Kendi geliştirdiği bir uygulama sayesinde insanlara ulaşıp para karşılığında her türlü işi yapan, bu sayede şehir efsanesine dönüşen MK'nın yeni işi ünlü iş insanı Alaz Demiray'ın iş dünyasında yaptığı tüm yolsuzlukları ortaya çıkarmaktır.
Kapak tas...
Bir önceki bölüme gelen yorumlarınız için teşekkür ederim <3 bu bölüme gelecek olan yorumlarınızı okumak için de sabırsızlıkla bekliyorum.♡
Bölüme başlamadan önce sol alt köşedeki yıldızı parlatırsanız çok sevineceğim.💫
Buraya ben de sizin için kalp ve yıldız bırakıyorum.⭐♡ Sizinkileri de bekliyorum.❥
Keyifli okumalar <3
*****
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
32. BÖLÜM "YIKIM"
Sıkı sıkı tuttuğum video kaydını sehpanın üzerine bıraktım ve acele acele hazırlanmaya devam ettim. Bir an önce evden çıkmam ve ormana gitmem lazımdı. Herkesten önce orada olmam, olacakları izlemem gerekiyordu.
Hazırladığım sırt çantamı aldım, sırtıma taktım. Tam o anda kapı çaldı, hızla kapıya döndüm. Bu kimdi şimdi? Sessiz adımlarla kapıya yürüdüm, delikten baktım, gözlerim iri iri oldu. Alaz buradaydı. Doğru ya ben bunu nasıl akıl edemedim? Her akşam illa uğruyordu. Neredeyse her akşam burada, benim evdeydik. Şimdi de gelmişti işte. Eğer onu içeriye alırsam çabucak atlatmak mümkün değildi. Hatta atlatmam mümkün değildi, hiçbir şekilde bunu yapamazdım. Bu yüzden en iyisi evde yokmuş gibi davranmak olacaktı.
Bir kez daha delikten baktım, o sırada Alaz da bir kez daha kapıyı çaldı, elimden geldiği kadar sessiz oldum. Burada olmadığıma inanması ve gitmesi gerek diye içimden geçirirken telefonunu çıkardığını fark ettim. Işık hızında cebimden telefonu çıkardım sessize aldım. Zaten eş zamanlı olarak da çalmaya başladı ama açmadım. Telefona bakmayı bırakıp delikten baktığımda bir şeyler yazdığını gördüm. Birkaç saniye içinde de elimdeki telefon titredi.
Alaz: Neredesin?
Alaz: Geldim ama evde değildin.
Mesajları üsten okudum, görüldü yapmadım. Okuduktan sonra da delikten baktım. Hâlâ buradaydı, gitmemişti. Telefona bakıyordu, cevap vermemi bekliyordu. Belki de 'Bekle geliyorum.' falan yazmamı bekliyordur ama bunu yapmayacaktım. Bu gece benim tarafımdan ekilecekti ama zaten ortada bir randevu da yoktu. Şu an düşündüğüm tek şey ona bu gece nerede olduğumu nasıl açıklayacağımdı. Neyse elbet bulurum bunun için de bir yalan. Zaten son günlerde kurup kurup söylüyorum.
Kapının ardından gelen melodi sesiyle yine delikten baktım, Alaz'ın telefonu çalıyordu. Bir süre ekrana baktı, ofladığını fark ettim. Merakla ona bakarken telefonu kulağına götürdü. "Efendim." Dedi, her kimle konuşuyorsa bundan hiç de memnun değildi, sesinden çok belli oluyordu. Ya da bana öyle geliyordu.