5: How sweet it is to be loved by you

92 19 10
                                    

Louis, koşuyordu kaçıyordu neyden kaçtığını bilmiyordu... sadece koşuyordu sonra Harry'i gördü gidiyordu, insan olmuştu ve sahilde kumların üstünde yürüyordu yavaşça, Louis ona seslendi fakat Harry duymadı, Louis koşmaya çalıştı ve Harry'e dokunmaya ama arada ki cam engel oldu, Louis yere, kumlara çömelip ağlamaya başlamıştı...

 * * *

Louis nefes nefese gözlerini açtı, gördüğü rüyadan ötürü terlemişti, dışarıda yine fırtına vardı yağan yağmura baktı göz yaşlarına engel olamadı ve onları serbest bıraktı. Üstüne tişörtünü geçirip aşağı kata indi babasının yanına indi. Louis hala uyanamamıştı, babası ise kahvaltı hazırlıyordu Louis'yi görünce gülümsedi ''Günaydın!'' dedi enerjik bir sesle.

Louis de kısaca 'günaydın' deyip sofraya oturmuştu, 

Babasıyla kısaca sohbet edip, yemeklerini yediler.

Babası işe gitti Louis ise evde ders çalıştı. Bugün Harry'nin yanına gidemediği için sürekli onu düşünüp duruyordu. En son ders kitaplarını kapadı ve camın karşısına geçti, gökten seller yağar gibi hızlı hızlı yağmur yağıyordu. 

En son Niall'ı arama kararı aldı, belki bir şeyler yaparlardı. Ve Niall'a gördüğü rüyadan bahsederdi... dün Harry'le yaşadıklarını zaten anlatmıştı, Niall zaten böyle bir şeyin belli olduğunu ve bu haberi beklediğini söylemişti.

Niall geldi, oturdular Louis onlara birer bardak kahve koydu ve salonda cama bakan koltuğa oturup sohbet ettiler..

...

Louis, Pazar gününün gelmesini dört gözle beklemişti. Çünkü okulundan dolayı sevgilisi Harry'nin yanına gidecek zamanın olduğu tek gün Pazardı.

Hızlı ve heveslice otobüse bindi. Otobüs sahile varınca hazırlanıp indi. Biraz yürüdü, bugün hava kapalıda olsa tatlıydı ve arada açan bir güneş vardı. Buralarda böyle şeyler pek olmazdı.. genelde havalar hep kapalı olurdu. Bu yüzden Louis bunun sevinciyle daha da gülerek sahile yürüdü. 

Sahile vardı, kafasını önce Zayn'nin dükkanına çevirdi, kapı da düşünceli Zayn'i görmesiyle önce onun yanına ilerledi. Gülerek ona baktı, o ise gözünü denize dikmiş öylece bakıyordu.

Louis endişeyle sordu. ''Ne oldu Zen düşünceli görünüyorsun?''

Zayn gözlerini denizden çekip Louis'ye getirmişti, ''Sana güvenebilir miyim?'' gözleri onay almak istercesine parlıyordu..

Louis, kaşlarını çattı. ''Evet, neden?''

Zayn onu içeri çekti, dükkanda ki şöminenin arkasında ki kapıya ilerlerken konuşmaya başladı. ''Beni yanlış anlama, sadece bir şey gördüm ve eğer bunu sana söylemezsem... Veya başka birine içimde-''

Louis, Zayn'i omzundan tuttu ve susmasını sağladı, ''Bana her zaman her konuda güvenebilirsin, Zaynie.'' güven veren bir gülümsemeyle başını salladı.

Zayn rahatlarca bir iç çekti, oturmadan önce kütükleri şömineye attı ve kahvelerini alıp Louis'nin karşısına geçti.

''Ben bir şey gördüm...''

Louis konuya daha da merak sarmış biçimde Zayn'e eğildi oturduğu yerden.

''Bir denizkızı... yani adamı, denizadamı.''

Louis şaşırmamış, normal bir yüz ifadesi ile sordu ''Nasıl? Gerçek bir denizkızı mı?''

Zayn ona kafasını salladı. ''Evet, kuyruğu vardı... Ve onunla konuştum... bir denizkız- yani denizadamıyla konuştum. İletişim kurdum...''

dead sailors, lost galaxies... | larry stylinsonWhere stories live. Discover now