15. Bölüm : KARARLAR VE İTİRAFLAR

1.8K 195 59
                                    

Başım dönüyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Başım dönüyor. Midem bulanıyor, ki tüm bunlar benim çok alışık olduğum duygular olduğundan nedenini de biliyordum. Açlık. Sabah kahvaltımı bile yaptığımı hatırlamadan çıkmıştım evden ve şirkette öğle yemeğini yerim diye düşünüyorken önce aksiyona karışmıştım ve hemen ardından dramatik bir filmin Uraz sağ olsun başrolü olmuştum.

Banyodan üzerimi giyinmiş bir şekilde çıktığımda bir elim duvara dayalı bir şekilde yürüyordum. Evet Nisan... Babanla yüzleşmekten kaçıp kendini banyoya atmasaydın hiç olmazsa masada Mete'nin senin için hazırladığı kahvaltıdan yiyebilirdin! Hiçbir zaman kurutmaya yetecek kadar sabrım kalmadığı için hep nemli olan saçlarımı, yüzüme değmesin diye elime geçen ilk tükenmez kalemle topladım.

Bakışlarım bahçe masasına kaydı. Çağlar, ona aldığım sandalyeye ıslak kıyafetlerinden kurtulmuş bir şekilde otururken babam omuzları düşük bir şekilde beyaz tüylerini okşadığı Çimen'i seviyordu. Mete ise ayakta durmaktan sıkılmış tam benim sandalyemi çekip oturacaktı ki Çağlar'ın sert bakışlarıyla karşılaştı.

"Ne?" dedi şaşkınlıkla. "Oğlum iki saatten beri ayaktayım iki dakika dinleneyim şurada!" yüzümde buruk bir tebessüm oluştu. Çünkü Mete garip bir çocuktu. Buraya Porsche son model bir spor arabayla gelip Çağlar'ın yarım ekmek dönerine dadanan biriydi. Üstelik sıfır egoya sahip olmasına rağmen berbat flört etme becerisi yüzünden asla düzgün bir birlikteliği olamıyordu.

"Yere otur. Nisan'ın sandalyesi o." Çağlar'ın sözleriyle birlikte Mete'nin gözleri açıldı. "Yere mi oturayım?! Git yan bahçeden sandalye getir demiyorsun, yere mi otur diyorsun?!" Babam Mete'nin kırılan kalbine gülümseyerek baktı.

"Nisan, bu bahçeye kolay kolay sandalye sokmuyor." dedi ve Çağlar'a buruk bir şekilde gülümsedi. Çağlar için yeni bir sandalye geldiğini bildiği içindi bu bakış. Tekrar Mete'ye baktı ama hemen ayağa kalktı. "Gel... Benim yerime otur oğlum."

Çağlar da Mete de birbirine bakıp öfkeyle aynı anda babama döndüler.

"Olur mu öyle şey Nazif amca?!"

"Hayır, tamam sen otur ben kalkarım." İkisinin de aceleci konuşmalarına uyarıcı bir tonda bakınca aynı anda sustular. Nasıl oluyor bilmiyorum ama babamın her zaman göremediğimiz ciddi bir bakışı vardı. O bakışı attığı an konuşamıyordunuz, tabiri caiz ise süt dökmüş bir kediye dönüşüyordunuz. "Nisan'a bakacağım zaten. Otur diyorsam, otur."

"Tabi komiserim." dedi Mete hızla babamın uzattığı sandalyeye uzanırken. Bu tavrı yüzümü güldürdü çünkü bir an için gerçekten korkmuştu babamdan.

Karıncalar ezilmesin diye yuvalarının etrafına büyük taşlar koyup insanların fark etmesini insanların dikkatli olmasını bekleyen babamdan...

Babamın rengimin solduğunu anlamaması için elimi duvardan çekip yüzümde koca bir tebessümle bahçeye girdim.

Gerçekten başım dönüyordu.

BENİ SEN YAPAN ŞEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin