9 💒

30.6K 1.7K 228
                                    

Keyifli okumalar


Bugün Tuğkan kişisinin ailesi bize gelecekti. Daha doğrusu dedemlere.

Önce akşam yemeği yiyecektik. Daha sonra ise -hâlâ inanamasam da- annemin isteme töreni olacaktı.

Annem o kadar mutlu heyecanlıydı ki, bende evde kıpır kıpır geziyordum.

Dedem bu durumdan hâlâ hiç ama hiç memnun değildi. Ben bu duruma artık o kadar kötü gözle bakmıyordum. Çünkü annem mutluydu ve bu benim için yeterdi.

Yemek masasını bahçeye kurmuştuk. Uraz abilerin evindeki masadan daha da uzundu. Dayımla, teyzem evindeki masaları getirmişti. Hepsini uç uca dizmiştik.

Evde annem kadar heyecanlı olan diğer kişi ise anneannemdi. Kızı evleneceği için o kadar mutluydu, ise keyfini kaçırmazdı.

Teyzem ise annemi hâlâ vazgeçebileceğini umarak konuşuyordu. Çünkü evlilik onun için çok saçma bir eylemdi. O kadar sık sevgili değiştiriyordu ki bir gün başına bela olacağı kesindi.

Annem bu sefer mini olmasa da kısa bir elbise giymişti. Pudra rengindeydi. Evin içinde bir melek gibi dolanıyordu.

Ben ise açık sarı renginde kısa bir elbise giymiştim. Saçımı ise alttan sıkı bir topuz yapıp, zarif birkaç küpe takmıştım.

Araz ile masayı hazırlarken yengem yanımıza geldi. "İçecekleri unutmuşuz. Hadi bir koşu alıp gelin."

Kıkırdadım. "Yok artık anne, biraz sonra gelecekler. Şimdi aklınıza geldi."

Yengem kaşlarını çattı. "Sus bakayım, anneye cevap verilmez."

Sırıtıp Araz'ın koluna girdim. "Tamam Pelin abla. Biz hemen alıp geliriz."

Bana öpücük atıp içeri girdi. Beraber bahçeden çıkıp Hüsnü amcanın bakkalına ilerledik. Bize en yakın dükkan oydu. Zaten her şeyimizi hep oradan alırdık.

"Sence bizi nasıl bir akşam bekliyor?"

Dudağımı büzdüm. "Her an her şey olabilir Araz. Tek istediğim annem mutlu olsun."

"Dedenin tüfeğini çıkarıp Tuğkan'ı vurmasını dört gözle bekliyorum ama." demesi ile kıkırdadım. "Benden bundan korkuyorum."

Hüsnü amcanın bakkalına gelince içeri girip, bir sürü içecek aldık. Sonuçta onlar başlı başına bir orduydu. Bizdede küçük bir ordu vardı. Bugünü sağlam atlatırsak her şeyi başarabilirdik.

Araz küçük poşeti bana verip diğerlerini kendi aldı. Araz ile durmadan birbirimize laf atsakta bana asla kıyamıyordu.

Araz'ı ilk evlat edindikleri zaman kendisi çok çekingendi. Her gün dayımlara gidip onunla oyun oynamaya çalışırdım. İlk başta utansa da sonrasında açılmıştı. Çünkü inatçı yapım sayesinde, başının etini yiyordum benimle oyna diye.

Her zaman 'Sen olmasan büyük ihtimalle size alışamazdım.' derdi.

Araz'ın telefonunun çalması ile gözlerimi devirdim. Yine ne unutmuşlardı.

"Bu kim şimdi?" deyince ekrana baktım. Kayıtlı olmayan bir numaraydı.

Telefonu açınca, içimdeki meraklı kız ortaya çıktı. Bir kolumu omzuna atıp bana yaklaşmasını sağladım. Mecbur eğilmek zorunda kaldı. Bende kulağımı telefona dayadım.

"Araz."

Kaşlarımı çattım. "Evet."

"Ben Salih." demesi ile tanıdık gelen bu ismi düşündüm.

Peri KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin