28 "Kaybolan Yıllar"

27.3K 2.2K 1.4K
                                    


ASLANBEY

Henna ağlıyordu...

Titreyen elleriyle kalemi eline aldığında sertçe masaya vurdum.

"Haydi şuraya at imzayı!" Diye bağırdım.

Nur şaşkınca bana bakıyordu.

"Aslanbey!" Diye fısıldadı hayretle. "Henna Hanım'ın rızası var gibi görünmüyor! Bu şartlar altında zorla ona imza attıramayız! İstersen birkaç gün daha düşünsün-" Elimi kaldırıp onu susturdum.

Sertçe elimi imzalaması gereken yere koydum.

"Şurayı imzala! Sadece on saniyen var!"

Henna titreyen elleriyle öylece bekledi. Yalvarırcasına bana bakmasını umursamadım.

"On..."

"Dokuz..."

"Sekiz.."

"Yedi.."

"Altı..."

Henna imzayı attı.

İçim rahatlarken saçını öptüm ve geri çekildim.

"Tamam mı Nur? Başka bir şeye gerek var mı?"

Nur, Henna'ya özür dileyen bakışlar atıyordu. Kağıdı dosyasına koyduğunda bana baktı.

"Dava açacağız Aslanbey. Mahkeme uzar mı bilmiyorum. Karşı taraf boşanmak istemezse bu da bizim için sıkıntı olur, süreç uzar. Ortada anlaşmalı bir boşanma yok. İki tarafın uzlaşması lazım ki bu evlilik tek celsede bitsin."

Bir de Behzat piçiyle uğraşacaktım!

"Biter biter, hallederiz bir şekilde!" Diye homurdandım. "Sağ ol Nur. Davayı ne zaman açacağız? Hemen bu hafta olur mu?"

Hemen bu iş bitsin istiyordum!

"Elimden geleni yaparım ama o kadar erken olacağını sanmıyorum. Ben sana işlemleri hallettikten sonra bunu söyleyebilirim ancak."

Bir şey söylemeden başımı salladım. Nur evden ayrıldığında Henna bana öfkeyle bakıyordu. Bakışlarında gördüğüm nefrete aldırmadan anneme döndüm.

"Ne yaptın?" Ona yaklaştım. "Ne yaptın da Sera beni terk etti? Konuşuyordunuz, duydum! Bir şey söyledin ona değil mi? Benden nefret ettirdin!"

Annemin konuşmasına izin vermeden bibloların hepsini devirdim. Camlar ortaya saçılırken onu kolundan tuttum.

"Niye lan niye? Evimize aldım seni! Sözümü tuttum, kandırmadım! Niye oğlunun kötülüğünü istiyorsun?"

Annem ters bir hareketle elimi itti.

"Bir daha bana sesini yükseltmeyeceksin! Sen bana nasıl lan diyebilirsin? Karşında annen var! Arkadaşın değilim ben senin!"

Henna'nın elini tuttum.

"Odana gidiyoruz, yürü! Annen de birazdan evden gidecek! Burada çok bile kaldı!"

Henna tiksinir gibi hızla elini elimden çekti. Annemin yanına gittiğinde gözleri yaşlarla doluydu.

"Sera gitti mi?" Elini oynattı. "Sera bizi terk mi etti?" Sinirle içimden bir küfür ettim.

Annem onun gözyaşlarını sildi.

"Anneciğim... Ona olan sevgini biliyorum. Üzülme prensesim, konuşursun sen Sera'yla. Abine küs diye sana da küsecek değil."

Göz devirdim.

"Kıskanıyor Henna'yı! Onu düşünmemi kıskanıyor! Kendi itiraf etti. Hep kardeşimi düşündüğüm için suçlu oldum! Onu hiç düşünmüyormuşum!"

SUSKUNUMDonde viven las historias. Descúbrelo ahora