🔥 KUYTU KARANLIK

17.3K 1.5K 164
                                    

BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN. İYİ OKUMALAR ❤🔥

NOT: ARKADAŞLAR YENİ BÖLÜMÜ OKUMA VE BEĞENİ SAYISINA GÖRE YAYIMLIYORUM.

15.Bölüm

Ağzımı konuşmak için açtım fakat daha evvel bir iki kez gördüğüm, ciddi yüzlü bir uşak kütüphanenin girişinde bitti. Boğazını araya girmek için temizlediğinde, "Efendim!" dedi yavaşça. "Kreon Borgias geldi. Sizi görmek istiyor."

Bu söz Axel'in yüz ifadesini büyük ölçüde değiştirdi. Az evvel bana bağırıp çağıran özgüvenli adam kaybolmuş, yerine korkmuş bir adamı getirmişti. Büyük bir telaş dalgası bütün kütüphaneyi sardığında, "K- Kreon Borgias mı?" diye sordu.

Axel'i bir aydır ilk kez bu kadar paniklemiş görüyordum. Ela gözleri dehşetli bir şaşkınlığın gölgesindeydi.

"Evet, efendim." Simon gözlerini yere dikmiş, beyaz eldivenli ellerini önünde birleştirmişti. Siyah takım elbisesi, ütülü beyaz gömleği ve papyonuyla son derece saygın görünüyordu.

"Neden gelmiş?"

"Sizi görmek istemişler. Sizinle konuşmak istediğini söylediler."

"Kaç kişiyle gelmiş? Yanında kimler var?"

"Dört yaveri de onunla beraber kabul salonunda bekliyorlar."

Axel söylenerek elinin birini saçlarına daldırdı. "Bundan daha fazlası da dışarıda bekliyordur."

"İsterseniz kontrol ederim. Ben sadece malikaneye teşrif edenleri saydım."

"Gerek yok Simon. Gizli kuytularda, bilinmeyen köşelerde pusuya yatmış bekliyorlardır. Sen istesen de bütün sayıyı bilemezsin." Dudaklarını yaladı. "Kreon'a İki dakikaya kadar aşağıda olacağımı söyle."

"Emredersiniz." Simon başını bir kez eğdikten sonra gerisin geriye kütüphaneyi terk etti.

Axel dakikalar sonra yeniden bana döndüğünde gözlerinde uyarı tohumları vardı. Ağzını açmadan önce duruşunu düzeltti. Dayanamayarak, "Neler oluyor?" diye sordum.

Sadece, "Beni takip et!" diye kısa bir emirde bulundu.

Kaşlarımı şaşkınlıkla kaldırdım. "Kreon Borgias senin düşmanın değil mi? Neden burada?"

"Soru sorma." Dedi ve kolumu kavradığı gibi beni kütüphaneden dışarı doğru sürükledi. Bir eşya muamelesi gördüğüm için sinirlenirken kolumu Axel'den hışımla kurtarmaya çalıştım.

"Bırak beni!"

"Yürü!" dedi. "Ses çıkarma"

"Bırak beni!" Dişlerimin arasından yeniden tekrar ettim. "Kendim yürüyebilirim."

"Sus." Dedi kalın bir ses tonuyla. "Seni duymamalı."

Kolumu yeniden çekmeye çalıştığımda bu kez ellerini gevşetti ve kendim yürümeme izin verdi. Eski, metal bir kapının önüne gelene dek ikimiz de konuşmadık. Ondan öyle nefret ediyordum k konuşmak bile tiksindirici geliyordu.

Kapının önüne geldiğimizde sürgülü demiri gevşetti ve tiz gıcırtılı ses bütün koridorda yayıldı. Kapı tozlu, beton merdivenleri açığa çıkardığında merdivenin malikanenin dört yanını kaplayan kulelerden birini çıktığını biliyordum.

"Merdivenlerden çık ve kulede bekle."

"Beni buraya mı kapatacaksın?"

Sanki sıradan bir şeyden bahsediyormuş gibi, "Evet." Dedi. "Ben gelene kadar buradan çıkmayacaksın. Merak etme. İçeride tuvalet var."

KAYIP YILDIZ (BİTTİ)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang