❀ུ۪;; on bir, dünyadaki en çirkin kıyafet

208 25 304
                                    

bölüm on birdünyadaki en çirkin kıyafet

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

bölüm on bir
dünyadaki en çirkin kıyafet

peterandben , bu bölüm
senin için canımın en içi.

"Beş yaşında değilim diye kafamı duvarlara vuracağım şimdi." dedi Bucky Barnes yurt odasının ortasında, kollarını göğsünde kavuşturmuş şekilde öylece dururken.

"Otuz beş yaşında olsan da doğru düzgün düşünemiyor olabilirsin!" diye karşılık verdi Steve anında. Cevapları önceden çalışılmış gibiydi zira çalışılmıştı da. Malum günden beri her sabah, öğlen, akşam ve gece olmak üzere bu konuda tartışıyorlardı. Bucky kendinde tartışacak kadar enerji bulamadığında dahi Steve tek taraflı olarak yürütebiliyordu bunun ne kadar aptalca bir karar olduğuna dair söylemini.

Aptalca olabilirdi ama Bucky o kadar da abartılacak bir şeymiş gibi hissetmiyordu. Her ne kadar çok sevgi dolu biri olmadığı açık da olsa Zemo, Zemo'ydu. Natasha'nın daha çocuğun okula transfer olduğu ilk gün öğrendiği bilgi sağ olsun çocuğun kim olduğunu gayet iyi biliyordu. Sokovia gibi kıyıda köşede kalmış bir ülkenin bile olsa kraliyet ailesine mensup birinin gazozuna ilaç katıp organlarını söküp alacak hali yoktu sonuçta. Hissettiği şey güvensizlik değil huzursuzluktu sadece o da çocuğun suçu değildi, tamamen aşmayı bir türlü beceremediği, Sam'in deyimiyle asosyal tarafına borçluydu bunu ama doğru düzgün tanımadığı ve tek bir doğru düzgün konuşma yapamadığı biriyle baş başa olma fikriyle gerilmemek elinde değildi.

Telefon numarasını Zemo'ya verdikten sonra kalan tüm işi mesajlarla halletmişlerdi ki orada da sohbet etmiş sayılmazlardı. Zemo sadece yeri, saati ve tarihi belirleyip onay almak istemişti. Neyseki çok yoğun biri değildi de ilk önerilen planı kabul edebilmişti. Her ne kadar gideceği yerin bir AVM olduğu dışında hiçbir fikri olmasa da bir şekilde yolunu bulabileceğine güveniyordu. Yön algısı her zaman iyi olmuştu.

"Bucky, senden ne yapmak üzere olduğunu bir daha düşünmeni rica ediyorum." dedi Steve döner sandalyesini çekip otururken. O kadar uzun süredir tartışıyorlardı ki ayakta duracak hali kalmamıştı.

Bucky cevap vermek yerine ağlamaklı bir ses çıkarmakla yetinip dolabını karıştırmaya geri döndü. Kıyafetlerine gösterdiği özen genellikle sıfır noktasında olsa da her gün zengin bir baronun oğluyla buluşması gerekmiyordu. En azından üstüne solmamış bir şeyler geçirebileceğini düşünmüştü.

Sam, Bucky'nin bıraktığı yerden küçük çaplı kavgayı devraldı. "Steve, ben de senden abartmayı kesmeni rica ediyorum."

"Ben abartmıyorum!" Sarışın olan ikinci arkadaşından da aldığı darbeyle dumura uğramış görünüyordu şimdi. "Siz çok rahatsınız!"

aslında bir konu var ☰ winterbaron, auDonde viven las historias. Descúbrelo ahora