Üniversite...

115 68 13
                                    


Ve
En sevgilisin
Ibrahimin Gül bahçeleri arasında...



Dostluk, yaşamı güzel kılan en şiirsel etmenlerden birisi. Bu duygunun güzelliği ile kendisini giydiren insan bir daha çıplak kalmaz. Belki kumaşı eskir, belki rengi solar, hatta yırtılır bir kaç yerinden ama seni sevgi ile gizliden gizliye sarmaya devam eder.
Selma ile diyaloğumuz böylece ilerledi... Onunla beraber tanıştığım bir çok insan oldu… Akkadın, Elif, Gizem bunlardan bazılarıydı... Ama dostluğunun sımsıcak kucağına beni alan ve hiç bırakmayan deniz gözlü,  zarif sesli ve şiirler gibi ışıklı saçları... Güzel hikayelerin yazarı, çocuk ruhlu canım Mine...

Tabii bunların arasında kitapları beraber okuduğumuz, Edebiyat bölümü'nde yüksek lisans okuyan, sevimli hali ve sımsıcak yüreğiyle her daim yanımda olan, desteğini esirgemeyen, sevecen ruhlu biricik Ogün, en sevdiklerimin arasında idi. Her daim yardımını esirgemeyen, seven ve ben gibi kitaplarla haşır neşir bir insandı. İyi ki dediklerimden birisi olmuştu.

Umut daha bir parlak ve yakın gözümde şimdi… Daha imkanlı...
Böyle güzel bir ortamın verdiği enerji ile geçmişin yaraları birer birer sarılmaya başladı içimde.  Mutlu ve gururluydum. Hala başarabildiğim şeyler, dimağıma girebilen mutluluk dolu düşünceler vardı... Bu benim için es geçilemeyecek kadar büyük bir adımdı. Bunun kıymetini bilerek mutluluğa doğru ilerlemeye devam ediyordum.

-Nevbahar?

-Efendim Ogün...

- Bazen görüyorum ki gözlerinin gerisindeki hüzün, senin ışıltılı bakışlarının önüne geçiyor.  Sanki bana anlatmadığın bir kaç şey var gibi...

Ne kadar iyi bir ortamda ve başarıda da olsanız bu harika eylemler maalesef kabuslarınıza engel olabilecek gücü taşımıyordu.  Geçmişimde harcanan çocukluğum yine gözler önüne seriliyordu.

-Herkesin yükü altından olmuyor kuzum, bazısına taş düşüyor. Cehennemin havasını içine çekmiş taşlar…

Hayatımı böylesi bir yük gibi taşıyordum işte ve bunun sonucunda da bir bedel elbet ödenecekti. İyi yüzünü mü kötü yüzünü mü bunu daha keşfedemedim. Umarım diyerek iyiyi çağırmaya çalışarak yaşıyordum hayatı. Şimdilik umudun kollarında idim. Geri kalanını düşünmek için çok erken.

Ortamıma alışıyordum… Kabuslarim yavaş   yavaş kendisini tatlı rüyalara bırakıyordu. Bunun yanısıra kendimi üniversitenin şahane kütüphanesinde bırakıyor, konservatuarın çalışma sınıflarında ruhumu dinlendiriyor ve çeşitli sosyal alanda sunduğum perfonmanslarımla ruhumu iyileştiriyordum. Bu iyileşme, benim hayatıma bir ışık gibi doğmuş, kara bulutları dağıtmış ve güneş en güzel gülümsemesini sunmuştu.

Elbet her arkadaşlıklar gibi bizim de aramızda problemler çıkabiliyordu. Herkesin karakteri farklı, yaşama anlayışı başka idi... Bunun getirisi olabilecek her türlü problemi az buz yaşıyorduk, olsun.

AKDENİZ'İ CEBİNDE TAŞIYAN KIZWhere stories live. Discover now