seviyorum kardeşim."

Garip hissetmiştim. Söyledikleri çok güzeldi ama kardeşim diyince aklıma Emir'i savunduğu gün gelmişti. Bunlar her ne kadar geride kalsada hâla acı veriyordu. Ama bunu düzeltmek Cihan'un elindeydi ve ben ona şans vermek istiyordum.

Elimdeki çiçeğin canlı olması dikkatimi çekerken gülümsedim. Gözlerim tekrar onu bulduğunda gergince beklediğini gördüm.

"Ben..."

Ne diyeceğimi bilemeden bekledim bir süre.

"Teşekkür ederim." dedim sonunda.

"Rica ederim. Kendini bir şeye zorunlu hissetme. Hemen beni affetmeni beklemiyorum senden. Yanlızca bu bir başlangıç haberin olsun." dedi kararlıca.

Aslında bu hediyesinden sonra şans verecektim ama önce bir daha bana kötü davranmayacağından emin olmam gerekiyordu.

Kafa sallayıp onu onayladım.

"Hadi içeri geçelim."

Birlikte içeriye geçtik.

Çay ve sıhbet eşliğinde akşamı da bitirmiştik. İki ailemin de iyi anlaşması garip ama güzel bir histi.

Gece olduğunda herkes odasına dağıldı. Benim odamda Dilem ve Aden ile birlikte kalıyorduk.

Saat gece bir olmasına rağmen uykum gelmiyordu. Aden ve Dilem çoktan uyumuştu zaten. Yatakta dönüp durmaktan vazgeçip ayağa kalktım.

Odadan çıktım ve mutfağa indim. Kendime kahve hazırlarken mutfağa Ateş girdi. Gülümsedik birbirimize. Gözleri  askılımdan dolayı açık kalan omuzuma gitti ve dövmeme baktı.

Gülümsemesi genişledi. Tekrar göz göze gelince konuştum

"Çok güzel oldu. Teşekkür ederim."

"Rica ederim güzelim." diyip yanağımdan öptü oda.

Gülümsedim ve bende onu öptüm. Daha sonra gülücüklerimizin yerini tebessüm aldı ve birbirimize baktık derince.

"Seni çok özlemişim."dedi ve ardından sıkıca sarıldı. Kollarımı beline dolayarak karşılık verdim.

Bir süre sonra benden ayrıldı ve çatık kaşlarıyla baktı gözlerime. Ne olduğunu anlamaya çalışırken sert sesiyle konuştu.

TEMMUZDonde viven las historias. Descúbrelo ahora