3.4

31.2K 2.3K 1.3K
                                    

Ebru Adıgüzel

Buz gibi havada yürümeye devam edip sonunda bizim sokağa geldiğimde adımlarım yavaşladı. Kalbimde hâlâ bir sızı vardı ve geçmek bilmiyordu. Kendimi değersiz hissetmem normal miydi, bilmiyordum. Yaşadığım ani duygu karmaşası yüzünden asla mantıklı düşünemiyordum. Beş dakika önceki düşüncem ile şu anki düşüncem fark ediyordu.

O eve gir ve İlker ile konuş. Ne olacaksa olsun.

Bunu yapacaktım. Başka bir şey yapmak istemiyordum artık.

Bizim apartmana yaklaştığımda adımlarım aniden durdu. Çünkü apartmanın önünde sohbet eden İlker ve Beren ikilisini görmeyi hiç beklemiyordum. İkisi birlikte gülerek bir şeyler konuşuyordu. Beren ona heyecanla bir şeyler anlatırken İlker de aynı merakla ve istekle onu dinliyordu. Yüzündeki gülüş o kadar samimi ve içtendi ki, gözlerim sızladı.

Bana bir kere bile böyle gülmemişti.

Gözleri böyle heyecanla parlamamıștı.

Aramızdaki mesafe çok uzak değildi ama buradan bile yüzündeki samimi ifadeyi görüyordum. Gözlerindeki mutluluğu görüyordum. Keşke miyop olsaydım diye düşünmeden edemedim.

Benim kalbim daha kaç defa kırılacak Allah'ım? Cidden bunu hak ettim mi?

İlker beni hâlâ fark etmemişti ama Beren en sonunda ona bir şeyler daha söyleyip gitti. Sanırım evine gidiyordu. Adımlarımı atmaya başladım. İşte o zaman başını çeviren İlker beni fark etti. Duruşumu düzelttim. Beni görünce gülümsedi.

"Çatlak kız da geldi," dediğinde yüzüne bir tane çakmak istedim.

"Doğum günü çocuğu," dedim düz bir sesle. Artık sesimin neşeli çıkması için çaba göstermek de istemiyordum. "Hani parti istemiyordun?" diye sordum.

"Annemler sürpriz yapmışlar. Baştan yapmayın demiştim ama dinlememişler. Seninle de konuşamadım, kusura bakma. Arkadaşlarımla ilgileniyordum." Başımı salladım. Zaten benim dışımda herkes onun için önemliydi.

"Anladım," diye mırıldandım. "Beren miydi?" diye sordum bilmiyormuş gibi. O da başını salladı.

"Evet. Sağ olsun anneme yardım etmiş." Dudaklarım kıvrıldı. Hasret Teyze bana hiç söylememişti. Ona bile kırılmıştım bugün. Her şeye karşı öyle kırgın hissediyordum ki, böyle oturup bağıra bağıra ağlamak istiyordum.

"Ne güzel," dedikten sonra iç çektim. "Keşke bana da haber verseydin. En azından partinin başında ben de gelirdim." Gözlerime birkaç saniye baktıktan sonra yutkundu.

"Kutlama falan olunca fırsat bulamadım," dedi bahane olarak.

"Senin bana zaten hiç fırsatın yok," dediğimde gözlerim yanmaya başladı.

"Hâlâ oturuyoruz içeride Ebru. Gel istersen," diye cevap verdi. Elimde olmadan güldüm. Ama neşeli bir gülüş değildi bu. Beni böyle geçiştirmesi canımı sıkıyordu.

"Az önce sizi gördüm," dedim itiraf ederek. "Beren'e güldüğün gibi bana gülseydin yemin ediyorum dünyanın en mutlu kadını ben olurdum İlker." Gözleri şaşkınlıkla açıldı ve sonra yutkundu.

"Ebru yine o konuyu açma. Beren ve ben-" Sözünü hemen kestim.

"Sorun Beren ve sen değilsin. Duydun mu? Hiç mi umurunda değilim? Sadece bunu söyle. Ben senin aklına gelmiyorum. Ben senin için önemli değilim. Lütfen söyle. Mesaj yoluyla söyledin. Seni istemiyorum dedin. Lütfen bunu yüzüme de söyle," dedim gözlerim dolarken. Cevap vermeden bana baktı.

Çatlak Kız | Texting ✔Where stories live. Discover now