1. Bölüm : "Büke"

2.4K 166 23
                                    

Oy vermeyi ve takip etmeyi unutmayın lütfen. Yorumlarınızı da bekliyorum. 🤍

multimedya : Aybüke Arslan

••••••

"Sadece bu mu ?" dedim siyah şapkamı düzeltirken.

"Evet Büke. Bu çok önemli bir paket, dikkatli olmalısın diğerleri gibi değil." dedi Bastonlu.

"Minicik şey için mi yarım saattir koşuyorum?" dedim, sinirle. Bunu herhangi bir kargonun içine rahatlıkla sıkıştırıp bir kargo şirketiyle kimsenin ruhu duymadan gönderebilirdi.

"Bu işin şakası yok. Kaç büyükbaş bunu arıyor biliyor musun sen Büke ?" dedi, Onur eski koltuğa kendini atarak.

"Laf kalabalığına gerek yok tamam işimizi yapalım. Çıkıyorum." birkaç adım attım ve ahşap kapıyı açtım. Dışarı doğru bir adım attım. Zaten o kadar dar bir sokaktı ki en fazla iki adım atabilirdiniz. Pakette ne var Büke ? Açıp baksam mı ? İçim içimi kemirirken sokağın köşesini döndüm ve iki duvarın arasındaki çıkıntıya girdim.

Küçük siyah paketi yırtmadan açtım. Ve sağ avucuma doğru salladım. Siyah bir usb avucumun içine düştüğünde kaşlarım merakla havaya kalktı. Of burada senin içinde ne var nasıl bakacağım ? Usb'nin köşesinde sallanan bir 'K' harfi vardı. Tam iki duvarın arasından çıkmıştım ki bir ses duydum ve şapkamı yüzümü kapatacak şekilde iyice eğdim. Arkamı dönmeden kafamı çevirdim ve omzumun üzerinden arkamdaki adama baktım.

İri yarı bir adam kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Ayakkabılarıma baktım. Bağıcıklarım açılmazsa aralıksız koşar kurtulurdum. Elimdekini kutusuna koydum ve bel çantama attım.

Tekrar omzumun üstünden arkama baktım ve koşmaya başladım.

"Dur, kaçma !" Dar sokakta koşmaya devam ederken arkamdan kovalıyordu. "Hay yapacağınız işi sikeyim !" diye bağırdığını duydum ve sol köşeye dönüp koşmaya devam ettim. Yavaşça arkama baktım, hala geliyordu.

"Hadi ama koca adam birazdan tıkanacaksın. İkimizde yorulmadan peşimi bırak!" diye bağırdım ve koşmaya devam ettim. "Elindeki şey bize ait !" dediğinde büyük bir kahkaha patlattım "Hadi ya !"

Koşmaya devam ederken portakal tezgahıyla karşıya geçen Hüseyin Amcayı gördüm ve biraz yavaşladım. "Hüseyin Amca kişisel olarak algılama, üzgünüm." suratıma beni anlamadığını ifade eden bir bakış attığında tezgahın arkasına geçtim.

Peşimden koşan adamın çıkacağı sokağa doğru tezgahı ittirdim ve dar sokağı kapattım. Arkamı dönüp geniş sokaktan karşıya geçip tekrar dar sokaklara girdim. Yanımdaki merdivenden atladım ve yokuş aşağı koşmaya devam ettim.

Köşede bir apartman boşluğu gördüm ve oraya girdim. Ellerimi dizlerime koyup derin derin nefesler almaya başladım. "Hay babanın şarap çanağına tüküreyim. Çük kadar usb için girdiğim hallere bak!" bluetoothlu kulaklığımın tekini sol kulağıma taktım.

Hemen telefonumu açıp Bastonlu'yu aradım.

"Bir sorun mu var Büke ? Daha yeni çıktın." bilgisayarla uğraştığı gelen tuş seslerinden belliydi.

"Macar sokağında bir adam takıldı peşime."

"Ne !? Kaçtın değil mi ?" dedi, endişeyle.

"Kaçamamış olsam seni arayamazdım. Kaçtım tabii ki de. Kim bu adam ? Nereden biliyordu teslimatın bugün olacağını ?" dediğimde kafamı apartman boşluğundan çıkarıp sokağı kontrol ettim. Hassiktir derim !

"Adam burda saklandığım sokaktan geçiyor. Fotoğrafını gönderiyorum." telefonumun kamerasını açtım ve duvarın dibinden yavaşça çıkarıp fotoğrafını çektim. Gruba fotoğrafı attım.

ay'büke | gerçek ailemWhere stories live. Discover now