26 ♪ Aklıma Düştüğün Yerde Belirir Nefesin Yamacımda

1.4K 182 243
                                    

Gözlerimi her kapatmak istediğim anda, o sinir bozan sesi tekrar ve tekrar duymaya başlıyordum.

Parmağıma mandal gibi geçirdikleri cihaz, kalp atışlarımı ölçüyordu ve sınırı 50 olarak ayarlamıştı hemşire. Ben uykuya daldığım saniyelerde ise nabzım 44 oluyordu.

Her uyuduğumda ölüme bir adım daha yaklaşıyordum.

Sınırın altına düşünce alarm sesi hemşireye de gidiyor ve makinenin her ötüşünde odama girip bana bir şeyler yemeyi öneriyordu. Elbette yemiyordum. Ayrıca yanımda bir refakatçi olması gerektiğini de söylüyordu ama elbette dinlemiyordum.

Annemi göndermiştim. Onun yüzünü görmek istemediğimi yüzüne direkt söylemiştim. Ağladı karşımda, çok ağladı. Pişmanlık aktı gözlerinden ama içim sızlamadı. Biraz sızlasın istedim, bir an, gerçekten bir an, onun için üzülmek istedim. Annemi sevmiyordum ama. Onu hiç sevemiyordum. Kalbimde ona ayrılmış yerde bir boşluk vardı ama annem oraya artık giremezdi çünkü kendi isteği ile çıkmıştı.

Ben ona elimi uzatmıştım, "Anne," demiştim, "Ellerimi tut, beni bu dertten kurtar," demek istercesine. "Anne," demiştim ağlarken, "Canım yanıyorken bir de sen yakma sevgisizliğinle," demek istercesine. "Anne," demiştim, "Senden başka beni koşulsuz sevebilecek biri yok. Lütfen sen sev beni," demek istercesine.

O ise beni hiç sevmedi. Kalbimi kuruttu. Beni duygusuz birine çevirdi ve her şey bittikten sonra bana "Annem," demesi, içimdeki o boşluğu doldurmuyordu.

Benim annem var ama benim bir annem yok.

Babamın nerede olduğunu bile bilmiyorum. Onu aradığımda hiçbir zaman ulaşamazdım zaten. Nerede, ne yapar, eve ekmek parasını nasıl getirir, hiçbir zaman bilemedim ama içten içe eve giren o paranın hep kirli olduğunu sezdim.

Aç bırakmadı babam beni. Eline para geçtiğinde ilk bana verdi, hiç sakınmadı ama o parayı nasıl kazandığını hiç bilemedim. Babam geldi bazen odama, sarıldı bana, nasıl olduğumu sordu ama sonra gitti. Ben babamı hiç tanıyamadım aslında. O beni hiç kızı olarak görmedi aslında.

Benim babam var ama benim bir babam yok.

Kendimi üzmek istemiyorum bazen. "Bak bir ailen var, bazılarının annesi babası bile yok," diyerek kendimi teselli etmek istedim ama varlığı, yokluğundan daha çok can yakan insanlardı benim ailem. Varlıkları beni yaramı sarmadı, bilhassa yarayı açan onlardı.

Bu yüzden, onları hiç affetmeyeceğim. Bunları onların yüzüne hiç söyleyemeyeceğim belki ama onları hiç affetmeyeceğim.

Beni bu sevgisiz dünyaya getirdikleri için onları hiç affetmeyeceğim.

Gözyaşlarımın yanaklarımdan süzüldüğünü hissettim. Kendimi düşünürken hep ağlamaya başlardım zaten. Ne kadar bitik bir halde olduğumu kavrar ve bazen dayanamaz, hüngür hüngür ağlardım.

"Bitikten daha betersin Elfida Sayar." diye mırıldandım. Uyku haramdı nasıl olsa bu gece. Hastaneye neden yattığımı bile kavrayamazken, sessizliğim hüküm sürdüğü bu buzdan duvarların içinde ruhumun buz kestiğini hissettim. "Senin için umut yok." Elimin tersiyle gözyaşlarımı sildim ve odamın penceresinden gökyüzüne baktım. "Hiçbir zaman olmadı."

Geceyi bana sevdiren Özgür'dü. Şimdi geceleri aklımda dolanan tek isim, yine Özgür'dü.

Telefonuma bildirim geldi ve halsizlikten nasibini alan kolumu zorlukla kaldırıp telefonu elime aldım. Elbette Özgür'dendi. Aklıma ne zaman düşse, yamacımda nefesini hep hissederdim zaten.

ozgursoykan: Gece lamban açık,

ozgursoykan: Uyuyamamışsın belli.

ozgursoykan: İzin ver, yanına geleyim Elfida.

KEMİKLERİNDE CENNET | Yarı Texting (Tamamlandı)Where stories live. Discover now