18

778 43 28
                                    

Oy ve yorum yapmayı unutmayınız ⭐
İyi okumalaar 🧡🦄


Üstümü giyinip, aşağı indiğimde Jie hanım mutfakta neşeli bir şarkı dinleyerek sofra hazırlıyordu. Ona nazaran benim modum düşüktü çünkü Jungkook bana küsmüştü.

Sabah beni görmezden gelmiş ve hiç konuşmadan odasına gitmişti.

Mutfağa gidip, sofraya oturduğumda bana bakıp işine devam etti.

"Size de günaydın."

"Günaydın Taehyung bey." Masaya o kadar özenmişti ki birini tavlamak isterse bu masa ile gayet başarılı olurdu.

"Biri mi geliyor, neden bu kadar hazırlık yaptınız?" Bana dönüp gülümsedi.

"Jungkook Bey için yaptım." Ayağa kalkıp, tek kaşımı kaldırdım.

"Hala onu tavlayabileceğinize inanıyorsunuz yani?" Kıkırdayıp, elini beze sildi.

"Belki de çoktan tavlamışımdır." Sinirden gözüm dönmüş gibi hissediyordum.

"Oros-" masaya sertçe bırakılan bardak ile yerimde sıçrayıp, korkarak arkamı dönmüştüm. Jungkook gözlerinden ateş çıkarak bana bakıyordu. Dişlerini sıkmaktan çenesi kaskatı olmuştu.

"Ba-" kolumu sertçe tutup, kendine doğru çekti.

"Odana gidip beni bekle." Gözlerimden yaşlar akarken koşarak odaya gidip, beklemeye başladım.

Aşağıdan bir kaç tıkırtı gelip, dış kapı açıldı ve kapandı. Bir kaç dakika sonra odamın kapısı da açılmıştı. Jungkook sinir ile üzerime yürüdü.

"Naptığını sanıyorsun?" Sesi sakindi ama buz gibi soğuktu. Dudağımı ısırıp, ellerim ile oynamaya başladım.

"Sana soruyorum Taehyung?" Bağırınca ağzımdan bir hıçkırık çıkmıştı. Yaptığım yanlıştı ama Jungkook'u kıskanmıştım.

Kolumu sertçe tutup, beni yataktan kaldırdı.

"Bu ara sabrımı fazla zorluyorsun, farkındasın değil mi?" Cevap vermeyince çok yüksek bir sesle bağırmıştı.

"Cevap ver." Kolumu sertçe bırakınca titreyen bacaklarım ile yatağa çökmüştüm. Odamda hızlı hızlı bir şeyler yaparken onu izledim. Laptopumu ve telefonumu alıp, kolunun altına sıkıştırdı.

"Cezalısın. Bir hafta boyunca televizyon, laptop ve telefon yok."

"A-ma sıkılı-rım." Eğilip çenemi tuttu.

"Belki yaptığın hatayı sorgulayıp, bir daha hiçbir kadına ne olursa olsun küfür etmemen gerektiğini öğrenirsin." Çenemi bırakıp, odadan kapıyı çarparak çıktı.

Yaptığım yanlıştı, bunu biliyordum ama Jungkook'u kıskanmıştım. O yüzden öyle demiştim. Biraz odada ağladıktan sonra Jungkook'un bana aldığı saten şortlu pijama takımını giyip, uzayan saçlarımı arkaya doğru yatırdım. Ayağıma yeni aldığımız kardan adamlı pandufu giyip, aşağı indim.

Jungkook şöminenin önüne oturmuş, kafasını arkaya yaslayıp kapalı gözleri ile yavaş bir şarkı dinliyordu. Sessiz bir şekilde yürüyüp, kucağına oturdum. Pozisyonunu bozmadan elini belime sardı.

"Dersini aldın mı?" Gözleri hala kapalıyken, yavaş yavaş belimi okşuyordu.

"Aldım." Kafamı göğsüne sürtüp, bende gözlerimi kapattım.

"Çok kızdırdım 2 gündür seni." Kafasını sallayınca burnumu çekme ihtiyacı hissetmiştim. Kafam hala göğsündeyken aklıma gelen şey ile mırıldandım.

"Çilek olsa da yesek dimi?"

"Ne?"

"Çilek istedi canım, ilk maaşımla bir kere almıştım. Böyle kırmızı kırmızı, tatlıydı." Ağzımı şapırdatınca Jungkook kahkaha atıp, beni kendine çekti.

"İstediğin çilek olsun." Heyecanla kollarımı bedenine sardım.

"Alır mıyız?" Geri çekilip, gözlerimi kocaman açarak yüzüne baktım. Yutkunup, bana baktı ama bakışında garip bir şey vardı.

"Sen iste çilek bahçesi kurayım be Taehyung." Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki, utançla kalkıp, odama kaçtım.

interseks - taekook -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin