3

30 5 53
                                    

İyi okumalar...

* * *

Jungkook, saate baktığında, saatin 10.52 olduğunu gördü. Önce gözlerini ışığa alıştırmaya çalıştı, sonra ise yataktan aniden fırladı. Bu sabah, proje grubundan Haneul ile buluşacaktı. Onu kaçırdığı yetmezmiş gibi işe de geç kalacaktı. Hızlıca tuvalete girdi. Saçını biraz ıslatıp, fön makinesi ile kurutup hacim verdi. Bunu yaparken diş fırçası ağzındaydı. Banyodan çıkarken, sifonu çektim mi diye dönü, klozete baktı. Diş macunu midesini bulandırmaya başladığında, diş fırçasını ağzında unuttuğunu fark etti ki bu esnada ayakkabılarını giymeye çalışıyordu. Tekrar banyoya gidip ağzını çalkaladı ve aynada dişlerine baktıktan sonra sırt çantasını alıp evden çıktı. Bisikleti akşam yerine koyduğu için pişmandı. Şimdi eğer bisikleti olsa, Metro istasyonuna daha hızlı varacaktı. Koşarak metroya vardığında soluklanırken ciğerinin yanmasının geçmesini bekledi. Telefonun cebinden çıkardı ve sabah bakamadığı bildirimlere baktı. Bir çok cevapsız arama ve Jimin'den mesaj vardı.

JiminnPP: Jungkook..

Kookaahh~

YAH!!

Seni ibne suratlı. Bok kafalı Haneul'ın yanına gidiyorum. Seni öldüreceğim.

Umarım ölmüşsündür. Yoksa seni gerçekten öldüreceğim.

Telefonu sessiz alan aklını sikeyim Jungkook. 

Umarım şuan hastanedesindir ve komada yatıyorsundur. Aksi halde seni affeden orospu çocuğudur. 

Sik ksfalı haneyk tanjnda sevdşlşdşnş gerirmiş.

Eğer ki unutursam bana hatırlat. 

SENİ GEBERTİCEM!

Jungkook, kendince yazabileceği en mantıklı şeyi yazıp gönderdi.

JJK: Üzgünüm dostum. olanları anlatırım. ilk maaşımla alamasam da sana söz ikinci maaşımla istediğin Harry Potter Legosundan alacağım.

Telefonunu cebine sıkıştırıp, yeni vardığı cafenin içine girdi. 

"Hadi Jungkook, bir an önce üzerini değiştir. Yetişemiyoruz."

Yoongi, Jungkook soyunma odasına girdiğinde arkasından baktı. Kasaya gidip, çekmeceden bir şey aldı ve avucunda tuttu. Jungkook çıktığında eli ile gel işareti yapıp yanına çağırdı.

"Al bunu."

Jungkook, Yoongi'nin uzattığı şeye baktı. Üzerinde ismi yazılı olan yaka kartıydı. Kartı alıp teşekkür ettikten sonra takmaya çalıştı fakat elleri terden kayıyordu. Gelirken fazla koşmuştu. Yoongi, Jungkook'un elinden kartı alıp, göğsüne iğnelerken, Taehyung yanlarına gelip, sinirle söylendi. 

"Bu burada yapılacak şey mi? Herkes size bakıyor."

Jungkook müşterilere baktığında, kendilerine bakan kimseyi görmemişti. Taehyung, Yoongi'nin elinden isimliği alıp, Jungkook'un göğsüne doğru vurdu.

"Al içerde kendin tak şunu."

İsim kartının iğnesi açık olduğundan dolayı, iğne Jungkook'un göğsüne batmıştı. Kırmızı nokta, beyaz gömlek üzerinde yavaş yavaş büyürken, Jungkook yere düşen isimliğini alıp, soyunma odasına döndü. Jungkook, sinirlenmişti fakat normal zamanlarda ne zaman sinirlense gözyaşları akmasın diye bir şeye vururdu. Bu kez ise vuracak bir şey olmadığı için yumrukları ile beraber kendisini de sıktı fakat gözünden yaşlar akıyordu. Bu kadar kırılgan olduğu için kendisine küfür etti. 

Le Café De CapellaWhere stories live. Discover now