2.3

711 37 46
                                    

Sizce ölmeden önce ne yapılmalı? Ben sürekli pasta yerim.

...
2 haftadır her şey çok güzel geçmişdi. Şimdi ingiltereye konsere gidiyoduk. Dizimiz tüm dünyaya yayılmış ve büyük şöhret kazanmıştı. Tabi burda gizli şarkıcı eresinde katkısı var. Çocuklarla hala mesafeli davranıyoduk ama içimiz rahattı. Gelmiyecekdi adamlar... eminim.

Babamla konuştum. Denizin annesine söyledim nasıl bir şerefsiz olduğunu, kadın biliyomuş... ve buna rağmen yanında kalıyo adamın. Birde pişkin pişkin aşığım ona diyo. Bana yaptığı işkenceleri sana uyguladığı gün dersin aşığımmm. Dahada onlarla konuşmadım. Konuşmayacağımda. Çağanın babasınada söyledim. Yapa bileceği bir şey yokmuş sözleşmeyi bozarsa tazminat vermek zorundaymış. Yani benim şerefsiz babam herkesi kendine bağlamışdı.

Çocuklarada anlattık ve ingiltereden geldiğimizde onlarla kalmaya karar verdik. Deniz çok sevindi ama en çok yağız sevindi. Onları seviyodum. Üveyde olsa en iyi kardeş abiydiler benim için. Havalimanına geldiğimizde çağanla arabadan indin. Çocuklar bizi bekliyodu. Bizi farketmeleri için seslendim

T: heyy millett!
D: anaa ablaların enn güzelii

Denizin koşarak bana sarılması günlerdir olmayan mutluluk hissini bana vermişdi. Hala bana sarılırken yağızda bize katıldı. Üçümüz havalimanının ortasında sımsıkı sarılmışdık. Yağızın dolu gözlerini gördükde şaşırdım.

T: duyğusal bir yağız
Y: özledik
T: sen ona korkuda ekle
Ü: hey bu 3lünün içinde benimde olmam gerek
T: gel bakalım süslü

Ülkününde bize sarılmasında hepimizin aklına o gecenin geldiğine emindim. 4 çocuk... ailelerinden kaçmak isteyen 4 çocuk. 4 ruhu olmayan beden. Şimdi birbirlerinden tutunarak zirveye çıkıyodu. Başarmışdım. Başarmışdık.

Biz ayrılırken çağanla leyanın sarılmasını izledik. Onlarında bu  güne kadar birbirlerinden başka kimseleri yoktu. Leya kızarmış güzel gözleriyle çağana sımsıkı sarılmışdı.

Ç: iyisin diyil mi?

Çağanın özlem dolu sesine karşılık leya ağlayarak cevap vermişdi

L: çok korktum çağan. Bir daha ayrılmayalım lütfen lütfen

Ç: asla bir daha asla yalnız bırakmayacağım seni. Hem yalnız değildin ki. Alisa nerde?

L: gelmek istemedi amcamla universitesini halledecekmişler.

A: amaa bu senii görmemeee engell olamazzz

Alisanın gelmesiyle ona döndü herkes. Çağana koşarak sarıldı.

A: ablasının prensi napiyomuş bakalım

Ç:prensmi öğk

L: alisa o hep örümcek adam olmak istemişdir.

A: ama ne şimdi ablasının öpümceğimi diyeyim

Ç: çocukmuyum ben

A: evet

Onlara gülerken leya ve alisayla sarıldım. Çağanda diğerlerine sarıldı. Ve uçağa binme işlemlerini yapmaya gittik.

...
Uçakdan indik. Ve parise baktım. Çağan gözleri dolu dolu eski şehrine bakarken gözlüklerini taktı gözüne. Buralarda çok tanıldığı için gözükmemek istiyodu. Hemen arabaya bindin ve otele gittik. Yarın konser vardı. Odalarımızın anahtarlarını alıp yukarı çıktık. Yağızla leya önden odalarına giderken ülküyle ben de odamıza gittik. Deniz ve çağanda odalarına gittiler. Tabi çağan denizle kalmak istemiyodu. Tek oda tutalım diye israr ederken deniz tek korkucağı için kabul etmişdi. Ülkü kiyafetlerini dolaba dizerken. Üzerimdekileri çıkarıp kirliye attım. Kiyafet getirmemişdim ne gerek vardı ülkünün en koyu kahverengi switini alıp giyindim.

Bak dedi bana: (yarı texting)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon