Gözlerimi yavaşça araladığımda odamda olmadığımı fark ettim. Ellerim bağlı bir şekilde koltukta yatıyordum. Yavaşça doğrulup ağzımla ellerimdeki ipleri çıkarmaya başladım. Maalesef ki işe yaramıyordu. Daha sert bir şekilde ağzımla ipleri çektim. Sonunda iplerden kurtulmuştum. Sessiz bir şekilde oturduğum yerden kalktım ve kapıya doğru yürümeye başladım.
Kapının olduğu yere geldiğimde kapıyı açmaya çalıştım ama kilitliydi. Koltuğun arkasındaki cama doğru yürüdüm. Camı açmaya çalıştım ama açılmıyordu. Derin bir nefes alıp verdim. Buradan kurtulmalıydım. Gözlerim odada gezindi, masanın üzerinde bir vazo vardı. Vazoyu aldım ve kapının arkasına geçip tüm gücümle bağırdım.
"İMDAT!!"
Ve sonra kapı açıldı, nefesimi tuttum ve giren kişinin kafasına vazoyu geçirdim. Adam kanlar içinde yere yığıldığında eğilip adamın üzerini aradım. Adamın cebindeki telefonu ve silahı aldım. Silahı belime koydum ve telefonla polisi aradım.
"Alo?"diye ses geldi telefondan.
"Beni kaçırdılar, lütfen bana yardım edin."dedim çaresizce.
"Tamam sakin olun nerede olduğunuzu biliyor musunuz Hanımefendi?"diye sorduğunda içeriye giren kişiye bakakaldım.
"Orada mısınız?"cevap veremiyordum. Elimdeki telefon elimden düştüğünde hâlâ giren kişiye bakıyordum
"Hanımefendi? Ses verin lütfen."
Telefonu aldı ve kapattı.
"S-sen?"diye kekeledim.
"Evet ben, Kenan Keskin."dediği an donakaldım. Bu oydu, zayıf noktam. Küçük yaşta beni döven, eve her içkili geldiği zaman bana dokunmaya çalışan adam, benim babamdı. Bunu söylemekten ne kadar nefret etsem de o benim babamdı.
"Neden?"diye sordum hissizce.
"Ne neden?"dediğinde babam olduğunu umursamadan belimdeki silahı çıkarıp kalbine doğrulttum.
"Ne neden söyliyim mi? Benim çocukluğumu öldürdün ya neden, her gece içkili gelip bana dokunmaya çalıştın ya neden, benim masumluğumu, saflığımı öldürdün ya neden, bana bunları yaşattın ya neden, 14 yaşımda beni sokağa attığın için neden, tamam biliyorum annem beni istemiyordu, sevmiyordu, sahip çıkmıyordu bana ama neden, neden ya neden. Neden bana bunları yaşattın. Neden her gece benim kabus görmeme neden oldun, neden? Çok merak ediyorum ya neden?"dediğimde gözlerim dolmuştu.
"Ben..."diyecekti ki devamını getiremedi.
"Sen... Evet sen. Dur ben söyleyeyim, sen kendi kızına kendi kanına dokunan bir babasın, sen her gece bir şey yapmamama rağmen o küçük kıza vuran bir babasın, sen 14 yaşında kendi kızını sokağa atmış bir babasın, en kötüsü de sen, kendi kızının ruhunu öldüren bir babasın."dedim gözlerimdeki yaşları umursamayarak.
"Ben... Ben çok üzgünüm kızım."dediğinde sırıttım.
"Sen hiçbir zaman üzgün olamazsın."kalbine doğrulttuğum silahı göstererek,"çünkü sen kalpsizsin. Senden iğreniyorum ve senden nefret ediyorum. Bunu unutma Kenan Keskin bunu unutma!"dediğimde silahı yere atarak kapıya doğru yürümeye başladım. Sonra durdum ve arkama döndüm.
"Kendi yarattığın kızı iyi izle Kenan Keskin, eğer bu Katille bir bağın varsa..."ellerimi göstererek,"bu eller varya bu eller seni öldürür."dedim ve önüme dönüp yürümeye başladım. Bu yerden çıktığımda gözlerimdeki yaşları sildim. Siyah bir araba geldi ve gözlerim siyah arabada gezindi. Araba durduğunda içinden bir adam indi ve beni görünce gözleri büyüdü. Sanki bu adamı ben tanıyordum ama umursamadım. Adam yanıma doğru yürümeye başladığında kaşlarımı çattım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATİL
Action"Ülkemizde toplam 224 genç kız katledilmiştir. Bunun önüne geçmek için genç kızlara sokağa çıkma yasağı gelmiştir." Ülkeyi etkisi altına alan genç kız cinayetleri... Bunun önüne kim geçebilirdi? Yankı Keskin mı? Yoksa Ulaz Duman mı? Yada bir olup bi...