9. Bölüm: Sözde Arkadaşlar

347 92 906
                                    

Ratsel'ın dediklerinin her ikisini de hayrete düşürmüş olduğunu Vita ve Destin'in yüzlerindeki şaşkınlıktan kolayca anlamak mümkündü. Birbirlerine bakıp sonra da Ratsel'a baktılar, bu kadarını da beklemiyorlardı ondan. Bu kız onlara yardım etmeyi kabul edecek olduysa kendinde değildi anlaşılan. Hayatına aldığı ve haklarında hiçbir şey bilmediği, güvenebileceğinden yüzde yüz habersiz olduğu insanlardı.

Göz göre göre kendini ateşe atıyordu ve yanmaya, zaman geldiğinde de yakmaya hazırdı. Kendini bildi bileli bu böyleydi, değişmeyen tek kuraldı.
Ratsel amacı için her şeyi yapacaktı. En başından beri bunun için buradaydı ya. Her türlü şeyi deneyecekti ve bu yolda kimse onu durduramazdı. Gerekirse başını bütün tehlikelere sokacaktı ama gecikmiş olan gerçeklere ulaşmadan durmayacaktı. Hâlâ yaşayabilmesinin nedeni buna bağlıydı. Yoksa bir önemi yoktu ona göre yaşamın.

Destin pencereden dolan temiz havayı ciğerlerine çekti ve aynı zamanda ormanın doğal hoş kokusunu da alabiliyordu. Son kez ormanlık alana göz attı. "O hâlde gidebiliriz," dedi.

Vita'nın hiç olmadık bir zamanda artık böbrekleri sınıra dayanmıştı. Patlamak üzereydiler. Üst üste yaşadığı gerginlikle şimdiye kadar iyi idare etmişti. Artık edemiyordu. Vita yerinde kıvrandı. "Bölmek istemiyorum ama gidemeyiz. Çok sıkıştım."

"Tutamaz mısın?" diye sordu Destin. Ormanlık alandaydılar ve karanlıktı. Buradan da bir macera çıksın istemiyordu.

"Hayır!" Vita daha fazla dayanamıyordu. "Altıma yapacağım galiba."

"Tamam, tamam," diye pes etti Destin. Söylediyse yapardı. Sonra koltuk temizlemekle uğraş bir de. Düşüncesi bile kötüydü.

"Destin, benimle gelsene sen de." Vita ürkekçe söylemişti bunu. Tek başına olmaktan çok korkuyordu. Her an her şey başına gelebilirmiş gibi rahatsız hissediyordu.

"Ben gelirim," dedi Ratsel kararlıca.

Destin biraz düşündükten sonra onayladı. "Fazla uzaklaşmayın."

İkisi birlikte dışarı çıktıklarında Vita'nın gözleri istemsizce arabanın bagajına kaydı. Mide bulantısı güçlendi, kusacak gibi hissetti. Buradayken bir an için her şeyi öylesine unutmuştu ki, olanların bir kâbus olduğuna az daha inanacaktı. Ama buradaki ceset her şeyin gerçek olduğunun ve asla hiçbir şeyin düzelmeyeceğinin kanıtıydı. Belki de her şeyin başlangıcıydı.

Ratsel, Vita'nın tiksinmiş olduğunu fark etti. Yavaşça parmaklarını ileriye uzatarak koluna dokundu. "İyi misin?"

Vita'nın ağaç dallarının vücudunda açtığı yaraları sızladı. Ormandaydı ve Tom orada yatıyordu. Ansızın hızla koşmaya başladı.

Ratsel da ardından koştu. Vita koşmaya devam etti. Ratsel aralarındaki mesafeyi kapatarak ona yetişti. Nefes nefese kalmıştı.
"Ne yapıyorsun?!"

Vita akan göz yaşlarını silerek Ratsel'a döndü ve gülümsedi. Acılarını gülerek saklamayı öğrenmişti. "Uygun bir yer arıyordum. Burası iyi."

Ratsel dizlerini tuttu.
"Koşmana gerek yoktu."

Vita işini hallettikten hemen sonra geri döndüler. Kızın beynini ağırlaştıran birçok sahne ardı ardına diziliyordu, fakat her şey birbirinin içine girmiş ve karman çorman olmuştu. Neyin nasıl yaşandığını karıştırıyor, Tom'un öldüğünü ise keskin kan kokusundan biliyordu. Beynini acıtan o koku sayesinde.

***

"Geldik," dedi arabanın ön camından görünen evine bakarak.

42 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin