bölüm 3 Bizim Kızı Ne Doktorlar Ne Mühendisler İstedi

1.6K 87 25
                                    

Bir yalanın sonuna gelmiştim. Bir hafta geçmesine rağmen bana ulaşmayan taliplerime aşırı kırgındım. Hatta gücendim, üstelik yetmezmiş gibi Enes'in saçma sapan kahkahalarına maaruz kalıyordum. Listem elden ele uzanırken Enes, sınıfına dağıtıp daha fazla rezil olmama neden olmuştu.

Böyle olacağını tahmin edememiştim.

Bizim kızı ne doktorlar ne mühendisler istedi de, vermedim..

Ne yalan dolan bir cümle kalıbı. Nerde doktor? Nerde mühendis? Hayır, meslek grubu yazıp süreci daha çok uzatmadığım için daha iyi hissediyordum. Bir de meslek belirtseydim..

Asla evlenemeyecektim sanırım.

Bir haftanın sonunda buna inanmak üzereydim artık. İnsan kriterlerin ikisini, üçünü tutmayan yakışıklı iki bey önerir. Ama hiçbiri olmadı ve bu döngü beni umutsuzluğa itti.

Bu hafta sonuna geldiğimizde sönük geçen hayatımı ışıldatmaya karar vermiştim sonunda. Uzun süredir evde olduğumu fark edince işe girmek için kollarımı sıvadım.

Üniversite sınavında pek başarılı olmayınca bende dışarıdan Edebiyat okumaya başlamıştım. Bu sene son seneydi, iki dersim kaldı. Sonra.. ver elini KPSS. Bir şekilde hallederiz diye düşünüyordum doğrusu.

"Anne!!" Odadan anneme seslendiğimde annemin homurdanma sesini duymuştum. Ayağıma elbette gelmesini beklemek hataydı.

Sonunda yataktan kalktım ve yanına gittim. "İş buldum," dedim gülümseyerek.

"Ne işi?"

Tabi, insan ne iş yapacağımı merak ediyordu. Ben düşündüm, taşındım ve yeni bir karar aldım. Hayat böyle daha kolaydı yatağın içinde valla. Sabaha kadar dön, onu yapmaya karar ver, bunu yapmaya karar ver. Karara gelince tonlarca karar alıyorsun.

"Hani Sanem geçen gün dedi ya. Dergide köşe yazarı arıyorlarmış diye. Ben düşündüm ki, bu iş için biçilmiş kaptanım!"

Annem söylediklerimin üzerine bulaşık süngerini bana doğru sallamaya başladı.

"Kızım en son sen ne yazdın düşünerek? Saçma sapan kriter listen bile tutmadı. Herkes güldü, geçti. Hani talipler kapıda dizilecekti? Hani, mülkatla alacağım anne, kafama yatmazsa evlenmem diyordun?" Annem acımasız kadındı, boşluğu bulunca geçiriyordu valla.

Acımadı sağ olsun. "Bu listen bile tutmadıysa girme annem sen dergiye. Aman Allah! Dergiyi falan batırırsın.. bu ekonomide iş tutturmak kolay değil. Bak kızım, dolar fırladı gitti.. yapma.. insanların emeklerine yazık. Çoluk çocuklarını düşün. Vazgeç bu sevdadan."

Annemin bana olan güveni der susarım. Kadın hiç mi kızına güvenmez!? Hiç mi benim kızım yapar demez. Yok, demiyor. Batırırsın, milletin rızkından olmasına sebebiyet verme diyor.

"Dergi falan batarsa o sabilerin hayatı mahfolur. İki yakan iki dünyadada bir araya gelmez, benden söylemesi."

Arkamda annem olsa ben neler yapardım da!! Kadın bana her daim köstek. Canım ya.. boşuna Kraliçe kral arıyor yazmadık. Annemden olsa olsa cadı olur. Haliyle prenses olamıyoruz.

Çaktırmasada talip gelmediği için seri mutlu.

Fark ettirmemeye çabalıyor(!). İnanmış gibi yapalım.

"Anne ya benim mahfolan hayatım? Ona ne olacak? Birazda benim psikolojimi düşünebilir miyiz?"

"Psikolojinin bozulacağı ne var ki?" Annem yok muydu!? Bir de inanmıyor. Sabahtan akşama kadar aynı evde durup sürekli temizlik yapmak mesela? Gelene gidene sofra kurup onları yıkamak? Extra sosyal yaşantımın olmayışı?

Kriter-i AşkWhere stories live. Discover now