"KARANLIK"

88 16 57
                                    

Selammm. İyi okumalar...

Kişisel İnstagram Hesabım: @nildaozayw

Bölüm Şarkısı:İyileşemiyorum-Sertab Erener

Ben Güneş,
Güneş Yılmaz.
"Yılmaz"
İnsan yılmaz mı hiç?
Hiç mi sabrı tükenmez?
Tükenir.
Benimki tükenmişti.
Her şeyimi kaybetmemek için, geleceğimi kaybetmiştim.
Kapkaranlıktı her yer,
Şimdiki gibi...

Gözlerimi açtığımda kapkaranlık bir odadaydım. Göz gözü görmüyordu. Başımın arkasının ağrıdığını hissediyordum. Etraf o kadar sessizdi ki bir an duyma yetimi mi kaybettim diye düşünmeden edemedim.
Sonra bir inleme sesi duydum. Nefesimi tuttuğumu çok geç fark ettim.
Sonra bir ses duyuldu.
"Siktir, başım"
Gözlerim yavaş yavaş karanlığa alışıyordu. Başımı yana çevirdiğim an küçük bir çığlık attım. Yanımda simsiyah saçlı bir kız daha vardı. Daha arkamda birinin olduğu şokunu atlatamadan 3 kişi olduğumuzu öğrendim. Az önceki ses tekrarlandı. "Lan sen kimsin?"

Sesinde açıklayamayacağım bir karizmatiklik vardı. Ki ben kolay kolay kimseyi beğenmezdim(!) Asla ve asla metroda 3 kişiden hoşlanıp numaralarını almazdım.

Az önceki ses tekrar yükseldi. "Lan sikik kimsin sen" Bu küfrün ardından küçük ve kısa bir kahkaha attım. "Benim kim olduğumun seni ilgilendirdiğinden emin değilim ama ellerini çözdüysen beni de çöz." Sesimde sertlik yoktu. Amacım sert bir cevaptı. Bunu neden yapamadığımı düşünürken kaşlarımı çattım. Birden odanın içerisini sarı ışık doldurdu. O karizmatik ses yükseldi. "Elimi çözdükten sonra ışığı açmak elini çözmekten daha mantıklı geldi." 

Anlık ve kısa bir afallama sonrasında ellerimde sıcacık bir el hissettim. Yavaş yavaş elimdeki ipleri çözerken etrafı incelemeye başladım. Benim yan tarafımda siyah saçlı bir kız vardı. Hemen arka çaprazımda da bir adam vardı.

4 kişiydik.

Elimdeki ip yere düştüğü an ani bir hareketle elimi çözen adamı duvara yapıştırdım. "Kimsin?" diye sordum. Aradan birkaç saniye geçmeden sorumun saçmalığının farkına vardım. Hadi ama noluyordu bana!

"Yağmur Demir" dedi. O an Yağmur isminin ne kadar güzel olduğunu düşündüm. Ama çok kısaydı. Yemin ederim çok kısaydı. Maalesef bunu anladı ve kulağıma eğilip "Evet ismim güzeldir, ben de severim" dedi. Anlık afalladığımda çevik bir hareketle duvar ve benim aramdan kurtuldu.

"Bu odadaki işimiz ne?" diye sordu siyah saçlı kız. Gözleri gerçekten güzeldi. Simsiyahtı. "Ayrıca birbirinize asılmayı bırakın aşırı iğrenç duruyor." dedi az önce çaprazımda duran çocuk.

Öfkeli bir bakış gönderdim ve tam ağzımı açıp bir şey diyeceğim sırada siyah saçlı kız beni susturdu. "Ellerimizi çözün." dedi. Yağmur kaşlarını kaldırdı "Emir kipi kullandığını duymadım umarım." deyiverdi. Siyah saçlı kızın gözlerinden resmen ateş çıkıyordu. "Ya gelip şu ipi açarsın ya da ben kendim açıp senin ebeni sikerim."

Bu söz üzerine yüzüme bir tebessüm yerleşti. Ben erkek olanın ellerini çözerken Yağmurda kızın elini çözüyordu.
El çözme işi nihayet bittiğinde sesimi yükselterek "Buradan nasıl çıkacağız?" diye sordum. Allahım bu kadar gerizekalı olmamalıydım. Sence bunu onlar biliyor mudur diye düşünürken ani gelen cızırtılı ses siyah saçlı kıza yapışmama sebep oldu.

"Tamı tamına 4 saat 19 dakika 34 saniyede bunu sordunuz, bu bir rekor."
O an birbirimize baktık. Siyah saçlı kız "Buradan çıkmamız için ne yapmamız gerektiğini açıkla sikik." dedi. Cızırtılı sesin sahibi kendinden emin bir kahkaha attı ve "Sakin ol Arkın, her şey açıklığa kavuşacak."

Kızın adı Arkındı. Hayatımda ilk defa Arkın ismini duyuyordum. O sırada duvardaki yazı gözüme ilişti. Alt alta dört isim ve bir şifre yer alıyordu. İlk önce isimlere baktım.

"Güneş
Yağmur
Arkın
Korel"

Sessizce yerleri inceleyen adama bakarak Adın Korel mi?" dedim. Gözleri bir ifadeye büründü. Anlayamadım diyebilirdim. "Evet, ben Korel" dediğinde sesi buzdan farksızdı. Ürkmüştüm.

Sesimi emir veren bir tonda ayarlamak için boğazımı temizledim. Ardından gür bir sesle "Buradan kurtulmamız için buradaki yazılara bakmamız gerekiyor." dedim. Korel o anda sırıttı. Sinirle bir bakış fırlattığımda "Benim gibi zekileri görmek güzel" dedi ve devam etti. "Duvardaki yazılar ne kadar önemliyse yerdekilerin o kadar önemli."

Arkın'ın gözledi parladı. "Elektrik düğmesinin yanında renkler var bu renklerle farklı yazılar görebiliriz." dedi. O an Yağmur'un aramızdaki en gerizekalı kişi olduğunu düşünmeye başladım. Çünkü çok sessizdi. Bir an nefes aldı ve odanın en sonuna yürümeye başladı. "Arkın düğmelerden hepsine aynı anda bas." Arkın dediğini yaptığı anda gizli bir kapı açıldı. Kapının garip şekilli bir anahtarı vardı.
Yağmur bize doğru dönüp sırıttı. "Bu kapıyı bulamasaydık dediklerinizin hiçbir önemi yoktu." dedi. Ona olan sinirimi biraz daha belli etmek üzereyken Korel "Bizim görmediğimiz ayrıntılar olmasaydı sen de ancak buraya kadar gelebilirdin"

Cızırtılı ses güldü. "Bu kapıyı tam 28 dakika 12 saniyede buldunuz. Rekor üstüne rekor. Sizi seçtiğimize bizi pişman etmediniz. Teşekkürler
Şimdi sırada kapının anahtarını bulmak var bu anahtarı 6 dakika içerisinde bulmanız gerekiyor. Bulamazsanız..."

"Ne olur bulamazsak?"diye sordu Korel. Sesinde tedirginlik vardı, endişe vardı,pişmanlık vardı ama korku yoktu. Bu beni derinden etkilerken cızırtılı ses devam etti.
"Ah Korel ah. Sen boğazın kesilerek öleceksin, Yağmur senin kanına zehir verilecek acı çeke çeke öleceksin, Arkın sen asılarak öleceksin ve Güneş. Sen hepsini öldüren kişi olacaksın. Orada sağ kalmaya çalışacaksın. Sağ kalırsan sen hepsini birden yaşayarak öleceksin. Bana bunu izlettirmeniz keyifli olacaktır."

30 Okuma olursa yeni bölüm gelecek:)
Ama hiç olmayacağı için bir hikaye daha başlamadan bitti:/

KİLİTLİ KAPILARIN ARDINDAWhere stories live. Discover now