0.3

265 42 24
                                    

henüz beni tanımıyorsun ama sana kendimle ilgili bir sır vereceğim sevgilim, vahşi bir hayvan gibiyimdir. karanlık çöktüğü zaman avına saldırmaya hazırlanan, gölgelerde gizlenen, kan emici bir yırtıcı... bu yüzden kendini yalnız sandığın bir anda, hiçbir anda, bundan o kadar da emin olmamanı tavsiye ederim. seni izliyor olabilirim, gözlerim ya üzerindedir ya da yakınlardadır.

sen yatak odanda, sevgilinle başbaşa olduğunu sanarken seni izliyor olabilirim. perdelerini açık bırakmış olman veya sıkıca kapaman hiçbir şeyi değiştirmez.

tıpkı şimdi olduğu gibi.

sevgilinle ettiğim sabah kahvaltıları bana fayda sağladı, evinize alarm sistemi taktıracak vaktiniz olmadığını biliyorum. içeriye girip seni daha yakından da izleyebilirdim, yalnızca sana zaman tanıyorum. bunu biliyorsun değil mi?
neden perdelerini örtmedin? sevgilinle nehir manzarası eşliğinde mi sevişmek istedin? arka bahçeniz nehre baktığı için sizi kimse göremez mi sanmıştın? sen bir polissin sevgilim, üstelik en temkinli olanlarından bir tane... daha dikkatli olmalısın çünkü buradayım. bahçendeki limon ağacının arkasından izliyorum sizi.

sevgilinin sıkıca çarşafı kavrayan elleri, belinize dek uzanan ince pike, sallanıp duran yatağınız... hepsi de beni öfkelendiriyor. sana kızmıyorum, yanlış anlama. sonuçta seçme şansın olmadı, jaehyun uğursuz bir lanet gibi üzerine çöreklenip ruhunu, gözünü karartıyor.
puslu bir menzilin var, onun yüzünden. hepsi onun suçu.
seni kurtaracağım yuta. başka türlü bir hayatın da mümkün olduğunu görmeni sağlayacağım, mobilya seçiminde söz hakkının olduğu, fikirlerinin değer gördüğü, dengeli ve sağlıklı bir ilişki sunacağım sana.

bunları konuşmak için çok vaktimiz olacak ancak şimdi biraz meşgulüm.

akşam esintisi yüzünden gözümün önüne gelip duran ince bir dalı itekleyip seni izlemeye devam ediyorum. üstün çıplak, geniş omuzlarını ve darmadağın olmuş kızıl saçlarını açıkça seçebiliyorum. jaehyun acı ve zevk içinde kıvranırken saçların bedeninin her hareketinde gözünün önüne savruluyor. o aptalın yerinde olsam ellerimi kesinlikle saçlarına dolardım, aptal toz pembe çarşafınıza değil.
(seni başka birisiyle sevişirken izlemek beni kızdırdığı kadar heyecanlandırıyor da yuta, hayal gücümü genişletmeme yardımcı oluyorsun. seni yanımda istiyorum, üzerimde hatta içimde...)

buradan görebildiğim kadarıyla omuzlarında ve belinin sağ tarafında bazı karaltılar var, dövmelerin olduğunu varsayıyorum. içimden bir ses senin kötü polis olduğunu söylüyor ve buna bayıldım. yanılmak istemiyorum.

en sonunda küçük hasret giderme seansınız bitiyor.
bu kadar mıydı?
gerçekten bu kadar mıydı?
huh, onu gerçekten arzuluyor musun? tutku ve aşk dolu bir birlikteliğin daha uzun sürmesi gerekmez mi?
o aptalın yerinde olsam şafak sökene kadar kucağından inmezdim, o aptalın yerinde olsam...
oysa o bitkin, yorgun şekilde örtüsüne sarılmayı seçiyor. bir şeyler konuşuyorsunuz, ne olduğunu duymam imkansız ancak tahminlerimde yanılmıyorsam uyumak, duş almak yahut yorgunlukla ilgili olsa gerek ki sevgilinin saçına ve sırtına küçük öpücükler kondurup ayaklanıyorsun. şimdi senin onu gerçekten sevdiğine inanmamı nasıl beklersin yuta, beraber duş almayı düşünmüyorsunuz bile!

fermuarını kapatıp yatak odasından çıkıyorsun, sabırla beklemeye başlıyorum. eğer biraz olsun şansım varsa son olarak hangi odaya girdiğini de görebilirim. neyse ki bu benim günüm, çok geçmeden oturma odasından bir ışık yükseldiğinde gülümsüyorum. oturma odanız ilk katta olduğundan pencerelere biraz daha yaklaşabilir, seninle ilgili her ayrıntıyı inceleyebilirim. temkinli adımlarla limon ağacının arkasından çıkıp evinizin bitişiğindeki çalılara ilerliyorum. jaehyun'un diktiği çiçekler bu bodur şeylerle bir araya gelip beni güzelce gizleyecek.

vee işte oradasın!

dolaptan yeni aldığın bir birayla televizyonun karşısına yürüyorsun. tek elinle terden sırılsıklam olmuş saçlarını dağıtırken gerilen karın kaslarını kolayca seçebiliyorum üstelik yanılmamışım gerçekten de omuzların ve belindeki karaltılar dövmelerinmiş. dahası bir de piercingin var, göbeğinde.
tanrım bu çok ateşli.

öyle baştan çıkarıcı ki sonraki yarım saati çalıların arkasında öylece oturup televizyon izleyişini, birandan aldığın her yudumda hareket eden adem elmanı dikkatle izleyerek geçiriyorum. sonra tam da artık eve gitme vaktimin geldiğini düşündüğüm esnada mucizevi bir şey gerçekleşiyor, tanrı bir ışık yakıyor. umutsuzluğa düşme diyor bana, yakında senin olacak.

kendini tatmin ediyorsun.

spontane bir şekilde, öylesine yaptığın bir şeymiş gibi.

gerçekten de kötü polissin öyle değil mi?

masum sevgilinin haberi yokken arsız fantezilerle kendine eğlence çıkartıyorsun, seninle seviştiğini, her şeyin yolunda olduğunu sanıyor ancak gerçek bu değil. seni tatmin edemiyor, jaehyun ihtiyaçlarını karşılayamıyor yuta.

elimde olmadan dudaklarıma geniş bir gülümseme yayılırken kendime söz veriyorum, bir sonraki sexiniz bittiğinde tıpkı bugün olduğu gibi soğuk bira içip televizyon izlemek için oturma odasına ineceksin ve elin pantolonuna uzandığında zihnindeki kişi ben olacağım.

göreceksin sevgilim, bunu sağlayacağım.

şimdilik iyi geceler, rüyanda beni görmeyi unutma.


****

merhabalar!
hepinize iyi günler, küçük bir şey söyleyeceğim. yuta ve taeyong'un asla bir araya gelemeyeceğini düşünüp üzülmeyin çünkü sonraki bölümden itibaren olaylar ikisinin arasında geçmeye başlayacak, bunlar sadece giriş bölümleriydi diyebilirim ve bugün veya yarın içinde bir bölüm daha atacağım. umarım yeni bölümü ve hikayeyi beğenmişsinizdir, görüşmek üzere! ☀️🌈💛

gözünü fırından ayırma - yutaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin