Yemin

1.9K 193 67
                                    

Grindelwald uzun ve içten bir kahkaha attı. Eğlenip eğlenmediği meçhul çünkü aynı zamanda sinirlenmiş gözüküyordu. Dumbledore ise yüzüğe hipnotize olmuş gibi bakıyordu. Emin olduğum şey ikisininde yataktaki cesetten tek farkı kalbinin atması olan kızı unuttuğuydu.

Dumbledore'un heyecanla seğiren eli taşa dokunmak için gittiğinde, Grindelwald'un gülüşü korkunç bir hızla kesildi. Dumbledore'un eli havada kaldı taşa dokunamadan. Bileğini sıkıca saran else Grindelwald'undu.

"Yapma." Diye uyardı gözlerinin içine bakarak Grindelwald onu. "Sakın. Aklından bile geçirme."

Kendinde değil gibi görünen adamsa onun elini itti öfkeyle. "Bu ne cürret!"
Asası elindeydi ve Grindelwald'un tek bir şansı bile yoktu. Ama Dumbledore'un dediği gibi cürretkarlığını, hırsını ve cesaretini tanıyan herkes durmayacağını bilirdi.

El çabukluğuyla yapıştı adamın yakasına. Öfkeli görünüyordu. "Kimi dirilteceksin ki onunla?! Ariana'yı mı?"

Sözleri tehlikeliydi. Dumbledore'un asasının kalbinin üstüne bastırıldığını da hissediyordu üstelik, ama bu durmasına engel değildi.

"KENDİNE GEL!" Diye bağırdı öfkeyle tek bir saniye durmadan. "O yüzüğün üstünde kara büyü olmama ihtimali var mı sence?! Kendine gel ve yatakta yatan kızının haline bak!"

Asa kalbinin üstünden çekilmedi. Ama Dumbledore'un gözlerinde belli bir değişim yaşandı Grindelwald'u cesaretlendiren. "Masalı hatırla," dedi zehir damlayan bir sesle, "O yüzük tekin değil."

Dumbledore başını çevirdi, Alanis'e bakarken göğsü kalkıp indi yavaşça. Hırs ve tutku kaplı gözlerini hüzün kapladı. Gözlerini yumdu, anlarcasına. Geri çekildi. Grindelwald  da rahatlarcasına kafasını salladı ve adamı ona döndüren sözleri söyledi.

"Üstelik onun kimden geldiğini de biliyoruz değil mi?"

Dumbledore onu uzunca süzdü amacını anlamayarak. Grindelwald ise her şey bariz ve basitmiş gibi davranıyordu.

"Diyorumki Albus, o çocuğa ne zaman haddini bildirmeyi düşünüyoruz?"

Dumbledore ona bakarken kaşlarını kaldırdı ve Grindelwald ekledi. "Tabi kızımızı iyileştirdikten sonra."

O yatağın yanına gidip kızın saçlarını okşarken Dumbledore kaşlarını çattı. "Nasıl yapacağını biliyor musun?"

Grindelwald omuz silkti belli belirsiz sırıtırken bir şey düşünüyor gibiydi, daha doğrusu hatırlamaya çalışıyor gibi. "Belki." Bu sefer apaçık sırıtarak. "Asama ihtiyacım olabilir."

Dumbledore güldü ona bakarken, "Ordan aptal gibi mi gözüküyorum?"
İki adım yaklaşırken ciddileşti. Sesi Emin ve sertti.

"Asla."

Grindelwald'un yüzü düşmüş gibiydi. Kalktı ve o da adama doğru yürüdü.
"Şuan senin tutsağından başka bir şey olmadığımın gayet farkındayım. Bir emrinle öldürülebileceğimin, ya da bir hücrede çürümeye bırakılacağımın."

"Benden korkmana gerek yok. Zaten sen kazandın."

"Senden korkmuyorum." 

"O zaman, senin tarafında olduğumu kanıtlamak için daha ne yapmam gerek?"

Gri Prenses (Grindelwald'un Kızı)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora