33 | kaç geceye mahkum

2.2K 276 269
                                        

san karakola geldiğinde hızını alamamış, aynı odayı paylaştıkları için direkt kendi odasına girmişti.  polis arkadaşının yakasına yapıştı ve oturduğu yerden kaldırdı. odasında yalnızlardı. hırpalarken görmeyi beklediği yüz ifadesi gülümseme değildi. fakat gülümsüyordu imalı şekilde.

"neye bu kadar kızdın san? ya da soruyu değiştireyim. bunca bilgi elindeyken neden gizledin?"

kendini ele verdiğini fark ettiğinde arkadaşının yakasını yavaşça bıraktı san. sertçe yutkundu birkaç kez.

"hatta bu soruyu da pas geçelim. her zaman merak etmişimdir, onun hakkında kimsenin bilmediği bilgileri nerden öğreniyorsun? tabi ki kendisinden."

sorusunu kendi cevaplarken bu kez o tuttu san'ın yakasını.

"iğrenmiyor musun aynada gördüğün kişiden?"

gözlerine bakamadığı için bakışlarını yere indirdi. o sırada kendi isminin yazılı olduğu eşyaları yerde parçalanırken gördü.

"asla bir polis olmadın. senden sadece hain olur. ben kimseye bir şey anlatmadan önce her şeyini toplayıp git buradan."

herkes kelimelerini özenle seçerek san'ı zaaf yerlerinden vuruyordu. canını acıtacak ne varsa duymuştu bugün.

o sırada arkadaşının kahkahalarını işitti. omzundaki kızarık izlere parmağını bastırmaya başlamıştı.

"bunlar ne? siktin mi onu cidden? woah, choi san... inanılmazsın... nasıl miden bulanmadı? bir çöpten farkı yok-"

yediği yumruk daha fazla konuşmasına engel olmuştu. kendi hakkında söylenen her şeye susabilirdi san, ama wooyoung'a tek kelime edilmesini kaldıramamıştı.

"sinirlendin mi? oysa onun bir çöp olduğunu söyleyen sendin, hatırla."

"kes sesini."

suratına bir yumruk daha yemiş, dudağındaki kanı elinin tersiyle silerken sözlerine devam etmişti.

"ondan nefret etme sebebini hatırla."

konuşmanın gideceği yeri anladığında san'ın gözleri aniden yaşla doldu. dinlemek istemediği için kapıya yönelmişti fakat çok geçti. arkadaşı sözlerini ateşlemişti bile. tam kalbine nişan almıştı.

"babanın kimin yüzünden öldüğünü hatırla! wooyoung'u bulduğu için, wooyoung'un emriyle onun adamları tarafından öldürülmedi mi? eminim baban şimdi senden iğreniyordur."

san'ın haftalardır üstünü örttüğü gerçeği gözlerinin önüne serdi. başta neden wooyoung'dan bu kadar nefret ettiğini hatırlattı. o an kalbindeki acının hissiyle kirpikleri titredi dudaklarıyla birlikte. en nefret ettiği ve en sevdiği kişinin aynı adam olması çok haksızlıktı.

içinde biriken öfke yüzünden gitmekten vazgeçti ve dönüp arkadaşına adımladı. bu kez şimdiye kadar ki en sert yumruğunu atmış, sendeleyip yere düşmesine sebep olmuştu. gözü döndüğü için canı ne kadar yandıysa o kadar yakmak istiyordu. üstüne yerleşmiş, yumruklarını yüzüne geçirmeye başlamıştı. altındakinin yalvarışlarını duyamaz hale gelmişti her ne kadar bağırıyor olsa da. ve odaya gelip onu durdurmaya çalışan insanları da.

"san! dur, öldüreceksin!"

"yapma!"

"delirdin mi sen?"

onca ses kalabalığının içinde wooyoung'un sesini duydu. afalladığı için etrafına bakındı. onun bu boşluğundan faydalanıp adamın üstünden kaldırmış, uzaklaştırmışlardı. yaptığı şeye baktığında yakın arkadaşını kanlar içinde, baygın halde gördü.

8 PARTS OF 하나  • woosan +18Where stories live. Discover now