3. KADER

31.9K 1K 404
                                    


Şehir / Vesaire

İçimde kanayan yaralar vardı. Umudumun rengi artık yoktu. Bana bırakılan acı her yerdeydi. En çok da gözlerimin önünde. Göğsümün altına yayılan acı, nefes almamı engelliyordu. Görüntüler gözlerimden gitmezken yerimde sallandığımı hissettim. Çıkmaz bir sokakta gibi hissettim kendimi. Kapının koluna dokunan ellerim tutmuyordu, sanki göklerde uçuyordum. İnsan aldığı haberlerle sevince boğulabilirken, ölümlere de gebe olabilirdi.

" Bana bak.." dedi ılık nefesi yüzüme doğru geldiğinde irkildim. Beklediğim bir şey değildi. Nereden çıkmıştı hiçbir fikrim yoktu. Ama belki de iyi ki buradaydı. Gözlerimin gördükleri burada tek başıma olamayacağımın kanıtıydı. " Sakin ol tamam mı ? Sadece sakin ol. " ona bakmıyordum. Tok sesi tanıdıktı ve aynı zamanda beklenmeyendi. Güven verici gözlerinin yüzümde gezindiğini hissettiğimde sertçe yutkunarak ona baktım.

" Ora..oradalar. " boğazıma düğümlenen nefesler acıtıyordu. Sesim kısıktı, sanki birinin beni duymasından korkuyor gibiydim. Belki de bu görüntüyü unutmak, bir rüya olduğunu kabul etmek içindi bu çabalarım.

" Görüyorum.." keşke görmeseydi, keşke her şey bir halüsinasyon olsaydı. Sertçe yutkunduğumda kendi tükmüğümde boğulacağımı zannettim. Boğazım acıyordu.

" Hayır, hayır.." başımı iki yana salladım. " Lütfen bana bu gördüklerimin gerçek olmadığını söyle. " yalvarıyordum, eğer gerçek olmayacaksa ayaklarına da kapanabilirdim. Annem ve babam söz konusu olduğunda yapmam dediğim her şeyi yapabilirdim. Cansız bedenlerini görmek istemiyordum, onları yaşarken hala bana gülümserken görmek istiyordum. Çok muydu bunlar bana ? " Lütfen bunu duymaya ihtiyacım var. "

" Kendini kandırmana izin veremem. " dedi sert bir solukla. Yüzü öyle ciddi duruyordu ki, bana bakışları nasıl bu denli yumuşaktı ikisini bağdaştıramıyordum. Gözlerinin odağı bendim ama başını çevirip yerde yatan bedenlere bakıyor geri bana çevriliyordu. " Ki ben yalan söylemem. " kaşlarını çattı, bir süre bir şey söylemeden yüzüme baktı. Sonra bakışları tekrar o görüntülere çevrildi. Alt dudağına dişlerini geçirdiğinde ağlamak üzereydim.

" İlk defa yalanlarla kandırılmak istiyorum. " diye fısıldadım. Belki bağırsam yattıkları yerden kalkarlardı, olabilir miydi bu ?

" Şimdi önce sakin ol. " dedi gözleri bana döndüğünde. " Sana iyi misin diye sormayacağım. İyi olmadığını görüyorum. Lüzumsuz sorulara gerek yok. " yüzünü inceledim, kaşının altında bir çizik vardı. Daha önce fark etmemiştim.

" Sakin kalmam mümkün mü ? " ellerim titriyordu. " Annem.." Sertçe yutkundum. " Babam.." Boğazım acıdı yutkunamadım.

" Hişt.." diye susturdu beni. " Bizimkiler yolda. " dediğinde sert bir nefesi dudaklarının arasından dışarı verdi. Turkuaz gözlerinin içinde koyu bir karanlık vardı. " Onları hastaneye götürecekler. "

" Neden ambulansı aramıyoruz ? " aklıma bu fikir neden daha önce gelmemişti ki ? Neden donup kalmak yerine bunu akıl edememiştim ?

" Şu an izleniyor olduğumuz için olabilir mi ? " diye sorduğunda kanım çekilmiş gibi irkildim. Elleri bana dokunmuyordu, sadece yanımdaydı. Başını eğmişti ama eğdiğinde bile aramızda bir kafa boyuna yakın mesafe vardı.

Duraksadım, kanım çekilmişti. Kan akışım tersi yönüne doğru akmaya başlamış gibiydi. Omzunun üzerinden arkama bakmaya çalıştığımda beni engellemek adına omuzlarımdan tuttu. " Bakma, şu an bakmak gereken tek yüz benim. " kaşlarım çatıldı, kalbim kasıldı. " Burada neler dönüyor bilmiyorum ama hissediyorum kötü şeyler olacak. Bu yüzden seni derhal buradan çıkarmam gerek. Tam çaprazımızda bir adam yarım saattir arabanın içinde bekliyor. "

KUZGUNDonde viven las historias. Descúbrelo ahora