4. bölüm

40 4 1
                                    

Görmüştüm onu sarılmıştım ona öpmüştüm onu öpmüştü beni kendi kafamda sorduğum bütün sorunlara her gözlerine baktığımda cevap buluyordum sanki evet evet gözlerine bakıyordum oturuyorduk ellerim ellerindeydi ve birden bana dünyada sorulabilecek en güzel soruyu sordu
"Şu gamzenden bir kere öpebilir miyim?" Allah'ım deliriyordum heyecandan bağırmak istiyordum bana gamzenden öpebilirmiyim dedi duydunuz mu bana dedi...
Kıkırdadım ve "gamzem bu tarafta ama" dedim tebessüm etti ve "bak şurda da var" dedi ve eğilerek bir buse kondurdu gamzelerime...
içim huzur doluyordu onunla olduğum her an...
her zaman onunla olmak istiyordum her sabah kalktığımda arkamı döndüğümde ona rastlamak uyurken ona çarpmak istiyordum çok kısa bir sürede nasıl hissedebilirdim bunları ona aşıktım buna emindim kafamda en ufak bir şüphe soru yoktu...
Birden saate baktık 1 saat olmuştu birbimize baktık ve gülmeye başladık bize 10 dakika gibi gelmişti buda birbimize doyamadığımızın kanıtıydı sanırım... işten izin aldığı için gitmesi gerekiyordu son kez öptü beni bir insan ne kadar derinden öpebilirse okadar derinden öptü bende son kez öptüm onu sanki birdaha hiç öpemeyecekmişim gibi derinden öptüm onu elimi tuttu ve oturduğumuz kamelyadan dolmuşa doğru yol aldık beni bindirip öyle gidecekti yürürken eğildi ve "bir kez daha öpebilir miyim seni?" Okadar tatlı bir hali vardı ki hayır demek mümkün değildi masumca kafamı salladım"hıhı" iç çekerek öptü beni "peki bir kere de ben öpebilir miyim?'
Diye mırıldandım ve hiç duraksamadan "lütfen" diye mırıldandı ayak uçlarıma bastım ve öptüm yanaklarından aramızda boy farkı çok tatlı görünüyordu Bulut'un  boyu 1.78 benim boyum ise 1.58 di neyseki herkes gibi "yataktan paraşütle mi iniyorsun?" gibi bir espiri yapmamıştı daha yapmasını da istemiyordum açıkcası kıkırdadım içimden...
Beklerken dolmuş gelmişti bile sıkıca sarıldım ve kokusunu içime çektim bir buse kondurdum yanaklarına oda sımsıkı sardı beni "seni seviyorum" diye mırıldandı kulağıma "bende seni seviyorum" diye fısıldadım kulağına ve dolmuşa bindim çarşıya gidecek ihtiyacım olan birkaç mağazaya bakacaktım...
Çarşıya geldim ve inmiştim dolmuştan bir mağazaya girdim ve gezinirken telefonumun çaldığını fark ettim yağmurun bulutu arıyor... Hemen açtım ve kulağıma tuttum telefonu "alo" sesi telaşlıydı ve devam etti...
"Ben birşey söylemeyi unuttum sana"
Gerilmeli miydim bilmiyorum "evet hayatım söyle seni dinliyorum"
"Beni hiç bırakma olur mu?" Ahh Allah'ım kıkırdamaya başladım ve "asla" diye mırıldandım "söz ver" dedi ve gülerek "söz yağmur sözü" diye cevap verdim
-"teşekkür ederim seni seviyorum" 
-"bende seni seviyorum bebeğim"
Telefonu kapattı içim içime sığmıyordu deliydi bu çocuk oysaki yanında defalarca söylemişti
"Beni bırakma olur mu?"
"Beni bırakmazsın demi?"
"Beni bırakma lütfen"
"Beni bırakırsan küserim" o an bir kıkırdamıştım kahkaha atacaktım hatta o nasıl masum bir tipti görmeniz lazımdı beni bırakırsan küserim hıh aklıma geldikçe kıkırdıyordum...

ilklerim senWhere stories live. Discover now