8

34 4 100
                                    

Dün son bölüm, yarına bölüm yok dediğimde itiraz edenler, bugün bakalım bu bölüme ne diyecekler. Aiiyyhh heycanlandım.

İyi okumalar. Zevk alın...

* * *

"Gelme diyorum."

Jimin, çocuk gibi omuz silkti.

"Merak ediyorum, banane."

Jungkook, Taehyung olayını anlattığında beri Jimin'in ağzında tek bir şey vardı. O da: Beni patronunla tanıştır.

Jungkook ne kadar itiraz etse de Jimin'in döneceği yoktu.

"Not almaya geldim diye yalan söylerim biri sorarsa."

"İyi olur bak. Aklıma niye gelmedi ki? Herkese orda kaldığımı da söylerim hem."

Jimin, önce umutlanmış, hemen ardından hevesi kursağında takılı kalmıştı.

"Söz veriyorum gerçek amacımı belli etmeyeceğim."

Jungkook arkadaşını kıramamıştı.

"N'aparsan yap Jimin. Bir şey demiyorum artık sana."

Kafeye gidecek olan otobüse bindiklerinde Jimin oldukça heyecanlıydı, Jungkook ise gergin. Henüz Taehyung ile yüzleşmemişti ve aklındaki sorular peşini bir türlü bırakmıyordu. Yol boyunca bildiği tüm tanrılara, Taehyung'un gece olanları hatırlamaması için dua etti. Kapıdan içeri girer girmez onu görmeyi beklemiyordu tabii.

Jungkook olduğu yerde donakaldığında, Yoongi ile göz göze gelmişti. Jimin ise radarını açmış etrafa bakıyordu.. Jungkook'un baktığı yöne dönüp, bakıştığı kişiyi inceledi.

"Bunun neresi esmer, uzun boylu, yakışıklı tanımına uyuyor? Hayali arkadaşların mı var senin Jungkook-ah?"

Derken az önce yeni masa için ölçü almakta olan Taehyung, girdiği yerden çıkıp ayağa kalktı.

"Yuuuhhh.."

Jimin yukarı baktı.

"Tanrım, bununla zirvede bırakmalısın."

Jungkook, Jimin'in göğsüne vurdu.

"Gerizekalı!"

Jimin ona gülerken bir yandan da itekliyordu. Bir an önce onunla tanışmak ve gece olanları hatırlayıp hatırlamadığını öğrenmek istiyordu.

"Jungkook-ah?"

Yoongi, gözü Jimin'e kayarken, Jungkook'dan takdim bekliyordu.

"Hyung, arkadaşım Jimin."

Yoongi elini uzattı.

"Yoongi. Min Yoongi."

Jimin, kemikli beyaz eli tutarken oralı olmamıştı. Gözü telefonla konuşmaya başlayan Taehyung'daydı.

"Sınıf arkadaşım. Birlikte bir proje için çalışıyoruz da. Fırsat olursa ona bakacaktık."

Jungkook, gerçeğe en yakın yalanı seçti. Yalan bile sayılmazdı. Yoongi dudaklarını birbirine bastırdı.

"Üzgünüm Jungkook. Bugün gördüğün üzere oldukça yoğunuz. Arkadaşın bir süre beklemek zorunda kalacak."

Yoongi işaret parmağıyla müşterilerin olduğu bölümü gösterdi. Oldukça kalabalıktı. Yoongi bunları üzülerek söylüyormuş gibi yapsa da Jimin'i tanımak için yeterince zamanı olacağını düşünerek içten içe yoğunluğa minnet duydu.

"Ben beklerim."

Jimin'in heyecanı Jungkook'u yerin dibine sokacak cinstendi. Yoongi de bir şeyler sezmiş olmalıydı ki gülüyordu. Belki de yalnızca Jimin olduğu için gülüyordu. İleriki zamanlarda öğrenecekti Jungkook bunu.

Le Café De CapellaWhere stories live. Discover now