Kulübe-1

256 70 13
                                    

Tekrar Merhaba Sevgili Okur,

İkinci bölümde de beni yalnız bırakmadığın için teşekkür ederim. Bu bölümde Selen'in kulübede bağlı bir şekilde uyanmasının ardından karşılaştığı yabancıyla girdiği garip tartışmayı okuyacaksın. Yorumunu ve desteğini bekliyorum <3

Sevgilerimle.

***

Kapının sesi irkilmesene neden oldu. Önünde duran pencereden kafasını yana çevirerek kapının olduğu yere baktı. Giren kişinin çıkardığı seslere kulak kesildi ve onu bağlayan kişinin yanına gelip gelmeyeceğini çözmeye çalıştı. Nasıl biri olduğunu henüz görememişti ama şimdiden ondan korktuğunu hissetti. Bağlı olan elleriyle sandalyeyi sıkarak gücünü toplamaya çalıştı. Gelen kişinin ağlamış olduğunu görmesini istemiyordu. Korktuğunun bu kadar belli olması onu paniğe sürüklüyor ancak derin derin nefes alarak içinden 'güçlü kalmalıyım, güçlü kalmalıyım' diye tekrar ediyordu. Tahta zeminden çıkan tok ayak sesleri yakınlaştıkça kalbinin de deli gibi attığını duyuyordu.

Birden odanın kapısı açıldı. İçeriye uzun boylu, tozdan keçe gibi olmuş uzun sarı saçları, toprağın her yere yapıştığı krem rengi gömleği ve buz gibi bakan kahverengi gözleriyle biri girmişti. Bu kişiyi hayatında ilk defa görüyordu. Selen ne yapacağını bilemez bir halde donup kalakalmış ve sorgu dolu gözlerle karşısındaki yabancıya bakışlarını dikmişti. Bir yabaninin eline düştüğünü ve ondan nasıl kurtulacağını haline tavrına bakarak çözmeye çalışıyordu.

Selen karşısındaki adama odaklanmış neden bu şekilde onu bağladığını düşünüyordu. Ormanda onu bulup tutsak olarak almaya mı karar vermişti acaba? Yoksa arkadaşlarının salak şakasına dahil olmak için para falan mı almıştı? Ama karşısındaki bu yabancı pek onu buraya getirmekten mutlu olmuş gibi görünmüyordu. İçeriye ilk girdiğinde gözlerini ondan ayırmadı ve bir süre sonra bakışlarını pencereden uzaklara dikti. Sinirli olduğu her halinden belli olan bu yabancıya ne yapmış olabileceğini bilemedi. Yaşadığı bu durumda sinirli olması gereken kişinin kendisi olması gerektiğini hissetti. Olay belki de arkadaşlarıyla ilgili değildi ve Selen arazisine izinsiz girdiği için bu kadar sinirlenmiştir diye düşündü. Aklına bu durumu mantıklı kılacak başka hiçbir düşünce gelmiyordu.

Pencereden çevirdiği gözlerini tekrar Selen'e dikti, odada pencere ve kapı arasında volta atmaya başladı. Bir şeyler söylemek için sanki kafasında o şeyleri tartıyormuş gibi bir havası vardı. Yanına gelip durdu. Selen, yabancının ellerinin ona yaklaştığını gördü ve vücudunu iyice sandalyeye yapıştırmaya çalıştı. El ağzındaki bez parçasına uzandı ve bezi oradan çıkardı.

- Kimsin sen ve beni neden bağladın bu şekilde? diye sordu Selen.

- Bu işi nasıl çözeriz bilmiyorum ama bana her şeyi anlat, dedi karşındaki sinirli ve ne yapacağı belirsiz olan adam.

- Neyi anlatmamı istiyorsun bilmiyorum ama asıl her şeyi sen anlat. Burada ne işim var benim? Beni neden bu şekilde bağladın? Gecenin bir yarısı beni ormana iş çevirdiğiniz arkadaşlarım mı bıraktı? Nasıl bir anlaşma yaptınız ve ne kadar para almayı planlıyorsun? Asıl bana ne yapacaksın? 

- Neler saçmalıyorsun. Bu saçma sorularınla beni kandırabileceğini ve beni tuzağına düşürebileceğini mi sanıyorsun? Seni bağladım çünkü seni elimden kaçırmak gibi bir niyetim yok. Beni buraya hapsettiğinizden beri ilk defa sizden birini yakaladım ve şimdi sen de yalan söyleme bana. Her gece buraya gelip beni izliyorsunuz. Sizleri görmediğimi mi sanıyordunuz.

- Geceleri gelip seni izlediğim falan yok. Salak arkadaşlarım bunu yapıyorsa bilemem. Seni hayatımda ilk defa görüyorum ve içine düştüğüm bu durumu anlamaya çalışıyorum. Gece bir şekilde ormanda buldum kendimi ve ormandan kurtulmaya çalışırken kendimi burada böyle bağlı bir şekilde buldum. Ama yemin ederim gece seni izlemedim. 

Bu söz Selen'e tuhaf gelmişti. Karşısındaki bir adama gece onu gözetlemediğini anlatmaya çalışıyordu. Onu izlemeye gelenler her kimse kendisinin onlardan biri olmadığına onu inandırmalıydı. Kendisi de kötü bir şakanın kurbanı olarak ormana bırakılmış ve şu an ondan daha kötü bir durumda esir alınmıştı.

- Senin yeminine inanmam ben. Bana her şeyi anlatacaksın. Bu ormanı, burada neler yaptığınızı. Beni neden burada tutsak ettiğinizi. Her şeyi anlatacaksın.

Selen duyduklarına bir anlam veremiyordu. Karşısındaki kişi neden bahsediyordu kimlerden bahsediyordu çözemedi. Kendisinin tutsak olduğunu düşünürken yabancı adam tutsak olduğunu söylüyordu. Burada bir şeyler dönüyordu ama Selen'in neler olduğu konusunda hiçbir fikri yoktu ve bu durum sinirlerini iyice bozmuştu. Yapacağı en iyi şeyin kendi yaşadıklarını karşısındaki kişiye anlatmak olduğuna karar verdi.

- Dün başıma gelen olayları sana anlatacağım ve geceleri seni gözetlemediğime yemin edebilirim. Dün akşam saatlerinde arkadaşlarımla eğlenmek için bir yerlere gitmiştik. İçeceğimin içine fazla miktarda alkol koyduklarını düşünüyorum çünkü birden kendimi gecenin bir vaktinde ormanda buldum. Nasıl ve ne şekilde geldiğimi hatırlamıyorum. Etrafta onları bulabilmek için gezindim ve onlardan hiçbir ize rastlamadım. Çıkmak için bir yol aradım ancak herhangi bir yola da rastlamadım. En son hatırladığım dinlenmek için gökyüzünü izlediğimdi ve sonra gözlerimi burada açtım. Her şeyin sana anlattığım şekilde olduğuna yemin ederim.

Selen her cümlesini tamamladığında karşısındaki kişi kaçlarını iyice çatıyordu. Koyu kahverengi gözleri iyice puslanmış, yüzündeki gergin çizgileri daha da belirginleşmişti. 

- Benimle dalga geçiyorsun değil mi?

Bu sorusu Selen'i sarstı. Neden onunla dalga geçecekti? Gençlerin böyle şakalar yapmayacağını düşünüyor olabilirdi. Kendi de yaşadığı şeyin şaka olmamasını istiyor ve bu durumdan bir an önce kurtulmak istiyordu.

- Bak amacım seni rencide etmek falan değil. İnan ben de başıma gelen olaylara bir anlam kazandırmaya çalışıyorum. Özellikle burada bağlı bir şekilde otururken. Kim seni geceleri izliyor gerçekten bilmiyorum ve ben onlardan biri değ...

- YETER! diye bağırdı sinirli bir şekilde. Bu yalanı dinlemek istemiyorum. Her kimseniz her ne iseniz çözeceğim sizi ve bu ormandan kurtulacağım. Sen de bana her şeyi anlatacaksın ve bu ormandan çıkmama yardım edeceksin.

Karşısındaki kişinin ona bu şekilde bağırması korkusunu iyice arttırdı. Bu kişinin haline bakılacak olursa keçe gibi olmuş saçları, toprakla bütünleşmiş gömleği ile uzun süredir burada yaşadığı belli oluyordu. Sürekli anlamsız sorular sorması ve birilerinin onu izlediğini düşünmesi Selen'e aklını yitirmiş olması muhtemel gibi geliyordu. Bu yüzden sağlıklı düşünemiyor ve paranoyakça davranışlar sergiliyor diye içinden geçiriyordu. Bu durum onu iyice karamsarlığa sürükledi. Ne dese ne anlatsa karşısındaki kişi ona inanmayacakmış gibi geliyordu.

- Gerçekten ne diyeceğimi bilmiyorum diyebildi en sonunda. Bahsettiğin şeylerin hiçbirini bilmiyorum ve sana anlattığım şeylerin doğru olduğuna tekrar yemin ederim.

- Anladım dedi sinirli ses. Bu şekilde çözemeyeceğiz bu durumu. Belki biraz burada böyle bağlı kalmak düşünmene ve doğruları söylemene yardımcı olur, dedi ve bez parçasını tekrar Selen'in ağzına yerleştirerek odadan çıktı.

Selen 'hayır yapma' demeye çalıştıysa da onu durduramadı. Bu paranoyak adamın onu dinleyip anlayacağı yoktu. Yabancının kulübesinde bağlı bir şekilde öylece kalakalmıştı.

***

Şimdilik hikayeyi burada bırakıyorum. Bir sonraki bölümde Selen'in karşılaştığı bu yabancı adamı biraz daha yakından tanıyacağız. Lütfen takip edip yorum yazmayı unutma <3

Yabancının Kulübesi - KayboluşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin