Fifteen

1.7K 125 6
                                    

Zirve'den...

Karnımdaki ağrı alışık olmadığım bir şeydi her Allah'ın günü vurulmuyorum sonuçta ama acısı da inanılmazdı. Şerefsiz Kanay...

Vurulmuş olmama rağmen daha önce yapmadığım ve saçmalıktan ibaret bir şey yapıyordum.

Kendim yerine Şafak'ı düşünüyorum. Ne saçmalık bu? Burda ben dururken bir korumayı düşünmek de ne?

Elim telefona uzansa da geri çektim. Hayır öyle bir saçmalık yapmayacaksın Zirve. Onun görevi ölse bile seni yaşatmak. Bunu yapmak için burda.

Kapım açıldığında oraya döndüm. Derin kapıdaydı.

"Abla? "

"Efendim Derin. "

"Nasılsın..." tırnak etleriyle oynayarak yanıma geldi.

"İyiyim bir şeyim yok ufak bir sıyrık. Tırnaklarınla oynamayı bırak üstelik." tırnağını etinden çekip bu sefer de avucuna batırmaya başladı. Derin bir nefes alıp sırtımı yatak başlığına dayadım.

"Gel buraya" titrek bir nefes alıp yanıma geldi. Yorganın kenarını açıp gelmesini bekledim.

Yanıma gelince sarılıp ellerini tuttum.

"Derin seninle ne konuştuk biz? Tırnak etlerini koparmak yok sonra çok kötü oluyor parmakların iyileşmesi de uzun sürüyor üstelik. "

"Özür dilerim senin vurulduğunu duyunca stres oldum ve bişe oldu sandım. Kafamda bir sürü senaryo oluştu böyle sen yoksun herkes üstüme gelmeye başlamış böyl-"

"Derin. Tamam sakin ol. Sadece sıyırdı. Ve ben olmasam da seni koruyacak bir sürü koruma var. Her şeyi düşündüm." titreyen çenesine kaydı gözlerim. Gülümseyip onu göğsüme çektim. Derin nefesleri ağlamamaya çalıştığını gösteriyordu

Bu kadar korkacağını tahmin etmemiştim. Çok tartışan kişilerdik çoğu kavgamızda onu kısıtladığımı söylüyordu. Birçok kez de nefret cümleleri duymuştum ondan.

Göğsümdeki kızın yanağını okşayıp kafamı yukarı kaldırdım gözlerimin dolmasını istemiyorum.

Yaklaşık 1 saat sonra Derin uykuya dalmıştı. Onu uyandırmadan yerimden kalkıp mutfağa ilerledim. Susamıştım.

Koca 1 bardak su içip masaya oturdum.

Kanayların olayları bu kadar büyüteceği aklımın ucundan geçmezdi. Resmen ateş ettiler! O kurşun beni yada Şafak'ı değil Derin'i de bulabilirdi! Sıkıntılı bir nefes verip kafamı ellerimin arasına aldım. Telefonum çalmaya başladı. Çalan telefonumu elime alıp aaryan kişiye baktım.

Koruma Şafak arıyor...

Aramayı kabul edip kulağıma götürdüm.

"Alo? "

"Zirve Hanım! Evdeki her yerin kapalı olduğundan emin olun yanınıza geliyorum. Ben demeden kimseye kapı açmayın! Tehlikede olabilirsiniz. Kardeşinizi de yanlız bırakmayın. Duyuyor musunuz?" yerimden kalkıp hızla alt katın bahçe kapılarını kapatıp yukarıya çıktım.

Bu soğuk nerden geliyor? Çıkarken lambasını söndürdüğüm odama baktım. Hasiktir hayır lan! Koşarak odama girip balkona baktım. Kapısı açık. Şu havada onu açmış olmam imkansız. Derin hala uyuyordu. Hızla balkonu kapatıp banyoya girdim. Boştu.

"Derin hanım ben yaklaştım sorun var mı?"

"Yok sanırım."

"Abla! Biri var!" hızla arkamı dönüp Derin'in yanına gittim. Elimdeki telefonu bıraktım.

Umurumda olan son şey şuan telefondu.

Koşarak kapıdaki adama ilerledim. Ne yapacağım hakkında tek fikrim yok. Gözüme takılan metal vazoyu kaptığım gibi adamın kafasına attım. E tabi kaçtı ama oyalanmıştı.

"Derin banyoya git kilitle kendini!"

"Abla!"

"Ne diyosam yap lan işte!" hızla yerinden kalkıp banyoya gitti ve kapıyı kilitledi. Umarım yangın merdiveninden bodruma inersin Derin yoksa benden çekeceğin var.

Boğazıma sarılan adama baktım. Nası güç lan bu?! Ayaklarım yerden kesilip sırtım duvarla buluşunca ellerimi eline sarıp bıraktırmaya çalıştım.

"Bırak!" eli sıkılaştı yeterli gelmemiş olacak ki diğer elini de sarıp daha çok sıkmaya başladı. Nefes alamadığım için kayan gözlerimle yüzüne baktım.

"Hah! En başından beri bunu yapmanı b-bekliyordum! Sen beni kardeşimin önünde öldü-recek kadar karaktersizsin!"

"Ama kimse ne kadar karaktersiz olduğumu bilmeyecek?"

"Aslına bakarsan bilecek birini biliyorum. Şuan tam arkanda ufak Kanay"

Özel Güvenlik GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin