22

793 45 3
                                    

Oy ve yorum yapmayı unutmayınız ⭐
İyi okumalaar 🧡🦄

"Kahvaltı hazır." Jungkook'un bana sarılmış vücudunu itmeye çalıştım ama hayvan gibi olduğundan dolayı bir milim bile ilerlememişti.

Kollarını belime daha çok sarıp, boyun girintime çenesini koydu.

"Jungkook." Ses vermeyince aklıma gelen fikir ile sırıttım. Kalçamı ona doğru bastırıp, hafifçe sürtündüm.

"Babacık uyan." Kalçamı hafifçe çekip, geri sert bir şekilde bastırınca kıpırdandı.

"Noluyor?" Uykulu sesini öpmek istiyordum.

"Kahvaltı hazırmış." Kafa sallayıp sonunda beni bıraktı. Tuvalete girip çıktığımda Jungkook çoktan aşağı inmişti.

Altıma bir şort üstüme de bol askılı bir tişört giyip, aşağı indim. Mutfağa yaklaştıkça burnuma dolan kokular ile iç çektim. Sanırım aile evleri böyle kokuyordu.

"Günaydın." Haeun teyze elini havluya silip, yanağımı sıktı.

"Günaydın evladım." Ben kızarırken Jungkook gülmüştü. Sofraya oturduğumuz da patates kızartması, omlet ve bir sürü yeşillik vardı.

"Baba bana süt ısıtır mısın? Canımız süt istiyor." Haeun teyze birden bana döndü. Gözleri yavaş yavaş aşağı inerken, ben kırdığım potu yeni farkediyordum. Tam yerimden kalkacakken Jungkook ayağa kalktı.

"Kahvaltını yapmadan kalkmıyorsun Taehyung." Birden karnımda hissettiğim el ile yere bakan gözlerimi elin sahibine çevirdim.

"Hamilesin sen." Haeun teyze bana şefkatle bakarken, elini yavaşca ittim. Jungkook'a döndüm.

"O-dama gitmek is-tiyorum." Çenem titreyince Jungkook derin bir nefes alıp, kafasını salladı. Koşarak odaya gidip, kapımı kilitlemiştim. Çok utanıyordum.

Hayatımın her dönemi beni bulan utanç yine bulmuştu. Erkek bedenine gizlenmiş bir kız çocuğu olmaktan, insanların beni garipsemesinden çok utanıyordum.

Gözyaşlarım sicim gibi akarken kapı tıklatıldı.

"Açar mısın kapıyı?" Jungkook yorgun sesi ile kapının arkasından konuşunca burnumu çektim.

"Biraz yalnız kalabilir miyim?"

"Lütfen bebeğim. Aç hadi kapıyı." Burnumu silip, kapıyı açtım. Jungkook beni kucağına alıp, yatağa oturdu.

"Neden kaçtın?" Dudağımı büzüp, omuz silktim.

"U-tanıyorum." Önüme gelen saçımı, kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"Neden?" Elimi karnıma koyunca, o da bakışlarını karnıma çevirdi.

"Bu nasıl bir mucize farkında mısın? Bir erkeğin hamile kalması."

"Ben er-kek değilim ki. Kız da değilim. Ne ol-duğum, kim olduğum bile belli değil." Çenem yine titrerken, tekrar ağlamamak için dudağımı ısırdım. Jungkook yanağımı okşayıp hafifçe sıktı.

"Tutma kendini, ağlamak istiyorsan ağla."

Kollarımı bedenine sarıp, hıçkırarak ağlamaya başladım.

"Tae-gguk bana baba bi-le diyemeyecek." Sırtımı okşayıp saçlarıma öpücükler bıraktı.

"İkimize de baba diyecek, sen bunları düşünme. Ayrıca Haeun teyze yadırgamadı ki. Sadece şaşırdı, o da zayıf olduğun için." Burnumu omzuna silip, gözlerimi gözlerine diktim.

"Yalan söyleme." Ağzımın üstüne çok hafif vurup, kaşlarını çattı.

"Ben yalan söylemem."

"Beni seviyor musun?"

"Seviyorum." Hiç düşünmeden cevaplamıştı.

Sevimli bir şekilde gülümseyip, başımı yana yatırdım.

"O zaman bana çikolataya batırılmış çilek hazırlar mısın?" Gözlerini devirince elini tutup, karnıma koydum.

"Lütfen, çok canımız istedi." Beni yatağa bırakıp, ayağa kalktı.

"Baş belası." Gülerek söylediği şeye kıkırdadım.

"Teşekkür ederim babacık."

interseks - taekook -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin