23 - benim bağımsız bir kalbim var

744 167 181
                                    

Labrinth - Forever

Benim bağımsız bir kalbim var

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Benim bağımsız bir kalbim var. Belki korkak ama kimseye ait değil.


Hani gençlik yılları ilerideki hayatımız için küçük bir parça olacaktı ya tam şu an içindeyken öyle olmuyordu işte. Bazı anları hiç hatırlamayacaktık bile. Hatta hep şey derlerdi; kötü anılar bir bir kaybolacak ve hiç olmamış gibi olacak. Ama tam şimdi benim için her şey ölüm kalım meselesinden ibaretti. Ya ölecek... ya devam edecektim... sadece... sadece devam edecektim. Başka ne yapabilirdim ki?

O geceye tam bir kaos hakimdi. Batuhan benden hoşlandığını söyledikten sonra bir rüyanın içine düştüm ve ağzımı dahi açamadım. Cevapsız kaldığım her dakika Batuhan'ı üzdü. Üzülmesin istedim ama onun  için o an yapabileceğim bir şey yoktu. Aman. Allah'ım. Ne diyebilirdim ki? Gerçekten ağzımı açsam bile bir şey çıkmazdı. O an içinde beynim işlevini yitirmişti. Kızlar beni oyun için almaya geldiklerinde zoraki bir şekilde sonra konuşmamız gerektiğini söylemiştim. Çocuk oyun boyunca hasta gibiydi. Ben de öyle! Şuna bakın! Ulu, Duygu'nun aptal hareketlerine dahi gülebilecek kibarlığı gösterirken ben olmak istemediğim halde bir kalp kıran olmuştum. Harika.

O hafta başı planlanan büyük kamp için hazırlanırken bir gece önceki her şeyi unutmak istiyordum. Söylemiştim. Sadece oturup ders çalışmalıydık. Ama kalkıp birbirimize aşık oluyor, birilerini ayarlamaya çalışıyor, kalbimizi kırıyor ve üzülüyorduk. Bunun olmasını istemiyordum. Ben böyle olsun istemiyordum. Dalya'dan bir hap daha alabilirdim ama bir işe yaramazdı. Öyle işlemiyordu. Fena faka bastım. İşler hiç bu kadar karışık olmamıştı. Böylesi durumlardan ölesiye kaçtığım için ne yapacağımı hiç bilmiyordum. Gerçi çok düşünmeme gerek yoktu. Önceliğim elbette Ulu'ya ulaşmaktı. Tam olarak ne diyecektim bilmiyorum ama kesinlikle arabulucu değildim. Ona kimseyi ayarlamaya çalışmıyordum. Durup beni dinlemeliydi. Yoksa... yoksa... ah, ne yapabilirim ki? Gerçekten burada mı yollarımız ayrılıyordu? Bunu istemiyorum! Bu... hayır bu seçenek dahilinde bile değildi.

Batuhan'a gelince ise... hayatımda aldığım ilk senden hoşlanıyorum cümlesi için teşekkürlerimi sunmak istiyordum ki bu ona verebileceğim tek olumlu cevap olurdu. Çünkü ben ondan o yönde hoşlanmıyordum. Hoşlanmıyordum... değil mi?

Son kıyafet parçasıyla çantamın fermuarını çekip işimi tamamladım. Kamp buradan birkaç kilometre uzakta bir ovadaydı. Kızlarla araştırmıştık ve çok eğlenceli bir ortam sunduğu konusunda hem fikirdik. Eğer bir gece önceyi hiç yaşamamış olsaydım çok daha mutlu olurdum ama o gece yaşanmıştı ve geri alınamazdı. Bazı sözler ve anlar geri alınmaz, bazı insanlar geri dönmezdi. Yine de kendime kötülük edip çok düşünmeyecektim. Karar vermiştim. Kendimi bunaltmayacak, oğlanlardan ve olası erkek avcısı kızlardan uzak duracaktım.

Arkamı döndüğümde tuhaf bir manzara ile karşılaştım. Şöyle ki; İrem ve Maya çantaları sırtlarında, şapkaları başlarında, gözlükleri yakalarına asılı, Maya'nın yatağı üzerine tünemiş, kolları göğüslerinde bağlı, beni izliyorlardı. Yüz ifadeleri çok ciddiydi.

Gölge Kızın BüyüsüWhere stories live. Discover now