26.BÖLÜM

4.4K 286 21
                                    

Ömer'le uyanmanın verdiği huzurla günler sonra iyi hissediyordum. Uyandıktan hemen sonra kahvaltı yapmış ve Aden'i almak için yola çıkmıştık.

"Onu çok özledim." dedim garip bir gerkinlik ve heyecanla.

Gözleri yolda olan Ömer sesimle bir an bana bakmış ardından tekrar yola bakarken konuşmuştu.

"Eminim o da seni çok özlemiştir. Gerçi bunu zaten yeterince belli etti miniğim."

Sesli bir iç çektim. Onlardan uzaklaşmak iyi bir karar değildi belki de.

"Üzgünüm."

Güçsüz çıkan sesime eşlik eden hafif dolu gözlerim hiç yardımcı olmuyordu.

"Bizi düşünerek o an için sana doğru geleni yaptın. Üzülme güzelim. Her şey yolunda."

Ömer yine içimi rahatlatırken ona olan sevgim olabilirmiş gibi daha da artıyordu sanki.

Kısa yolculuğumuz bittiğinde hıxla arabadan indim ve Ömer'in evine ilerledim. Kapıyı çaldığımda kısa sürede kucağındaki Aden'le Dilem tarafından açılmıştı.

Aden beni görmesiyle hızla Dilem'in kucağından atlayıp aramızdaki kısa mesafeyi kapattı.
Dolan gözlerime rağmen kocaman gülümsememle ona sıkıca sarıldım.

Onu o kadar çok özlemiştim ki kendime bir daha kızmadan duramadım. Hangi akılla kızımdan uzaklaşmıştım? Ne olursa olsun toparlanmalı ve onun yanında olmalıydım.

"Anne, seni çok özledim."

"Ben de kızım, ben de seni çok özledim."

"Neredeydin anne? Çok merak ettim. Babam işlerin olduğunu söyledi. Çok mu ameliyatın vardı?"

Kısa bir an Ömer'e bakıp gülümsedim.

"Evet bir tanem. Öyle de diyebiliriz."

"Hadi artık içeriye geçelim. Orada devam edersiniz."

Dilem'e kafa sallayıp içeriye geçtim. O gün akşama kadar bıcır bıcır ben yokken yaptıklarını anlatan kızımı dinledim. Akşam olduğunda kısa bir yemek molası verip Aden'in uyku saati gelene kadar oyun oynadık.

Aden mutluydu, Ömer mutluydu ve ben mutluydum.

Okuduğum kitaptan kafamı kaldırdığımda kızımın çoktan uyuduğunu fark ettim. Yanağına minik bir öpücük kondurup üstünü örttüm. Bu gece burada kalacaktık.

Hemem yandaki Ömer'in odasına gitmeden önce su içmek mutfağa ilerledim. Dilem de buradaydı ve su içiyordu.

"Selam."

Sesimle irkilip bana döndü. Göz göze gelince gülümsedi aynı şekilde karşılık verdi. Aklına bir şey gelmiş olmalı ki gülümsemesi silindi ve gerildiğini hissettim.

"Sana bir şey söylemem gerekiyor."

"Tabii söyle de bir sorun mu var?"

"Hayır yok. Yani sanırım."

Yanına ilerleyip elimi omsuna koydum. Onu rahatlatmak amaçlı hafifçe okşadım.

"Hadi söyle artık."

Derin bir nefes aldı ardından anlatmaya başladı.

"Biz sen ortalarda yokken Asaf ile bir kaç kez görüştük. Yani zaten aramızda bir çekim vardı ama ikimizde yok saydık. Ama sonra tatilde konuştuk falan. Kısacası biz birlikteyiz."

Gerile gerile anlattıklarını sırıtarak dinledikten sonra kocaman gülümsedim. Hem abim hem de Dilem için çok sevinmiştim. Ayrıca Dilem'in artık iyi olduğu bilmek rahatmama neden oldu.

TEMMUZTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang