0.9

52 12 16
                                    

Medya: Özlem

ozlem_lllllll Hikayemi beğendiğin için teşekkür ederim:)
__________________________

Bir anlık refleksle geri çekildim. Bu adam neden bana hep böyle bakıyordu. Meraklı ve şüpheciydi bakışları. Polis olması zaten tedirgin ediyordu beni. Gözleri her zaman benim üzerimdeydi.

Fakat aşağıdaki gürültüyü hala merak ediyordum. Sınıftan sesleri duyan birkaç kişi de pencerelere yaklaştı. Önder polise yakalanma korkusuyla derin bir nefes alarak yavaşca uzattım başımı.

Önder polis ortalıkta görünmüyordu. Ancak polislerin çoğunluğu göz önündeydi. Ceren'in cinayetiyle ilgili olabilir miydi ki?

Okulun giriş kapısının önünde park halinde olan polis arabasının içinde birkaç kişi vardı. Kim olduklarını seçemedim.

Ardından bağırışlarla birlikte okuldan Ali çıktı. İki yanından polisler sıkıcı tutmuş ilerliyorlardı. Şaşkınlıkla Ali'nin çırpınmalarını izledim. Ne vardı o siyah poşette de, bu kadar da sorun yarattı?

Polisler Ali'yi zorla arabaya bindirdikten sonra toparlanarak uzaklaştılar.

"Ali kesin katil. O siyah poşette de Ceren'i öldürdüğü bıçağın olduğuna kalıbımı basarım." Dedi Serap. Senin kalıbın ne ki nereye basıyorsun dememek için zor tuttum kendimi.

"Ali neden böyle bir şey yapsın ki?" Dedi Cem. Sözlerine katılanlar da oldu.

"Yani."

"Evet."

"Ali sessiz biri zaten. Ama çantasından taramalı tüfek çıkartıp tüm okulu tarasa gram şaşırmam." Deyince Ömer, tüm sınıf kahkahaya boğuldu. Ben hariç ve de Kuzey. Göz ucuyla baktığımda dümdüz bir ifadeyle elindeki telefonuna bakıyordu.

"Ali'nin Ceren'le tartışmasını geçtim konuştuklarını dahi görmedim."

"Ay çok saçma! O zaman poşette ne vardı?" Dedi Kardelen. Fazla meraklıydı.

"Bilemeyeceğim artık."

Oflayarak bu lanet günün bir an evvel bitmesini diledim. Kimsenin aptal tahminlerini duymak istemiyordum. Çünkü katili bulmamızı bu konuşmalar sağlamıyordu. Ceren'in katili Önder polisin dediği gibi belki de aramızdaydı. Belki bizimle aynı koridorda yürüyüp, gülüşüp şakalaştığımız kişilerden biriydi.

Ya da bunlar doğru değildi. Katil dışardan, bu okulda okumayan biriydi. Tesadüf eseri mi öldürüldü Ceren! Saçmalama Özlem! Kim yapar böyle bir şeyi? Peki o gece neden okuldaydım? Kahretsin neden hatırlamıyorum!

Zihnimde yankılanan seslere cevap bulamıyordum. Ceren'in cansız bedeni gözümün önünden gitmek bilmiyordu. Kendi kanına bulanmış sarı saçları, her yere yayılmış kan ve o koku. Midemin çalkalanmaya başlamasıyla zorlukla yutkundum. Elimi karnıma bastırarak kafamı sıraya koydum.

Derin bir nefes çektim ciğerlerime. Aradan geçen dakikaların ardından midemin bulantısı geçmiş ve sakinleşmiştim. Zilin çalmasına az kalmış olmalıydı. Hoca sınıfa gelmeye gerek görmemişti anlaşılan. Sınıftakiler de bundan istifade edip boş konuşmalarına devam ediyordu.

"Polislerin Ali'yi götürmesi için bir şeyler yapmış olması lazım."

"Sessizden korkacaksın zaten. Ali kesin bir şeyler biliyor."

"Belki Ceren'in ölmesini isteyen başka biri Ali'yi bunu yapması için teşvik etmiştir. Hatta sessiz olalım. Her an biz de öldürülebiliriz."

Duyduyum cümleyle kafamı kaldırıp sesin sahibi olan Serap'a çevirdim. İmalı cümlesi bana karşıydı. Tıpkı sinsi bakışları gibi. Sinirli bakışlarıma karşılık yayvan bir ifadeyle gözlerini benden ayırmadan kollarını birbirine doladı. Sırtını tahtaya yaslamıştı. Bu cesareti aptallığından geliyordu kesin.

LİSEDE CİNAYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin