12

31 4 55
                                    

Günaydın...

Günaydın dedimse 7 buçukta kalkıp bölümü yazdım gittim simit aldım kahvaltı yaptım oturdum öhöm foto aradım yükledim. Atıyorum.

İyi okumalar.

* * *

Taehyung ve Jungkook, kapanıştan sonra arabaya binip, yola koyulmuşlardı. Jungkook, Taehyung'un evi konusunda abarttığını düşünüyordu ta ki yola çıkana kadar. Taehyung benzinlikte durduğunda yanına döndü ve aynaya taktığı maskesini alıp kulağına takarken sordu.

"İstediğin bir şey var mı? Su, kahve..."

Jungkook başını salladığında arabadan indi. Jungkook, Taehyung'un elini arka cebine götürüp, cüzdanını çıkarışını ve kartını çıkarışını izledi. Daha çok erken olduğunu biliyordu fakat, marketteki adamın gözlerinden bile kıskanıyordu onu. 

"Neden gülüyor ki?"

Jungkook, telefonunu eline alıp baktı. Jimin'den bir mesaj vardı.

JiminPP: Yarın kafeye gelcem. Baiy.

Jungkook başını arkaya yasladı. Cumartesi günü kafeye gelme sebebi Taehyung'un bütün gün aşağıda çalıştığını bildiğindendi. Taehyung ile tanışmak istiyordu. Jungkook her ne kadar böyle bir şeyin mümkün olmadığını açıklasa da anlamıyordu. Birden kapı açılıp içeri Taehyung girdiğinde söylenmeyi bıraktı.

"Hadi gidelim."

Yol gerçekten de bir saat sürmüştü. Taehyung'un evi, banliyödeydi. Sıra sıra dizilmiş villalar, denizsiz yazlıkları andırıyordu. Eve girdiklerinde sanki kafenin gerisini geziyormuş gibi hissetmişti Jungkook. Taehyung, iki yeri de belli ki tamamen kendi zevklerine göre dekore etmişti. 

"Odam üst katta. Bir kaç eşya hazırlayacağım kafede dursun diye. Burada mı beklersin yoksa gelecek misin?"

Jungkook ölçüp tarttı ve cevap verdi.

"Geleyim. Ne yapacağım ki burada?"

Taehyung, küçük olanın tepkisine gülmüştü. Beraber üst kata çıktıklarında, üst katın dekorasyonunun da alt katınki gibi olduğunu gördü Jungkook. Odasına girdiklerinde ise, Taehyung'a bakıyor gibi hissetti. Bir oda karizmatik olabilir miydi? Oluyordu işte. 

"Beğenmiş gibisin."

"Sadece... Odadaki her parçada sen görüyor gibiyim."

Taehyung gülüp yanına gitti.

"En çok hangisi bana benziyor?"

Jungkook omuz silkti.

"Yatak galiba."

Taehyung nedenini sorarcasına bir ifade takındı.

"Senin gibi büyük, güvenli duruyor. Ama bak..."

Kendini yatağa bırakıp, oturdu.

"Aynı zamanda yumuşacık ve rahat. Tıpkı senin yanında hissettiğim gibi."

Taehyung dudaklarını içeri büzüp, dişlerinin arasına aldı. İlk kez böyle şeyler yaşıyor olmak ama çocukmuş gibi hissettiriyordu.

"Napıcam ben seninle?"

"Öpüp başına koy. Benden iyisini bulamazsın."

Taehyung o meşhur kahkahasını atıp, Jungkook'un yanaklarını sıktı.

"Hadi gel bana yardım et."

Jungkook'un elinden tutup çekti. Dolaptan bir kaç gömlek, ceket ve pantolon almışlardı. Jungkook'un hatırlatması üzerine rahat bir kaç parça ve iç çamaşırı da unutmamıştı.

Le Café De CapellaWhere stories live. Discover now