31 "Korkmak"

32.6K 2.1K 819
                                    


HENNA

Annem saçımı öptü.

Tedirgince etrafıma bakıyordum. Behzat'a benzeyen kimse yoktu! Kamufle olacağım dese de herkesin yüzü açıktı.

Bir günde şehir değiştirmesini istemiştim. Belki de uçak bileti bulamamıştı... Moralim gittikçe bozulurken daha fazla kendimi tutamadım.

Annem şaşkınca bana bakıyordu. Çenemi tutup başımı kaldırdı.

"Henna ne oluyor güzelim? Buraya gelirken çok mutluydun. Şimdi neden ağlıyorsun?"

Gözyaşlarım usulca yanağımı ıslatıyordu.

Gelememişti işte...

Ben gece onu göreceğim diye heyecandan hiç uyuyamamıştım...

"Behzat..." Diye fısıldadım. "Kocamı özledim." Annem hayretle beni izliyordu.

En sonunda yavaşça gözyaşlarımı sildi.

"Ah güzelim... Dün konuştunuz ya, içindeki özlem hiç mi dinmedi?" Ellerimi tuttu. "Aslanbey buna izin verdiğimi bilse beni kovardı ama daha fazla dayanamadım. Sen çok acı çekiyordun. Onunla konuşmanı istedim."

Dudağımı büktüm.

"İmzaladı da sözleşmeyi... Bırakacak mı beni anne? Gidecek mi? Tek mi kalacağım?"

Annem sevgiyle saçlarımı okşadı.

"Behzat'ın seni kolay kolay bırakacağını düşünmüyorum. Üzülme artık..." Elimi öptü. "Ne istersin? Meyveli çörek?" Gülümsedi. "Yanına da kahve... Sonra da şu yaş pastalardan alırız. Bol çikolatalı."

Hafifçe başımı salladım.

"Ben tuvalete gidiyorum. Yüzümü yıkayacağım."

Annem kaşlarını çattı.

"Bu makyajla mı?"

Ofladım.

"Gel kapıda bekle anne! Tuvaletin deliğinden kaçmaya çalışırım belki!"

Annem kuşkuyla beni süzdü.

"Tamam Henna. Git bakalım. Geç kalma. Ben de siparişleri veriyorum."

Hafifçe başımı salladım.

Tuvaletin önüne geldiğimde etrafa baksam da onu göremedim. Omuzlarım çaresizce düştü. Gelememişti işte!

Acaba burayı mı bulamamıştı?

Belki de uçak bileti alamamıştı...

Hayal kırıklığıyla etrafıma bakarken masada oturan adamı gördüm.

Simsiyah bir güneş gözlüğü, maskesi ve şapkası vardı.

Hiçbir yeri belli olmasa da içimi saran sıcaklıkla birlikte onun olduğunu anladım.

Kalbimin ritimleri değişirken dondum kaldım.

Siyah gözlüklerinin altından beni izlediğini hissedebiliyordum.

Öylece durup onu izledim.

Yavaşça ayağa kalktığında sertçe yutkundum.

Heybeti karşısında dilim tutulurken bana doğru geldiğini gördüm.

Hızla kendime gelirken tuvaletin kapısını açtım. Neyse ki kimse yoktu!

Kenardaki girilmez tabelasıyla göz göze geldiğimde gülümsedim. Hızla onu tuvaletin önüne çektim ve içeriye girdim.

SUSKUNUMOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz