14

44 3 0
                                    

K. nihayet –akşamüzeri olmuş hava kararmıştı artık–bahçe yolunu açmış, karı yolun iki yanına yığmış, üstüne vura vura sertleştirmiş ve o günkü işini tamamlamıştı. Bahçe kapısında duruyordu, etraftaki genişlikte ondan başka kimseler yoktu. Yardımcıyı saatler önce başından savmış, uzunca bir yol boyunca da peşinden kovalamıştı; sonra yardımcı küçük bahçeler ve kulübeler arasında bir yere gizlenmiş, hiçbir şekilde bulunamamıştı ve o zamandan beri de ortada yoktu. Frieda evdeydi, ya çamaşır ya da hâlâ Gisa'nın kedisini yıkıyordu; Gisa'nın bu işi Frieda'ya vermesi, ona büyük bir güven beslediğinin işaretiydi, ancak iş tiksindirici ve uygunsuzdu; görevlerinde meydana gelen çeşitli savsaklıklar yüzünden Gisa'yı kazanabilmek adına her fırsatı değerlendirmeleri onlar için çok gerekli olmasa, K. bu işin üstlenilmesini kabullenmezdi kuşkusuz. K.'nın çocuk küvetini tavan arasından alıp getirmesini, suyun ısıtılmasını ve kedinin özenle kaldırılıp, küvete konmasını Gisa keyifle izlemişti. Sonrasında kediyi tamamen Frieda'ya bırakmıştı, çünkü K.'nın ilk akşamdan tanıştığı Schwarzer gelmiş, K.'yı temelinin o gece atıldığı çekingenlik ve bir hademeye layık görülen aşırı bir küçümsemeyle karışık selamlamış, ardından Gisa'yla birlikte diğer sınıfa geçmişlerdi. İkisi şimdi hâlâ oradaydılar. Zur Brücke Hanı'nda anlatıldığına göre, bir kâhya oğlu olan Schwarzer, Gisa'ya olan sevgisinden dolayı uzun zamandır köyde yaşıyordu, ilişkileri sayesinde köy idaresi tarafından yardımcı öğretmenliğe atanmayı başarmıştı, ancak bu görevi genelde Gisa'nın neredeyse hiçbir dersini kaçırmayıp, ya çocukların arasında okul sıralarında ya da –ki bunu daha çok tercih ediyordu– kürsüde Gisa'nın ayaklarının dibinde oturarak yerine getiriyordu. Bundan kimse rahatsız değildi artık, çocuklar buna çoktan alışmışlardı; Schwarzer'in çocuklara ne yakınlık ne de anlayış göstermesi, onlarla pek konuşmaması bu alışma sürecini kolaylaştırmıştı; Schwarzer yalnızca Gisa'nın spor dersini üstlenmişti, ayrıca Gisa'nın yakınında olmak, onun soluduğu havayı solumak, Gisa'nın sıcaklığında yaşamak onu memnun ediyordu. Schwarzer'in en büyük keyfi, Gisa'nın yanında oturup, öğrenci defterlerindeki hataları düzeltmekti. Bugün bu işi yapıyorlardı; Schwarzer yanında bir kucak defter getirmişti, öğretmen onlara kendininkileri de veriyordu, hava aydınlık olduğu sürece K. onları pencerenin önündeki küçük masada baş başa vermiş, kımıldamadan çalışırlarken görmüştü; orada şimdi yalnızca iki mumun titrek ışığı görülebiliyordu. Bu İkiliyi bağlayan şey ciddi, sessiz bir sevgiydi; Gisa gerçi mızmız mizacıyla arada sırada çıldırıp, bütün sınırları aşsa da, dizginler yine de onun elindeydi ve başka bir zamanda başkaları benzeri şeyleri yapacak olsa buna asla katlanamazdı; böylece hareketli biri olan Schwarzer de onun yavaş yürüme, yavaş konuşma, bolca susma isteklerine boyun eğiyordu; ancak bütün bunların karşılığında –bu açıkça görülebiliyordu– Gisa'nın sade ve sakin varlığıyla fazlasıyla ödüllendiriliyordu. Oysa Gisa onu sevmiyordu bile; en azından yuvarlak, gri, hiçbir şekilde yanıp sönmeyen, daha çok gözbebekleri içinde döner gibi gözüken gözlerinde bu tür sorulara yanıt bulunamazdı; ama Schwarzer'e itirazsız katlandığı açıkça görülüyordu, ancak bir kâhya oğlu tarafından seviliyor olmanın şerefinin değerini hiç bilmediği belliydi; Schwarzer onu bakışlarıyla izlesin ya da izlemesin, tombul ve hantal bedeniyle sükûnetini bozmadan salınıp duruyordu. Buna karşı Schwarzer köyde kalarak Gisa için sürekli özveride bulunuyordu. Babasının onu aldırmak için sık sık gönderdiği ulakları, sanki adamlar kısa bir an için onda çağrıştırdıkları şato ve evlatlık anılarıyla mutluluğuna ağır ve onulmaz bir darbe indirmişler gibi, büyük bir öfkeyle başından savıyordu Schwarzer. Aslında yine de bolca boş zamanı vardı, çünkü Gisa genelde kendini ona ders saatlerinde ve defterleri kontrol ederken gösteriyordu yalnızca, ama kız bunu çıkarcılığından değil, rahatını ve buna bağlı olarak da yalnızlığı her şeyden çok sevdiği için yapıyordu ve evde –hareket edemediği için ona rahatsızlık veremeyen– kedisini yanına alıp özgürce kanepeye uzandığı zamanlar herhalde en mutlu anlarıydı. Schwarzer böylece günün büyük bir bölümünü işsiz güçsüz aylak aylak geçiriyordu; ama bundan da memnundu, çünkü böylece Gisa'nın oturduğu Löwen–gasse Sokağı'na gitme fırsatı buluyor –bu fırsatı da çoğu zaman değerlendiriyordu–, kızın çatı katındaki küçük odasına çıkıyor, sürekli kilitli olan kapısına kulak veriyor, istisnasız her zaman odadaki mutlak ve akıl ermez sessizliği saptadıktan sonra aceleyle tekrar aşağıya iniyordu. Ne olursa olsun, bu yaşam biçiminin sonuçları –ama Gisa'nın yanındayken asla–, elbette şimdiki görevine hiçbir şekilde uygun olmayan, anlık uyanan, gülünç resmi büyüklenme nöbetlerinde kendini gösteriyordu bazen; K.'nın da tanık olduğu gibi, bu nöbetler çoğunlukla pek iyi sonuçlanmıyordu.

ŞatoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin