Orman-2

77 18 0
                                    

Merhaba sevgili okur,

Yorumlarını ve beğenilerini bekliyorum. Şimdiden çok teşekkür ederim.

Sevgililerimle,

***

Sıcak sapsarı toprakta sudan herhangi bir iz görünmüyordu. Toprak suya aç gibi bütün suyu çekmişti.

- Sence bu ne anlama geliyor diyebildi Selen.

- Bunca zaman sonra bu ormanın hala beni şaşırtmasına inanamıyorum. Bir fikrim yok ama ilerlemezsek geceyi dışarda geçirmek zorunda kalırız. O yüzenden bunu sonra düşünelim olur mu?

- Anlamadım geceyi zaten dışarda geçirmek zorunda değil miyiz? Gittiğimiz bu kadar yolu tekrar geri dönüp kulübeye mi döneceğiz? Selen'in sesi kulübeye dönmekten bahsederken korku ve endişeyle karışık incelmişti.

Toprak ne diyeceğini bilemez halde boş gözlerle Selen'e baktı ve:

- Selen ilerleyince ne demek istediğimi anlayacaksın o yüzden şu an bu konuyu tartışmayalım lütfen, dedi.

- Söyle Toprak ne olduğunu. Bu şekilde kestirip atamazsın. Bilmem gereken ne ise söyle. Bir yol bulalım eğer bu şekilde çıkamayacaksak buradan başka yollara başvuralım. Sen bana bu kadar kapalı olursan, böyle gizemli gizemli konuşursan buradan çıkmak için oluşan sorunları çözemeyiz.

Selen artık sıcaklığı ve susuzluğu unutmuş yollarında olan diğer engelleri öğrenmeye çalışıyordu. Zorlu bir yol olacağını biliyordu ancak nelerle karşılaşacağını bilse daha mantıklı bir şekilde ilerleyebilirlerdi. Zaten karanlık çökünce etraflarını saracak olan ışıklardan yeterince korkuyordu. Başka bir tehlike varsa bilmeye hakkı olduğunu düşünüyordu.

- Söylesem de inanmayacaksın o yüzden yola devam edebilir miyiz artık? Neler olduğunu kendi gözlerinle gördükten sonra oturup konuşur ve başka yollar ararız.

Selen tam olarak ikna olmamış olsa bile yola devam etmeye karar verdi ancak ne ile karşılaşacaklarını Toprak'a sormaktan yol boyunca vazgeçmedi. Toprak'ın pes edip anlatacağına ya da göstereceğine inanıyordu.

Yolları uzun, sıcak ve ağaçlarla doluydu. Toprak'ın birbirine karışmış sarı saçlarından daha kötü görünmüyordu aslında. Güneşin içeriye sızan ışıkları yollarını aydınlatıyor, upuzun ağaçların gövdeleri sıra halinde patika yollarının etrafında nefis bir manzara oluşturuyordu. Bazen yürürken yere düşen yaprakları havaya uçuruyor sanki korkup kaçmaya çalıştıkları bir ormanda değil de arkadaşıyla yürüyüşe çıktıkları bir yerde olduğunu hissediyordu. Bu hissi uzun sürmese de bir an nerede olduğunu unutup ormanın büyüsüne kapılarak yoluna devam etti.

***

Hava yavaş yavaş kararmaya başlıyordu. Selen tehlikeli yolun şimdi başladığını biliyordu. Her adımında daha dikkatli olmalı, etrafını saracak ışıklarından bir şekilde kendini korumalıydı. Aslında ormana düştüğü ilk gece onlarla karşılaşmamıştı. Belki sadece kulübenin etrafında beliriyorlardı ve burada onlarla karşılaşmazlardı.

Toprak '' Selen'' diye seslendi. Selen derin düşüncelerinden ayrılıp Toprak'a baktı.

- Çok az yolumuz kaldı. Birazdan bu yolun nereye çıktığını göreceksin.

- Tamam Toprak, dediğim gibi ne olursa olsun bir çözüm bulacağız. Tek kişinin aşamadığı bir yol olabilir ama merak etme ikimiz bu yolu birlikte aşacağız.

Selen Toprak'a cesaret vermek için konuşuyordu ancak neyle karşılaşacağı ve ne yapacağı konusunda hiçbir fikri yoktu. Onu cesaretlendirdiği kadar kendinde cesaret olduğu da söylenemezdi. Bir şekilde karşılaşacakları her neyse üzerinden gelmeleri gerekiyordu ve ne gerekiyorsa yapacaktı.

Toprak'ın ''bu taraftan'' dediğini duydu ve arkasından yürümeye devam etti. Karşısında ahşap, üç basamakla içeriye girilen, beyaz çerçeveli bir pencerenin onlara baktığı kulübeyi gördü.

- İki tane mi kulübe var burada. Eee bu çok iyi Toprak geceyi burada geçirebiliriz.

- İki tane kulübe yok diyebildi Toprak.

- Nasıl yok Toprak. Karşımızda işte, onu göremesem beni kandırabilirsin ancak karşımızda işte kulübe duruyor ve görebiliyorum.

- Ben kulübe yok demedim sana iki tane kulübe yok dedim. Sana hiç tanıdık gelmiyor mu kulübe.

Aslında Selen kulübenin dışarısında fazla vakit geçirmemiş ve kulübeyi pek incelememişti. Toprak'ın ne demek istediğini anlayınca etrafına ve karşısında tekrar baktı. Ormandaki ağaçlar ve yollar birbirine çok benziyordu. Ancak bu sabah yola çıktıkları yol burasıydı.

- Dairemi çizdik yani Toprak.

- Onu bilmiyorum işte Selen. Dümdüz ilerledim kaç kere farklı yollardan gittim ve her zaman kendimi kulübenin yanında buldum. Sana anlatmak istediğim buydu. Sana çıkış yok derken bundan bahsediyordum. Ne tarafa gidersek gidelim geleceğimiz yer burası.

Selen karşısına çıkacak bütün tehlikelerle yüzlemeye hazırdı ancak böyle bir durumda ne yapacağını nasıl tepki vereceğini bile anlayamadı. Herhangi bir şeyle karşılaşsalar Toprak'ı cesaretlendirmeye, kendini cesaretlendirmeye çalışacaktı ancak böyle çıkmaz bir yolda ne yapacağını kavrayamadı.

- Emin misin başka bir kulübe olmadığından? Sorusunun yersiz olduğunu biliyordu. Nerede olduklarının gayet farkındaydı ama inanmak istemiyordu buna.

-Daha fazla hava kararmadan içeriye geçelim istersen bu konuyu daha rahat konuşuruz.

Selen tutulmuş gibi olduğu yerde duruyordu. Kafasında hala çözmeye çalıştığı bir şeyler olduğu belliydi.

-Selen umutlarını yıkmak istemezdim emin ol. Senden daha çok istiyorum buradan gitmeyi ancak çıkış yok gördüğün gibi. O yüzden etrafımız sarılmadan içeriye geçersek daha da kötü hissetmezsin.

Selen Toprak'a itaat ederek kulübeye doğru yürüdü.

***

Orman-3 olacak bölümde en kısa zamanda sizlerle olacak. Yorumlarınızı bekliyorum.

<3

Yabancının Kulübesi - KayboluşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin