Beş

27 13 0
                                    

Hayatın sadece umut kırıntıları ve acı'dan ibaret olduğuna ikna olmuş durumdayım.
Kader rüzgârı her birimizi acımasızca yanlızlığa, hüzne savururken olup bitenleri oturup bulanık bir pencereden seyrediyormuşuz gibi hissediyorum.
Elimi uzatsam içinde kaybolacak, içimde kaybolacak gibi.
Sadece hissetmek bile yetiyor altüst olmama. Bütün bunlar bir rüya olsa bu kadar sarsmazdı sanırım.
Bunları bir çocuk oyununa benzetiyorum çoğu zaman. Oyunu tasarlayan adına hayat denen şey ; rastgele bir nesne tutuyor aklından, vereceği renk, sayı, biçim tür gibi ipuçlarıyla biz o nesneyi bulmaya çalışıyoruz. Bu şekilde eksikliklerimizi boşluklarımızı keşfedip acı ve hüsranla dolduruyor. Belki de doğru bir benzetim şekli değildir bu bilemiyorum. Hayâl ve gerçek arasında sıkışmış da olabilirim. İfade edemeyeceğim bir şekilde canının yandığını hissedersen, saatler şişer hüzün dolar. Gün ağır ağır geçer. Geceleri sık sık aralıklarla uyanır, ara sıra akan göz yaşlarını silip kimse fark etmesin diye dua edersin. Gün ağarır sabah olur, kafanı pencereden dışarı uzatıp insanların uğultulu bir şekilde ışıklar saçan mutluluğunu izlersin.
Bir gün onlara ayak uydurabileceğine inanır, yüzüne küçük mahcup bir gülümseme kondurursun.
Bu gün boyunca devam eder.
En nihayetinde başını ellerinin arasına alır ağlarsın. Kendini tutmadan ya da biri görür mü diye korkmadan hıçkıra hıçkıra ağlarsın.
Öfkeyle, üzüntüyle.
Aslında duygusal bir kan akıtmadır bu.
Kendi sesin kulağına boğuk, anlamsız gelir. Sözlerin kendine tuhaftır ki ağlarken coşarsın. Kendini özlersin işte.

 Kendini özlersin işte

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 02, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

T͏e͏l͏g͏r͏a͏f͏ çi͏çe͏ği͏⋆Where stories live. Discover now